Danger - Bölüm 50

9.3K 598 237
                                    

Bu yazdıklarımı okuyun çünkü bölüm sonuna yazmak istemedim. Umarım okuyan olur. 

Neredeyse on bine yakın kelime yazdım ve sizden ricam, yorum  yapmasınız bile vote denen o sarı yıldıza bir kez basmanız. Bunu hakettiğimi düşünüyorum en azından. Bu bölümü bugün doğum günü olan @MrsDirectioner124 okuyucuma ithaf ediyorum. Umarım güzel bir gün geçirirsin! 

+410 oy olduğu andan itibaren Final bölümü yayınlayacağım! Onuda yazdım hazır. Neyse iyi okumalar ve lütfen benden nefret etmeyin. Sizleri seviyorum. 

Michael'ın bize attığı her adımda ben kendimi Zayn'e biraz daha yaslıyordum. Onun omuzumda olan elleri ve vücudunun kendini hissettiren sıcaklığı her ne kadar bende güven patlaması yaşamama neden olsa da yine de kendimi tehlikede hissediyordum. 

Bize daha fazla yaklaşan Michael'ın yüzündeki sırıtma büyüdükçe arkamda duran Zayn'in kendini zor tuttuğunu biliyordum. Bir rezalet çıkmaması için onu nasıl sakinleştireceğimi ve Michael'dan nasıl kurtulabileceğimi düşünürken Michael'ın sesi bir çok fikirlerle dolu olan zihnimde duyuldu. "Sevgili Wendy, Zayn'e herhangi bir cevap vermeden önce seninle bir dans etmek isterim." diye göz kırptığında ifadesizce ona baktım. Zayn elbette buna izin vermezdi. Bir şeyler demesini bekledim ama sessizce arkamda durmaya devam ediyordu. Belki de çenesini açarsa olaylar ilerler ve kendine hakim olamayabilirdi ve ben bu yüzden sessiz Zayn'i tercih ediyordum. 

"Zayn'in iznini mi bekliyorsun yoksa? Unuttum sen ona aittin değil mi? O ne isterse sen onun istediğini yapmak zorundaydın." Bu adamı tehlikeli bulduğum bir yönü varsa o da zehirli diliydi. İnsanı sinir edecek derecede ki kelimeleri bir cümle içerisinde toplayarak onları silahı haline getiriyordu ve insanları böyle incitiyordu. Duygusal açıdan. 

Yutkunarak sessizliğimi sürdürdüğüm de insanların toplandığı yerden müzik sesi duyulmaya başlamıştı. Sanırım dans vakti gelmişti ve ben Zayn'i dans için ikna edip onunla bir şeyler yapmayı planlıyordum ama işler istediğim gibi gitmemişti. "Sende sevgilin gibi sessizliği oynuyorsun demek. O zaman sadece bana başını sallayarak cevap verdi Wendy. Ve hayır kesinlikle cevap olarak kabul edilemez." Gözlerimi kısıp ona doğrudan baktığımda gözlerinde ki o hain parıltıyı fark ettim. Ne düşündüğünü o iç ürperten parıltının ardına saklamıştı ve böylece Michael kendini tahmin edilemez bir hale getirmişti. Mesela şu an yanında bir silah olup olmadığını, herhangi bir aksilik çıksa çevremizi adamlarının sarıp sarmayacağını ya da hiçbir olay çıkmadan burayı terk edip etmeyeceğini bilemiyordum. 

"Madem sana göre hayır bir cevap değil, o halde sessiz kalırım." Titreyen sesime lanet ederek gözlerimi kaçırdım. Gerginliğimi belli etmemek istiyordum ama bu konuda her zamanki gibi başarısızdım. Michael bir nefes vererek ellerini cebine yerleştirdiğinde bakışlarının Zayn'in üzerinde toplandığını fark ettim. Bana oyuncu bir şekilde bakan o gözler Zayn'i öyle nefret dolu bir şekilde izliyordu ki sahip olduğum tüm enerji ve kuvvetle onu korumak istediğimi anlamam kısa sürdü. Michael'ın ona zarar verdiği düşüncesi kalbimden tüm vücuduma yayılan acının kendini göstermesini sağlamıştı. "Pekala sevgili Zayn, biricik sevgilinin benimle dans etmesine izin veriyor musun? Merak etme onu ısırmam. Yani henüz." Michael'ın sözleri duyulalı sadece bir kaç saniye olmuştu ki arkamda olan Zayn'in ne ara önüme geçip Michael'ın yakasına yapıştığını fark edememiştim. Acele ile onun kolundan tutup aralarında ki mesafeyi açmaya çalıştım fakat Zayn sinirinden beni bile göremeyecek dereceye gelmişti ve bu durumda ona müdahale etmem imkansızdı. 

"Vay canına Zayn değiştiğini söylüyorlardı ama öfken ve kötü çocuk tarzından hiçbir şey kaybetmemişsin. Söylesene Wendy, hayatını mahveden adamın en çok bu yönünden mi etkilendin?" Zayn'i sinirlendirdiği yetmiyormuş gibi aynı yöntemi bende denemeye çalışıyordu ama ben sakin olmalıydım yoksa Zayn'i kontrol etmem mümkün olmazdı. "Neden hala hayatımı mahvetmeye çalışıyorsun?" Zayn dişlerinin arasından tıslayarak Michael'a dik dik baktığında kötü adamımız sadece sırıtmak ile yetindi. Zayn'i sinir etmekten müthiş bir zevk alıyordu. "Hayatını mahvetmek mi? Zayn eğer hatırlarsan bir zamanlar ortaktık. Benimle yemek yediğin, iş gezilerine çıktığın ve eğlendiğin zamanı ne çabuk unuttun? Sadece bir kız yüzünden eski dostunu bu derece düşman görmen... Vay canına. Nankör piçin teki olduğunu bilmiyordum." Her kelimesini sessizce dinleyen Zayn'in daha fazla sinirlendiğini biliyordum. Michael onun sinirlendiği zaman nasıl kendini kaybettiğini biliyor olmalıydı ve neden körü körüne hala onu sinir ettiğini hala anlayamıyordum. Zaten şu an tek düşündüğüm başımızda ki beladan hemen kurtulmaktı. Bu yüzden büyük bir çaba ile Zayn'i geriye ittirdim ve ikisinin arasına geçtim. 

DANGER *Düzenleniyor*Where stories live. Discover now