Bl|17

2.9K 247 65
                                    


Baktım ilham gelmiş yazıyorum hemen yayımlayayım dedim. Şimdiden bir sonraki bölümü kafamda oluşturmaya başladım ama ne zaman yazıya dökerim muamma, şimdilik bununla yetinin muuaah. İyi okumalar 🖤🖤 (satır arası yorumlarınızı seviyoruuumm)


MIN YOONGİ

Yüzüme vuran güneş ışığı gözlerimi rahatsız ederken huysuz bir şekilde yüzümü buruşturmuş ve gözlerimi açmak için kendimi zorlamıştım. Gözlerimi biraz aralayıp derin bir nefes almış ve kabuslar olmadan geçirdiğim geceye içimden teşekkür etmiştim.

Dirseklerim üzerinde doğrulurken yanımda uzanan Namjoon'a takılmıştı gözüm.

Akşam harika bir yemek yemiştik. Yemek konusunda kesinlikle bir şeyler biliyordu sadece biraz kaosa yatkın bir yapısı vardı. Bir kaç kere elinden düşürdüğü bıçak ve nasıl kırmayı başardığını asla anlamadığım tencere sapıylada olsa bize harika bir yemek hazırlamıştı. Sonra salondaki şömineyi yakmış ve yere bir kaç battaniye atarak uzun uzun konuşmuş ve şarap içmiştik. Bu sefer kadehlerimiz de vardı.

Ne zaman uyuduğumu hatırlamıyorum ama Namjoon hala sakin sesiyle bir şeyler söylüyordu. Her şey o kadar huzurluyudu ki ne zaman kendimi uykuya bıraktığımı hatırlamıyordum bile. Sadece Namjoon'un beni kendine çektiğini ve uyumam hakkında söyledikleri vardı.

Battaniyeyi üzerimden atıp birazını Namjoon'un üstüne örttükten sonra güneşin onu da rahatsız etmesini istemediğim için kalkıp boydan boya camlar için biçilmiş kaftan gibi görünen perdeleri yavaşça ses yapmadan çektim. Sonra bir süre ne yapacağımı bilmeden öylece dikildim.

Kahvaltı hazırlamam gerektiğine karar verdiğimde zaten yeterince dağılmış saçlarımı dahada dağıtarak mutfağa ilerlemiştim. İçeri girdiğimde, üzerimdeki Namjoon'un bana kat kat büyük olan kıyafetlerini biraz çekiştirmiş ve halime gülmeden edememiştim. Berbat bir akşamdan kalmalık yaşamış gibi görünüyor olmama rağmen hiçte öyle değildi. Aksine harika bir akşam yaşamış ve sorunsuz bir uyku çekmiştim.

Dolaptan çıkardığım malzemelerin ardından ses yapmamaya özen göstererek dolapları karıştırmış ve bulduğum bir kaç tavadan birini seçerek kahvaltı hazırlamaya koyulmuştum.

>>>>

Kulaklıklarımda çalan şarkıya mırıldanarak eşlik ederken işime devam etmiş ve kırdığım yumurtaları çırparken hafifçe yerimde kıpırdanmıştım.

Her şey neredeyse hazırdı sadece omlet kalmıştı geriye. Bu yüzden acele etmiyordum. Belime sarılan kolları ve kafamın üstünde hissettiğim çeneyle hemen kafamı kaldırıp yukarı bakmıştım. Namjoon önce gülümsemiş ardından alnıma minik bir öpücük kondurmuştu. Elimdeki kaseyi tezgaha bırakıp kulaklıkları kulağımdan çıkarıp konuşmuştum.

"Günaydın, çok mu ses yaptım?" kafasını iki yana sallayarak bir kaç homurtuyla reddetmişti. Bu hali bende gülme isteği uyandırırken dudaklarımı birbirine bastırıp omlet malzemelerini karıştırdığım kaseyi elime almıştım.

"Günaydın." boğuk sesi içimde hiç bilmediğim bir kaç yere dokunduğunda kafamın içindeki Yoongi'ye sakin olması gerektiğine dair ufak bir konuşma yapıyordum.

Namjoon kulaklıklardan tekini alıp ne dinlediğimi anlamak için kendi kulağına takmış ve bir kaç saniye sonra kulaklığımı geri bırakarak ses tonundaki şaşkınlık ve o lanet olası boğuk tonla tekrar konuşmuştu.

"Rap?" bir kaç mırıltıyla onaylarken boynumun ağrımasını istemediğim için işimin bittiği kaseyi tezgaha bırakıp ona dönmüştüm.

"Her zaman klasik dinlemiyorum." kolları belimi biraz daha sıkı sararken kocaman gülümsemesiyle yanıtlamıştı.

Doc. |NamGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin