Bl|31

1.8K 165 85
                                    

İyi okumalar. <3

KİM NAMJOON

Uçağın inişe geçtiğini söyleyen pilotun sesiyle uyandığımda hala yorgundum. Uçakta gerçekleşen birkaç saatlik bir uyku tabi ki yeterli gelmemişti. Bir süre burun kemerimi sıkmış ardından bir süre önce çözdüğüm kemeri tekrar takarak Yoongi'yle geçecek birkaç günün güzelliğiyle kendimde biraz daha dayanma gücü bulmuştum. Beni havaalanından alacağı konusunda anlaşmıştık. Bu yüzden sabah 06.30 benim için havaalanında olacaktı. Aslında ona uyumasını ve sabah beni yanında bulacağını söylemiştim ama bu konuda ısrarcı davranarak itiraz etmeme pek de izin vermemişti.

Bakışlarımı camdan dışarı çevirip bir şeyler seçmeye çalışmıştım. Pek başarılı olamamıştım çünkü hava yeni yeni aydınlanmaya başlıyordu. Bu yüzden bundan vazgeçerek kollarımı göğsümde birleştirmiş ve Osaka'daki vakanın iyi sonuçlanmasına sevinmiştim.

>>>

Ufak çantamın askısını düzelterek omzuma takarken havaalanından çıkmış ve etrafıma bakınmaya başlamıştım. Tam telefonumu çıkarıp Yoongi'yi aramayı düşünürken elini kaldırıp dikkatimi çeken adamı görmüş ve yüzüme istemsizce yerleşen gülümsemeyle ona doğru adımlamıştım. Siyah jipe yaslanmış adamdan kısa bir süre ayrı kalmış olmama rağmen inkar edilemez bir şekilde onu özlemiştim. Bu yüzden ona yaklaşırken kollarımı iki yana açmıştım. Sıkı sıkı sarılmamız gerekiyordu. Kollarımın arasında varlığını hissetmek istiyordum.

Yoongi de beni anlayarak kollarını açmış ve birkaç ufak adım da o atmıştı. Gülümsemem daha da genişlerken sonunda Yoongi'ye uzanmış ve hemen kollarımı beline sararak kendime çekmiştim. Anında sarılışıma karşılık verirken burnumu saçlarının arasına daldırarak kokusunu içime çekmiş ve bu ufak çaplı huzuru kemiklerime hapsetmek istemiştim.

"Hey, selam." Yoongi'nin tınısı güzel sesi göğsüme çarpıp boğuklaşırken bu anın keyfini çıkarmak isteyerek olduğum yerde hafifçe sallanmıştım.

"Selam bebeğim." Yoongi kafasını kaldırıp yüzüme bakarken yorgunluğumu unutarak gülümsemiş ve saçlarının arasına minik bir öpücük bırakmıştım.

"Hadi eve gidelim." Yoongi omzumdaki çantayı alıp arka koltuğa bırakırken ben de arabanın diğer tarafına adımlayıp yolcu koltuğuna geçmiştim.  Ev fikri o kadar hoştu ki... Ama bunu Yoongi'den duymak çok daha hoştu. Şimdilik orası evdi, yakında evimiz olurdu. Zaten Yoongi'nin olduğu herhangi bir yer benim için ev sayılırdı. Çünkü benim için ev tanımı ondan ibaretti. Ben bu yoğun düşünceler içindeyken kafamı hafifçe cama yaslamış yorgun bir şekilde esnemiştim.

"Önce kahvaltı yapalım sonra uyuruz, olur mu? Kahvaltıyı çıkmadan önce hazırlamıştım zaten." kafamı sallayarak yavaşça onaylamıştım. Bu ufak seyahatten önce anahtarlarımı Yoongi'ye bırakmıştım. Sadece bulunsun diye, illa evime bakmak zorunda olmasına gerek yoktu. Kahvaltı hazırladığına göre gece benim evimde mi kalmıştı? Bunun merakıyla kollarımı göğsümde bağlayarak kafamı camdan ayırmış ve bedenimi biraz Yoongi'ye çevirmiştim.

"Gece bende mi uyudun?" cevabı merakla beklediğim için sesim de bir o kadar meraklı çıkmıştı.

"Hmhm, senin yatağında ve senin kıyafetlerinle." bu düşünce anında görüntü olarak zihnimde belirdiğinde dudaklarım iki yana kıvrılmıştı. Harika bir görüntüydü. Min Yoongi benim bol tişörtüm içinde kaybolmuşken koca yatağımda benim kokumla sarmalanmış bir şekilde uykuya dalıyor..

" Ama bensiz... "dudaklarımı hafifçe dışarı kıvarırken Yoongi göz ucuyla bana bakmış hemen ardından yola dönmüştü.

"Bunu telafi etmek için önünde mükemmel bir haftasonu var bayım." imalı bir şekilde gülümsediğini gördüğümde bende gülümsememe engel olamamıştım. Yaklaşık yirmi dakikadır onun yanındaydım ve hiç olmadığım kadar gülümsemek istiyordum. Üzerimdeki etkisi kesinlikle harikaydı. Sakin bir nefes alıp vermiş ve bakışlarımı yola çevirmiştim.

Bu haftasonuna çok ihtiyacım vardı.

>>>

Yoongi kapıyı açtığında içeri adımımı atmış ve elimdeki çantayı kenara bırakmıştım. Arkamdan kapıyı kapattıktan sonra derin bir nefes alıp vermiş ve kapıya yaslanmıştım. Yoongi hemen mutfağa doğru ilerlerken kendimi kapıdan ayırmış ve merdivenlere yönelmiştim.

"Üzerimi değiştirip geleceğim!" merdivenleri çıkarken aşağı seslenmiş ve üzerimdeki tişörtten kurtulurken basamakları bitirmiştim. Yatak odasına yönelirken üzerimdeki pantolonun düğmesini ve fermuranı açmış sonra sabırsız bir şekilde odaya girip pantolonumdan da kurtularak dolaptan rahat bir şort almıştım. Beklemeden üzerime geçirdikten sonra beni çağıran yatağı görmezden gelip mutfakta benim için kahvaltı hazırlamış olan adamı daha fazla bekletmeden aşağı inmiştim.

Mutfaktan içeri girdiğimde Yoongi yeni sıkıldığını düşündüğüm portakal suyunu bardağa dolduruyordu. Kahveyi tercih ederdim ama bunun uykumu kaçıracağını düşünmüş olmalıydı.

İçten içe ince düşünceli bir adam olmasına bayılıyordum.

Hazırladığı güzel masaya kısa bir süre bakmış ardından birkaç kısa adımda ona ulaşarak kollarımı beline sarıp kendime çekmiştim.

"Ne kadar mükemmel bir adama sahibim ben böyle..." gülümseyerek kurduğum cümleler onun da gülümsemesine neden olduğunda hafif hissettiğimi düşünmüştüm. Onunda benim gibi hissettiği gözlerinden anlaşılırken daha fazla beklemeden hemen masaya oturmuşum.

"Önce hazırladığın bu harika kahvaltıyı sonra da seni mideme indireceğim, haberin olsun."

Yoongi de masaya oturduğunda birlikte kahvaltımıza başlamıştık. Bu kısa ayrı kalma sürecimizde olanları konuşurken de hem kahvaltıya yapıyor hem de gülüşüp eğleniyorduk. O tınısı güzel sesini o kadar özlemiştim ki.. Masadan kalkmayı hiç istemesem de uyku için yalvaran bedenim ve beynimin tek düşündüğü şey Yoongi ile birlikte yatağa kıvrılarak saatlerce uyumaktı.

Masadan kalktığımızda olduğum yerde hafifçe gerinmiştim. Mutfağı uyanınca da toplayabilirdik. Şimdi ihtiyacım olan tek şey Min Yoongi kollarımın arasındayken uyumaktı. Bu yüzden Yoongi'nin elini tuttuğum gibi yukarı yönelmiştim. Onu çekiştirmeme izin verirken yorgun bir şekilde esnemiş ve koridoru geçerek yatak odasına girmiştim. Yoongi'nin elini bırakıp hemen odanın karşısına adımlamış ve perdeleri sonuna kadar kapattıktan sonra hızlı bir hamleyle kendimi yatağa atmıştım.

"Gel bakalım buraya." kollarımı iki yana açarken Yoongi'nin kollarımın arasına girmesini bekliyordum. Yoongi daha fazla beklemeden kollarımın arasına girdiğinde bir kolumu beline sarıp bedenini olabildiğince kendime çekmiş ardından diğer kolumu sarmıştım.
 
Üzerime iyiden iyiye çöken ağırlıkla yavaş yavaş gözlerimi kırpıştırmış ve Yoongi'ye minik bir öpücük vermiştim.

"rüyalarda buluşmak dileğiyle sevgilim." hoşuna gitmiş olacak ki ben de ondan bir öpücük kazanmıştım.

"Buluşalım sevgilim." tonlaması ince bir ima taşırken huzurlu bir şekilde gülümseyerek açık tutmakta zorlandığım gözlerimi kapatmıştım en sonunda. Kendimi uykuya teslim ederken etrafımı saran benim kokumla sarmalanmış odada kollarım arasındaki adamın kendine özel kokusu paha biçilmez hissettiriyordu.

Doc. |NamGiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora