Bl|25

2.3K 192 202
                                    

SELAMLAAR, eve dönmüşken ve vakitte bolken e banada biraz ilham gelmişken yeni bölüm yazmamak için hiçbir sebep yoktu. Güzel ve bir o  kadar da yaratıcı yorumlarınıza bayılıyorum. İyi okumalar 🖤🖤


KIM TAEHYUNG

Jungkook karşımda oturmuş teorik sınavı için çalıştığı konuyu bana anlatıyordu. Aynı üniversitede olduğumuzu öğrenmek bizi biraz daha yakınlaştırmıştı. Çenemi elime yaslarken kafamı hafifçe yana yatırmış ve anlattığı şeyleri dikkatle dinlemiştim. O kardiyoloji öğrencisiydi ve çalıştığı konuda kalp ve damarlar hakkında bir şeylerdi. Bazen derin düşüncelere daldığım için söylediklerini kaçırıyordum ama yakaladığım kısımları da çoğunlukla anlamıştım. Belli günlerde onun sınavlarına çalışırken belli günlerde benimkilere çalışıyorduk. Yarın benim günümdü. Tüm gün boyunca onu beyinle ilgili bir çok garip bilgiye boğacaktım.

Bu düşünce yüzüme minik bir gülümseme yerleştirirken gözlerimi birkaç kere kırpıştırıp dikkatimi ona vermeye çalışmıştım. Bu sırada söylediklerine ara vermiş ve önündeki kahveden bir yudum alarak kendine dinlenmek için zaman tanımıştı. Kahveyi masaya geri bırakırken onu izlemeye devam etmiştim. Kirpikleri arasından bana bakarken elindeki kağıtları da masanın üzerine koymuştu.

"Seni sıkıyor muyum?" hemen kafamı iki yana sallayarak reddetmiş ve yanıtlamıştım.

"Hayır, iyi gidiyorsun. Bu sınavdan iyi alacağın şimdiden belli." anında yüz ifadesi yumuşayıp gülümsemiş ve önündeki kağıtlara kısa bir bakış atmıştı. Gülümsemesi yavaş yavaş kaybolarak hafifçe kaşları çatıldığında ne olduğunu anlamadığım için bende kaşlarımı çatmıştım. Bazen çok hızlı değişimler yaşıyordu.

"Beni asıl korkutan pratikler..." endişesini şimdi daha iyi anlarken belli belirsiz kafamı sallamış ve bana bakması için uzanıp çenesinden tutmuştum.

"Endişe edecek bir şey yok, çok iyi bir cerrahın stajyerliğini yapıyorsun. Onlarda iyi geçecek." söylediklerimi dinlerken yinede gözlerindeki endişe kaybolmamıştı. Bu düşünceyi ondan uzak tutma ihtiyacıyla elimi çenesinden çekip masaya yerleştirmiştim.

"Şimdi son söylediklerini bir daha tekrarla bakalım, doğru anlamış mısın? "

||||

MIN YOONGI

Namjoon'a kısa bir mesaj attıktan sonra telefonu cebime yollamış ve sıcak bir havası olan cafeye adımımı atmıştım. Namjoonla burada güzel vakit geçirmeyi çok isterdim ama şuan başka biriyle işim vardı.

Ekip lideri Jung Hoseok gibi.

Derin bir nefes alıp köşedeki pencerenin önündeki tahta masada oturan lidere ilerlemiş ve yüzüme nezaketen bir gülümseme yerleştirmiştim. Şuan buradayım çünkü benden bunu rica etmiş ve söylemesi gereken şeyler olduğunu söylemişti. Söyleyeceklerini az çok tahmin ediyordum. Zor bir şey değildi bu tahmini yapmak ama duymak istediğim için gelmiştim. Ayrıca benimde söyleyeceklerim vardı. Hastaneye geldiğinden beri bir çok rahatsız durumda bulunmuştuk ve bu hoşuma gitmiyordu.

Masaya oturduğumda bel çantamı çıkarıp masanın üzerine bırakmış ve kafamla selam vermiştim. Jung Hoseok'un yüzü aydınlanırken oturuşunu düzeltmiş ve tüm dikkatini bana yöneltmişti.

"geldiğiniz için teşekkür ederim." kafamı sallayarak bu teşekkürü kabul etmiş ve artık konuşmam gerektiğini anlayarak devam etmiştim.

"Önemli değil, nasılsınız? Hastanede bir sorun mu var?" ilk beşte kaşları çatılmış ardından bu ifadesi yumuşarken kafasını iki yana sallamıştı.

Doc. |NamGiWhere stories live. Discover now