Danger - Bölüm 12

30.5K 858 25
                                    

Bu bölüm düzenlenmiştir. 

"Adi pisliğin şehri bu kadar çabuk terk ettiğine inanamıyorum. Hem de Wendy'i bırakıp." Asansör istedikleri kata gelince iki genç adam dışarı çıktılar. "Söylesene Zayn, Will ve Matt'in dün gece kaçacaklarını biliyor muydun? Bu yüzden mi Wendy'i yemeğe çıkarttın? Onu götürmesini engellemek için mi?" Louis koridorda bekleyip arkadaşına baktı.

"Hayır tamamen tesadüftü. Sanırım istesem bile böyle bir şeyi denk getiremezdim Louis."

"Ama onların bir hazırlık içinde olduğunu biliyordun?" Zayn elini cebine attı ve evin anahtarını çıkardı. "Evet biliyordum ama kaçacaklarını değil çaldıkları paraları saklayacaklarını zannediyordum."

"Bile-" İkisi de evin kapısına geldiklerinde dondular. Kapı yarım açıktı. Ve içeriden sanki birisi durmadan duvarı yumrukluyormuş gibi bir ses geliyordu. "Lütfen bana evin kapısını kapatmayı unuttuğunu söyle Zayn." Esmer adam içeri hızla girerken Louis daha temkinli bir şekilde hareket etti. Wendy'nin olduğu odadan geliyordu yumruk ve tekme sesleri. Ve bağırışlar. Hiç de bir kıza ait olmayan bir ses. "Lütfen bana Wendy'nin artık bağırmaktan sesinin kalınlaştığını söyle Zayn."

Zayn hızla odaya doğru ilerlerken "Seni bunu yaptığına pişman edeceğim küçük sürtük!" diye bir haykırış geldi. "Aman Tanrım o Ted'in sesi mi?"

Zayn kapının kulpunu sertçe çekti ama kapı hala kilitliydi. "Louis gidip bana yedek anahtarları getir." İçeride ki bağırış çağırış kesilmişti. Louis on saniye içinde gidip gelip anahtarları Zayn'e uzattı. Kilidin açılmasıyla içeride ki adam hızla dışarı fırladı. "Nerede o? Nerede o küçük sürtük!"

Zayn ani bir hareketle abisinin ensesinden yakaladı ve "Burada benim evimde ne halt ediyorsun?" diye tısladı. "Buraya nasıl girdin? Wendy nerede!" Bunun karşılığı Ted'den bir kahkaha oldu. "Demek burada değil. Akıllı bir kız Zayn. Beni oyuna getirip odaya kilitleyeceğini hiç düşünmemiştim." diyerek gülmeye devam etti. Zayn bir şey bulma umudu ile odaya girdi. Bıraktığı gibiydi. Yatak darmadağındı. Wendy'nin çantası duruyordu. Etrafa baktı. Telefonu yoktu. Öfkesi içinde birikiyordu ama sinirli olursa bir yere varamayacağının farkındaydı.

"Buraya ne zaman geldin?" diyerek odadan çıktı ve abisine baktı. Gülmeyi yeni kesmişti. Demin sinirden köpürüyordu ama şimdi sanki komedi filmi izliyormuş gibi kahkaha atıyordu. Ted'in cidden sorunları vardı. "Bilmiyorum neden sordun?" Pişkin pişkin cevap vermesi üzerinde Zayn yakasından sertçe kavrayarak onu duvara yapıştırdı. "Bana cevap ver. Buraya ne zaman geldin?"

"Sanırım yirmi dakikadan fazla olmamıştır sevgili kardeşim."

"Wendy fazla uzaklaşmış olamaz Zayn. Gidip onu arayacağım." Louis tam hareketlenmeye başlamıştı ki Zayn onu durdurdu. "Hayır." Abisinin yakasını bıraktı ve geri çekildi.

"Buna gerek yok."

"Ne demek gerek yok kız dışarı da tek başına-"

"Gerek yok Louis." Zayn ellerini cebine yerleştirdi, Louis ve Ted'in yanından yavaş adımlarla uzaklaşmaya başladı. Arkadaşı ise kafası karışmış bir halde onu takip etti.

"Geri gelecektir." Louis kaşlarını çattı. "Nasıl geri gelecek? Bu çok mantıksız Zayn."

Zayn rahat bir tavırla koltuğa otururken, Ted üstünü ve saçlarını düzelterek kapıya yöneldi. "Onu tanıyorum Louis. Geri gelecek. O yüzden onu aramana gerek yok." Ters bakışlarını abisine yönlendirdi. Ted ise demin ki sinirli halinden tamamen sıyrılmıştı. "Neden o kız küçük kardeşim?"

"Bu seni ilgilendirmez." Ted dudak büktü. "Doğru ilgilendirmez ama benim asıl merak ettiğim şu, sen tanıdığım en ahlaklı adamlardan birisisin. Sana ne oldu da ilişkisi olan bir kızın hemde seni istemediğini defalarca dile getiren bir kızın peşini bırakmıyorsun, anlamıyorum?" Zayn cevap vermedi. Abisi ile konuşmak, onunla iletişim halinde olmak sinirlerini geriyordu ve Ted bunu bildiği için Zayn'in peşinden hemen hiç ayrılmıyordu.

"Tamam her zaman ki gibi bana cevap verme. Artık alıştım. Hah inan bana bu davranışın eskisi kadar duygularımı incitmiyor." diyerek elini kalbinin üzerine götürdü ve yapmacık bir şekilde dudaklarını büzdü. Zayn gözlerini devirerek ayağa kalkıp, pencerenin önüne gitti.

"Ah klasik hoş çakal abiciğim hareketi. Sırtını dön ve sanki dışarıda çok önemli bir şey varmış gibi pencereden dışarı bak. Artık başka şeyler bulmalısın Zayn. Bunun modası geçti." Ve Ted başka bir şey söylemeden açık kapıdan çıkıp gitti.

Louis bir şeyler söyleyip söylememek arasında gidip gelirken Zayn pencereyi açtı ve dışarı baktı. Soğuk havanın ani teması Louis'yi üşüttü. Bir kaç saniye sonra genç adam hızla camı kapatıp kapıya doğru gitti. Onun soğuk hava için daha uygun olan ceketini giydiğini göre Louis şaşkınlıkla "Dostum nereye gidiyorsun?" diye sordu.

"Tabi ki Wendy'i bulmaya."

"Ne? Ama daha demin dedin ki,"

"Ted'in karşısında elbette Wendy'i arayacağımızı söyleyemezdim Louis. Her şeyde rekabet etmek gibi saçma bir huyu var. Onun peşinde olduğu kişi Matt, Wendy değil. Ve sen beni tanıyamadın mı? Kaç yıllık arkadaşız. Elbette oturup Wendy'nin geri gelmesini bekleyecek değilim. Hem zaten o asla bana geri gelmez." Ceketini giyip kapıdan dışarı çıktı. Louis elbette onu takip etti. Kapıyı kapatıp kilitlediğinden emin olduktan sonra asansörün önünde bekleyen Zayn'in yanında gitti.

"Sende ona gidip zorla geri mi getireceksin?" Wendy'e zorla bir şeyler yaptırmanın verdiği yükümlülük Louis için ağırdı. Onu istediği dışında o odaya kapattıkları için bile pişman olmuştu. Kızın bağırmalarını ve ağlamalarını dinlememek için evden çıkıp gitmişti. "Zorla değil. Eğer gelmek istemezse gelmez. Evine gidebilir."

"Pekala peki neden onu bulmaya gidiyorsun? Belki de evine geri dönmüştür." Asansör zemin kata ulaştığında ikisi de hızla dışarı çıktılar. Soğuk hava bir kere daha Louis'yi iliklerine kadar titretti. Bahar ne zaman gelecekti? Güneşin yaydığı sıcaklığı özlemişti.

"Hayır dönmedi. Onu o evde arayacağımı biliyordur. Will şehre geri geliyormuş ve Wendy'i bu defa alıp götüreceğini anlamamak için ahmak olmak gerekir." Louis şoför koltuğuna geçtiği sırada Zayn'de hemen yanında yolcu koltuğuna oturdu. "Pekala nereye gidiyoruz? Onu aramaya nereden başlayacağız?"

"Emin değilim ama Matt'in sürekli takıldığı yerlere bakabiliriz." Zayn ellerini saçlarından geçirdi ve bir nefes bıraktı. Sinirli hissetmeliydi hatta abisi ile konuştuktan sonra, onun yüzünü gördükten sonra bile öfke onu ele geçirmeliydi ama içinde yaşayan endişeydi. Ve Zayn'in çok nadir hissettiği bir şeydi.

"Yanlış anlama kardeşim ama Will, Matt gibi birisi değil. Uzun lafın kısası o iyi birisi ve Wendy'e zarar vereceğini sanmıyorum. Belki de kızın Will'in yanında olması kötü bir şey değildir."

"Zaten Wendy'e zarar verecek olan o değil. Ted. Matt yüzünden. O pislik gittiği her yere civciv kafayı da çekiyor ve onunla beraber Wendy'de sürükleniyor. Eğer Matt'in kaldığı yeri Ted bulursa ve o sırada orada aptal sarışın ve Wendy de olursa..." Kolunu pencerenin kenarına yaslayan Zayn gergince sakalları ile oynamaya başladı.

"Ted'in kendisine yamuk yapanlara ne yaptığını biliyorsun Louis. Ve o kişiye ulaşmak için kimlere neler yaptığını da. Matt'in hayatında olan tek kişi Will."

"Ve onun hayatında kendisine en yakın tuttuğu kişide..."

"Evet, Wendy."

Sessizlik içinde Louis arabayı sürmeye devam etti. Matt'in takıldığı mekanların önünde bir kaç tur attılar ama orada herhangi bir ize rastlamadılar. Şehrin çoğu kısmını hızla ama dikkatli bir şekilde gezdiler. Neyse ki yaşadıkları şehir fazla büyük değildi ama yine de Wendy'den bir iz bulamadılar.

"İleride arabayı sağa çeker misin?" Zayn'in bitkin sesi havada ki gergin ortamı azalttı. Louis bir parkın yanına yanaştıdığında Zayn el freninin bile çekilmesini beklemeden arabadan indi. Genç adam arkadaşının biraz kendi başına kalmasını ve zihnini boşaltmasını bekledi. Arabanın yanında kaldırımda volta atıyor, ellerini saçlarından geçiriyor ve camdan gördüğü üzere kendi kendine homurdanıyordu. Söylediği şeyleri tahmin etmek zor değildi. Tam ona nasihat vermek üzere arabadan inmişti ki gördüğü bir şey onu durdurdu.

"Hey Zayn,"

Zayn arkadaşına bitkin bir ifade ile baktığında Louis dostça gülümsedi. "Belki de yanılmışsındır. Belki de o sana geri gelir." Bakışlarını Zayn'le beraber karşıya çevirdiklerinde kız onlara gittikçe yaklaşıyordu. 

DANGER *Düzenleniyor*Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon