EXTRA I

1.4K 123 50
                                    

3193 kelime ve bence dolu dolu bir extra bölümü oldu. Bu da son extra bölümdü ve artık Doc kurgusu burada sona ermiş bulunmakta. Okuyan herkese fazlasıyla teşekkürlerimi sunuyor ve bu kurguya bir şans verdiğiniz için mutlu olduğumu dile getirmek istiyorum. Şimdi son kez sizi bir bölümle baş başa bırakıyor ve yaparsanız güzel yorumlarınızı okumayı sevdiğimi belirterek köşeme çekiliyorum.

İyi okumalar.

Min Yoongi

"Yoongi!" Nerede olduğunu bilmediğin Namjoon bana seslendiğinde bakışlarımı salonun bahçeye açılan kapısında gezdirdim.

"Bahçedeyim!" karşılık verdikten sonra tekrar önüme dönmüş ve Namjoon'u beklemeye başlamıştım, birazdan yanıma gelirdi.

"Bebeğim.." Namjoon'un parke zeminden gelen adım sesleri bana yaklaştığını anlamamı sağlarken hafifçe dönüp omzumun üzerinden yeniden ona bakmıştım. Koca adımlarıyla sonunda bahçeye çıkmış ve yine birkaç koca adımda bana ulaşmıştı, uzanıp alnıma minik bir öpücük kondurduğunda yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirmekten başka bir şey yapamamıştım.

Yeni eve taşınmamız bitmiş üzerinden birkaç ay geçmişti, ikimizden de parçalar taşıyan harika bir evimiz vardı artık. Bahçeye güzel zamanlar için bir masa ve birkaç sandalye atmıştık. Havalar güzelleşirken evdeki favori mekanım burası olmuştu, sandalyelerden birine yerleşiyor, bahçe için yapabileceklerimizi düşünüyordum ya da hayatımın bir süre önce nasıl bu kadar da değişmeyi başarabildiğini, Namjoon hayatıma nasıl da bir mucize gibi gelmişti ama...

"Heyy, dinliyor musun?" oturduğum sandalyenin önünde diz çökmüş Namjoon düşüncelerimden çıkmamı sağlarken aşık olduğum yüz hatlarında gezdirmiştim gözlerimi.

"Dalmışım, üzgünüm. Ne söyleyecektin?" dolgun dudaklarına yayılan gülümseme eğilip onu öpmek istememe neden olurken bu isteğimi dizginleyerek söyleyeceği şeyi bekledim. Önümde diz çökmüş bir şekilde ellerimi tuttuğunda baş parmaklarıyla hafifçe ellerimin üzerini okşamaya başlamıştı, beklemek söyleyeceği şeyi daha da merak etmeme neden olurken sabırlı davranmıştım.

"Hastaneden ayrıldıktan sonra aldığım teklifleri hatırlıyor musun?" kısık bir mırıltıyla onaylarken kuruyan dudaklarımı ıslatmış ve tüm dikkatimi Namjoon'a yöneltmiştim, bahsettiği tüm teklifleri kendi kliniğini açmak istediği gerekçesiyle geri çevirmişti ve bir süredir de bunun planlarını yapıyordu.

"Yeni bir teklif aldım, kabul etmeyi düşünüyorum." kaşlarım ister istemez yukarı kalkarken dudaklarıma alaycı bir gülüş yerleştirmiştim.

"Yoksa sana iki araba mı teklif ettiler?" alaycı soruma karşı gülümseyen Namjoon kafasını sallayarak reddetmiş ve tuttuğu ellerimi dudaklarına götürüp minik öpücükler bırakmıştı ellerime, neden bu kadar çekingen ve yumuşak davrandığını anlayamıyordum.

"Eh, istersem verirler büyük ihtimalle... Yine de reddedemeyeceğim kadar iyi bir teklif, çok iyi bir hastane, birçok ülkenin önde gelen hastanelerinden biri, uluslararası çalışabilirim demek bu." söylediklerini hafifçe kafamı sallayarak onaylamış ve ellerimi Namjoon'un ellerinden çekip yüzüne çıkarmıştım, yüzünü avuçlarım arasında alıp kocaman gülümsemiş ve alınlarımızı birbirine yaslamıştım.

"O halde ne bekliyorsun, kabul etsene?!" benim gülümsememle onun da dudaklarına bir gülümseme yerleşmişti, dudaklarını araladığı sırada bir "ama" geldiğini anlamak zor değildi.

"Ama bu hastane St. Mary'nin rakibi." çekindiği şeyin bu olduğunu söyledikten sonra rahatlayan omuzlarından anlamış ve ellerimi yüzünden çekip omuzlarına yerleştirdikten sonra yanağına bir öpücük bırakmıştım.

Doc. |NamGiWhere stories live. Discover now