Bl|2

4.8K 379 149
                                    

İtiraf etmeliyim ki Kim Namjoon iyi bir cerrahtı. Hatta elleri bu iş için özel olarak Tanrı'nın en güzel uğraşlarının sonucu gibi bu işe çok güzel uyuyordu. Bu ona olan saygımı arttırmıştı. Bu bölümde onunla çalışacaksam uzlaşmayı kabul etmeliydim, öyle de yapıyordum.

Üzerime geçirdiğim önlükle bugün ameliyatını gerçekleştireceğim hastayı görmeye gittim. Beynindeki tümöre rağmen oldukça canlı bir kadın olması işimi daha da kolaylaştırırken bunun ameliyat sonrası iyileşmesinde de ona yardımcı olacağını söyleyerek telkin ettim.

Genç kadını dinlenmesi için yalnız bırakacağım zaman arkamı döndüğümde kapıya yaslanmış Kim Namjoon'u görmeyi beklemiyordum. Sivri gözlerini gözlükle süsleyerek insanlara güzel bir görüntü sunuyordu. Genç kadının yalnız kalması için odadan çıktım.

"listede en tepede ameliyatın olduğunu gördüm öncesinde yemek yiyelim mi?" söylediği şeyin şirinliğine rağmen yüzümü ifadesiz tuttum ve hasta katında yürümeye devam ettim.

"ameliyatlarımdan önce yemek yemiyorum." anladığını belirten şekilde kafasını salladığını göz ucuyla gördüğümde ellerimi önlüğümün ceplerine soktum ve adımlarımı asansöre yönlendirdim.

"Sonrasında da yemiyorsundur değil mi? Bu yüzden fazla..." sona doğru kısılan sesi onu duymamı engellerken keskin bakışlarımı yavaşça ona çevirdim. Uzun boyu ve mükemmel fiziğiyle ardımdan asansöre binmiş ve beni parfümüyle tanıştırmıştı.

"Sence de fazla istilacı davranmıyor musun? Aç olduğum zaman haber veririm." katı tuşlayıp önüme döndüm. Az önce ziyaret ettiğim hastanın son tahlillerini kontrol edip kendimi ameliyata hazırlamam gerekiyordu. Asansör katta durana kadar ikimizde sessiz kaldık ve ardından ben indim. Namjoon'u geride bırakırken burnumdan hızlı bir nefes verdim. Aramızdaki iş ilişkisini korumaya bakmalıydım.

Ona dair düşünceleri kafamı iki yana sallayarak dağıtırken bugünkü asistanımın bana getirdiği tahlil sonuçlarına baktım. Gözlerimi sonuçlardan kaldırmadan konuştum.

"Ameliyat için hazır mısın?" ilk bir kaç saniye durakladığını farketsemde hızla toparlandı. Onca intern arasından ameliyatta bulanacak kişinin o olacağını düşünmemişti büyük ihtimalle.

"Hazırım efendim." Biraz tereddütlü çıkan sesiyle elimdeki kağıtlardan ona çevirdim bakışlarımı.

"Sesindeki şüpheyi yok et. İlk ameliyatından ders çıkarmaya bak." hızlıca kafasını sallayarak onayladığında tahlilleri uzattım. Ardından kalkıp üstümdeki önlüğü çıkardım ve askılığa astım. Dosyayı koltuk altına sıkıştırıp çıkmam için kapıyı açtığında memnun bir şekilde onayladım. Koridora çıktığımızda bir kaç adım peşimden gelmesi dikkatimi dağıtıyordu. Bu yüzden durdum. Ben durunca o da bir kaç adım geride durdu. Bu yüzden dönüp ona bakmak zorunda kaldım.

"Arkamdan yürümeni istemiyorum, yürüyorsan yanımda yürü." şaşırmış bir şekilde gözlerini büyüttüğünde söyleyeceği cümleyi az çok tahmin ediyordum. Saygı falan filan...

"Ama bu hiç uygun olmaz efendim." kafamı iki yana salladım ve reddettim.

"Saygı kuralları umurumda değil. Seninle konuşuyorsam seninle yürüyorsam benimle aynı hizada ol." bir şey söylemek için ağzını açtığı sırada elimi kaldırdım ve onu durdurdum. "İtiraz duymak istemiyorum, gidelim." mecbur bir şekilde onayladığında yürümeye başladım. Birkaç fazla adımla bana yetişip yanımda yürümeye başladığında itaat konusunda iyi olduğunu düşündüm.

"Bu arada Taehyung..." Hemen dikkatini bana verdiğinde ona kısa bir bakış attım. "Fikirlerini söylemekten çekinme, zeki olduğun belli ama göstermiyorsun, pısırık doktorlar bu programda uzun süre dayanamaz." anladığını belirterek onaylayan bir kaç mırıltı çıkardı. Onu üniversitede aldığı notları ya da diğer başarıları için seçmemiştim, bakışlarında farklı bir nokta vardı. Sanki insanın içini görüyor ama belli etmemeye çalışıyordu. Birazda asilik sezmiştim. Bana benzediği çok açıktı. Eğer benimle devam ederse iyi bir cerrah olacağından adım kadar emindim.

Operasyon odalarının olduğu kata girdiğimizde ameliyatın yapılacağı 1 numaraları salona girdim. Birkaç hemşire bizi hazırlamak için karşıladı. Taehyung tahlil dosyalarını hemşirelerden birine verirken önce bonemi bağladım ardından ellerimi strelize ettim ve bana uzatılan ameliyat kıyafetlerini üzerime geçirmeye başladım. yüzüme geçirdiğim maskeyi de arkada bağladıktan sonra geriye sadece eldivenlerim kalmıştı.

"Şimdi hazır mısın?" sorumu sorduğum sırada elini yıkıyordu bu sefer hiç beklemeden aynı yanıtı verdi.

"Hazırım efendim." istediğim şeylerin yolunda gitmesi beni memnun ederken izleme salonunda bir çok cerrahın bu ameliyatı izleyeceğini biliyordum.

Hemşire takmam için eldivenleri açarken kafamı eğerek bir nevi teşekkürde bulundum. Tamamen hazırdım. Asistanımda hazır olduğunda içeride bekleyen hastaya baktım. Narkoz hazırlanıyordu ve önümüzdeki bir kaç saat boyunca onun etkisiyle derin bir uykuda olacaktı.

"Ameliyata başlamadan önce Vivaldi açmanı istiyorum." onaylamasını beklemeden ameliyathanenin kapısını açtım ve yukarıdaki meraklı gözlere bakmadan hastanın başına geçtim. V ardımdan içeri girip elindeki ufak tablet bilgisayardan dediğimi yapmaya başladı. Bir süre sonra kafasını kaldırıp bana baktı.

" Vivaldi--four seasons?" maskemi kapatırken kafamı iki yana salladım.

"Fazla sıradan, başka bir şey dene." herkes anlamayan bir şekilde bizi izlerken gözlerindeki şaşkınlığı seçebiliyordum.

"Storm?" tekrar kafamı sallayarak reddettim.  "Fazla şiddetli." bir süre daha bakınmaya devam etti ve sonunda emin bir şekilde bana döndü.

"La Stravaganza?" maskenin altından gülümsedim, kimse görmediği için bunda bir sakınca yoktu.

"Uygundur. Şimdi aç ve buraya gel, hastayı sen açacaksın." ve herkesi şaşırtan bir durum daha. Artık insanların bu kadar şaşırması sinir bozucu olmaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp baş hemşireye baktım.

"Değerler?"  hemşire hemen hastanın nabzı, kan basıncı ve diğer şeyler hakkında bilgi verirken çekilen MRIları inceliyordum. Küçük bir tümördü, belki alabileceğimiz nokta biraz tehlikeli olabilirdi ama sorun yoktu. Çocuk oyuncağıydı. Asistanımın açması için çizdiğim çizgileri MRIa bakarak kontrol ettim ve emin olduktan sonra yardımcıların birine verdim.

Taehyung'un yüzündeki kararlılığı görmek hoşuma gitmişti. Az önce sesi titreyen kendinden şüphe eden çocuk gitmiş yerini emin ve daha iyi olanı almıştı. Gösterdiğim kısmı onayladığında avucunu açtı ve ilk istediğini söyledi...

{}{}{}{}{}

Aldığımız tümörü uzatılan kaba koyduktan sonra ellerimi kaldırarak geri çekildim. Dediğim gibi oldukça basit ve başarılı bir ameliyat olmuştu.

"Hastayı senin kapatabilirsiniz." Vivaldinin yankılandığı ameliyathanede daha fazla beklemeden çıktım. Asistanımın bunu yapabileceğinden adım kadar emindim. Bu yüzden eldivenleri ve ameliyat kıyafetlerini çıkartıp çöp kutusuna attıktan sonra bonemi de çıkarıp yanıma aldığım gibi asansöre yürümeye başladım. Asansör geldiğinde bindim ve katı tuşladıktan sonra kapıların kapanmasını bekledim, bu sırada da hala zihnimde çalmaya devam eden Vivaldiyi mırıldanıyordum. Kapılar tam kapanmak üzereyken araya giren ayakkabıyla bakışlarımı yerden kaldırıp gelen kişiye baktım.

Namjoon.

Doc. |NamGiWhere stories live. Discover now