Danger - Özel Bölüm

6.4K 282 86
                                    

Selamlar hepinize! Uzuuuuuun bir zaman olmuştu görüşmeyeli değil mi? Umarım hepiniz iyisinizdir! 

Danger bittikten sonra bile gelen güzel ve harika mesajlar için sizlere teşekkür etmek için özel bir bölüm yazdım. Yazmayalı bir kaç hafta olmuştu ama biraz sorumluluklarımdan kaçmak adına kendimi odama kapattım ve bu bölümü yazdım. Pekala sizi bölümle baş başa bırakıyorum sevgili okuyucular. Bunca zamandır hala bana destek verdiğiniz için çok ama çok teşekkür ederim. İyiki varsınız! 

Not: Hatırlarsanız Wendy ve Zayn'in İtalya'ya tatile gittikleri bir, iki bölüm vardı. Bu özel bölüm o sırada geçen bir günü anlatıyor. İyi okumalar. xx

 ________

Başımı yastığa olabildiğince gömmüştüm. Uyanmama neden olan güneş ışıklarını yok saymak ve tatlı uykuma kaldığım yerden devam etmeyi çok istiyordum. Ama hafifçe işittiğim kıpırdanmaların sahibi buna izin vermeyecek gibiydi. Sırtımda bir bedenin ısısını hissettikten sonra belimde yavaşça ve neredeyse ürkekçe denebilecek bir şekilde gezinen el karnımda hafifçe baskı uygulayarak beni bedenine çekti. Tenimde bir sonraki hissettiğim şey ise boynumun girintisine çarpan sıcak nefesti. 

"Sabah oldu." dedi kulak tırmalayan bir ses. Sessiz kalmayı seçtim çünkü hala uykuya dalabileceğimi düşünüyordum. Her ne kadar onun kollarının arasında hapsolsamda ve bu beni rahatsız etsede tek düşündüğüm şey uykuydu. Sadece uyku, uyku ve uyku. Fiziksel ve duygusal bir savaşın arasında kalan bedenimin toparlanabilmesi için dinlenmeye ihtiyacım vardı. Saatlerce uyumak, ardından kalkıp sıcak bir çay içmek, sessizlik içinde pencereden dışarı seyretmek, gördüğüm insanlar hakkında bir kaç fikir yürütmek ve ardından tekrar uykuya dalmak isterdim. 

"Hadi Wendy, gözlerini aç."

Ve yalnız olmak. 

Bir nefes vererek ona doğru döndüğümde aptal bir sırıtma ile beni izlediğini gördüm. Sabahları gözümü açınca ilk gördüğüm şey yüzünde salak bir gülüşle beni izleyen Zayn'di. 

Ona hafifçe sırıtarak karşılık verdikten sonra gözlerimi kaçırdım. Güneş bugünün harika olduğunu haber verircesine parlamaya devam ediyordu. Hafif aralık olan pencereden içeri ılık hava süzülmekteydi. İnsana cidden pozitif duygular yükleyen bir gündü ama kendimi ne kadar şartlarsam şartlayayım kalbimin üzerinde ki ağır yük mutlu olmak için harcadığım çabamı ezip parçalara ayırıyordu.

Will ile resmen ayrıldıktan sonra Zayn ile İtalya'ya gelmiştim. O gün ikimiz içinde çok zordu ve kafa dağıtma amacı ile kısa bir tatil yapmak için gerçeklerden uzaklaşmıştık. Desmond'ın saçma notlarından kurtulduktan sonra daha iyi hissederim sanıyordum ama içimde beni kavuran ateş tükenmemi sağlıyordu. 

Zayn'den uzaklaşmak istiyordum. Onun bana dokunmamasını ve birazda olsa kendi başıma kalmayı çok özlüyordum ama şu an Zayn'in kollarından sıyrılırsam onu üzeceğimi bildiğim için hareketsizce yatmaya devam ettim. Ona söz vermiştim. Hep yanında olacaktım. Ve şu an ondan başka kimsem olmadığı için yenilgiyi kabul ettim ve bedeninden gelen sıcaklığın beni rahatlatmasına izin verdim. 

"İyi misin?" 

Gözlerimi onun kahve bakışlarına çevirdiğimde gülümsedim. "Evet iyiyim." dedim samimi bir şekilde. Sahtelikten uzak kalmaya çalışıyordum. Onu üzmemeye çalışmalıydım. Bana zarar vermesine rağmen pişman olduğunu defalarca dile getiren, ondan nefret ettiğimi bağıra bağıra söylememe rağmen benden vazgeçmeyen ve bir umutla onu geri sevebileceğimi düşünen bu adama sanırım bir günümü verebilirdim. 

DANGER *Düzenleniyor*Where stories live. Discover now