Danger - Bölüm 24

27.3K 760 34
                                    

Yaptığı her hareket ile sizi gıcık eden ama aynı zamanda da büyüleyen birinin varlığı mümkün müdür? Bu soruya cevabım, kocaman bir evet. Ah o kişinin adı bile var.

Zayn Malik.

Kendisi yatağa uzanmış, gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu. Banyodan sonra dolaba kıyafet almak için yönelmiştim ama koltuğun üzerinde duran mavi elbise dikkatimi çekti. Ve elbisenin daha önce burada olmadığına emindim. İyi de neden burada duruyordu?

"O elbiseyi giymeni istiyorum." Zayn dile getirmediğim soruyu, düşüncelerimi okuyormuş gibi yanıtladı. Yine. Söylediği şeyi görmezden gelerek, dolaba yöneldim. Kapıyı sürgüleyerek açtım ve rafta duran kot şorta elimi uzattım ama kolumu kavrayan güçlü parmaklar yüzünden bu hareketim yarıda kesildi. "Neden sürekli benim dediklerimin tersini yapmak zorundasın?" 

Gözlerimi devirdim ve onu görmezden gelmeye çalıştım. Ama yaptığım tek şey onu daha da sinirlendirmekti. Beni sertçe çekerek sürüklemeye başladı. Sırtım duvara çarptığında canım yanmıştı. Nedenini bilmiyorum ama vücudum en ufak bir darbeye aşırı tepki veriyor, canım iki kat daha acıyordu. "Neden benden hala nefret ediyorsun?" diye tısladı. Kahve gözlerinde ki öfke beni biraz ürkütmüştü. Yutkundum ve sessiz kaldım. Yaslandığım duvara bir yumruk atınca bağırdım ve kulaklarımı kapatarak yere eğildim. "Konuşsana!" Zayn bana hiç böyle bağırmamıştı. Birlikte yaşadığımız süre zarfında onu sadece Ted'e sinirliyken bu kadar öfkeli görmüştüm. Geri kalan zamanda sakindi. Ve bu tepkisi beni korkutmuştu.

Omuzlarımdan tutarak beni ayağa kaldırdı ve duvara ittirdi. "Sana konuş dedim!" Ses tonunun yüksekliği ve bana sert davranışları yüzünden kendimi tutamadım hıçkırarak ağlamaya başladım. Sinirliydim. Ve ben sinirliyken asla ağlamaz, kendimi güçllü göstermek için elimden geleni yapardım ama Zayn beni güçsüz bırakıyordu. 

"Ne dememi bekliyorsun ki!" dedim hıçkırıklarımın arasından. Gözyaşları biriktiği için, görüşüm bulanıktı ama Zayn'in hala sinirli olduğunu anlayabiliyordum. "Sa-sana kızgınım tamam mı? Ve seni kolay kolay affedemiyorum. Beni tıpkı kullanıldıktan sonra kenara atılan bir mendil gibi hissettirdin. Ve olay sadece benim isteğim dışında bana sahip olup, ardından iki gün boyunca ne yanıma gelip, ne de benim iyi olup olmadığıma bakmadığın için değil, sırf beni seviyor diye masum birini öldürdüğün için!" Titreyen parmaklarımla gözlerimi kuruladım ve burnumu çektim. Üzerimde sadece havlu olduğuna aldırmadan, yere çöktüm. Ayakta durmak için çok güçsüz hissediyordum. "Seni affetmek istiyorum. Bunu gerçekten istiyorum Zayn. Ama.." Devam edemedim. Nedenini bende bilmiyordum çünkü. Bir an ona nefretle bakıyor ama sonra güzelliğinin etkisine kapılıp, başka bir aleme çekiliyordum sanki. Ona karşı tüm sinirim yok oluyordu ve ben bundan nefret ediyordum. 

Zayn'in derin bir nefes aldığını hissettiğim sırada, dizlerinin üstüne çöktü ve bana bakmaya başladı. Çenesi kaskatıydı. Siniri hala geçmemişti. "Bir düşün Zayn. " dedim nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle. Normalde birisi bana öyle bağırsa konuşamazdım bile. Ama Zayn'in bana zarar vermeyeceğini biliyordum. "Bizim, normal, sağlıklı bir ilişki yaşadığımızı düşün. Kızın teki geliyor ve sana aşkını ilan ediyor. Ama ortada ki engel benim ve bunu yok etmek için beni öldürüyor." Gözlerinin içinde yanan ateş anında söndü. Dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini yumdu. Harika onu daha da sinirlendirmiştim. Zaten ne yapsam hep ters tepki veriyordu. 

Aniden dudaklarını benimkilere kapatması ile şaşkınlığım kat kat arttı. Ensemden tutarak beni kabaca kendine çekti. Üstümde ki havluyu tutmak istemiştim ama Zayn'in dudaklarının bana işkence etmesi yüzünden, ellerim yanaklarına gitti ve onları sıkıca kavradım. Yeni çıkan sakalları avuçlarıma batıyordu ama pek umursadığım söylenemezdi. İşkenceye dilini de kattığında inledim ve geri çekildim. Nefes nefeseydim ve yanaklarım alevlenmişti. Zayn'in gözleri dudaklarıma bakıyordu. "Ben-" Bakışlarının gözlerime sabitlenmesi ile sustum.

DANGER *Düzenleniyor*Where stories live. Discover now