Danger - Alternatif Son

6.8K 491 144
                                    

Okulların stresi tam anlamı ile başlamadan sizlere bir moral hediyesi vermek istedim. İşte sürprizim!! Umarım beğenen olur. Alternatif sonu yazmak için beni tehdit ve teşvik eden biricik arkadaşıma, bebeğime yani @unorthodoxhuman 'a çok teşekkür ederim! Seni seviyorum. 

Ve Danger'a veda etmiş olabiliriz ama ben buralardayım. Lütfen tamamen bağları koparmayın. Bir Louis Tomlinson hikayesi yazıyorum. Sizlerle orada da buluşmak isterim. Tüm bu yolculuk boyunca bana eşlik eden siz sevgili ve biricik okuyucularım, hepinizi çok seviyor, sıkı sıkı sarılıyor ve sizleri mutlu son ile baş başa bırakıyorum. 

Gök gürültüsü sanki gökyüzünü ikiye ayırmış gibi kükrediği zaman sıçrayarak yataktan kalktım. Nefesimin dengeye girmesini beklerken pencereye çarpan hızlı yağmur damlalarının sesi simsiyah gecede duyulan tek şeydi. Tabii şiddetli gök gürültülerini saymazsak. 

Sırtımı yatağın başına yasladım ve gözlerimi kapayarak sakin kalmaya çalıştım. Tüm gece boyunca gök gürültüsüleri devam etmeyecekti, elbette son bulacaktı. Ama ne zaman bitecekti? Belki beş dakika sonra kesilecekti ama ya ileriki bir saat boyunca devam ederse ve daha fazla şiddetlenirse o zaman ne yapardım? Telaş yapmama neden olan düşünceler git gide çoğaldığı sırada dizlerimin üzerinde hissettiğim ağırlıkla beraber gözlerimi açtım. Parmaklarımı onun siyah ve yumuşak saçlarından geçirirken o memnun olduğunu belli eden sesler çıkartarak iyice bana yaklaştı. 

"Ben buraya gök gürültülerinden kurtulmak için taşındım ama hala peşimi bırakmıyorlar." diye yakındığım zaman onun kıkırdaması cama sertçe vurmaya devam eden yağmur damlalarının sesini bastırıyordu. 

"Sevgilim benden kurtulmak içinde hep kaçmaya çalışmıştın ama seni her seferinde yakaladım. Sanırım bu gök gürültüleri içinde geçerli." dediği sırada öncekinden daha şiddetli olan bir gök gürültüsü adeta bana ansızın şaka yapılmış gibi yerimde sıçratmıştı. 

Nefes almayı hatırladığım sırada beni sıkıca tutan kolların gücünü ve sıcaklığını hissettim. Ne ara bana sarılmıştı, hatırlamıyordum bile. Bu korkum çığırından çıkmaya başlamıştı. Neyse ki Kaliforniya'da yağmur pek görülmüyordu. 

"Birazdan yağmur hafifler sevgilim." Sıcak kolların arasında biraz daha rahat hissediyordum. İkimizde yatağa tekrar uzandığımızda o başını benim karnıma yaslamıştı. Güzel kahve gözleriyle bana masumca bakarken "Başımı oraya koymamda bir problem yok değil mi?" diye sordu ve kalbimi sevimliliği ile eritti. "Zayn o berbat olay yaşanalı neredeyse dört sene oldu. Artık merminin yeri acımıyor." diyerek başımı yastığıma yasladım ve tavanı seyrettim. "Sadece yaşadıklarımı tekrar hatırladığım zaman bir sızı hissediyorum. Ve bunun tamamen psikolojik olduğundan eminim." Saçlarıyla ile oynamaya kaldığım yerden devam ederken bir süre sessiz kaldık. Ve sessizliği sadece hafif gök gürültüleri dağıtıyordu. Ben tavanı izlemeye devam ederken bakış açıma Zayn'in mükemmel yüzü giriş yaptı. Sakallarını iki gün önce kesmesine rağmen hemen uzamışlardı. Kirpikleri her zamanki dolgunlukta ve uzunluktaydı. Gözleri sadece biraz uykulu bakıyordu ama onun haricinde yine beni eritecek derecede samimi duygular oradaydı. Bakışlarım düzgün burnundan dudaklarına kaydığı zaman ikinci kez düşünmeden hemen ona bir öpücük verdim. O ise her zaman ki gibi benim masum öpücüğümü hemen bir üst seviyeye taşıyor, damalarımda akan kanın hızlanmasına, her hücremin heyecandan kıpır kıpır olmasına neden oluyordu. 

Üstüme çıktığını ve  iki elini yastığımın kenarlarına bastırdığını yumuşak zeminin biraz çökmesinden anlamıştım. Benim parmaklarım ise dudaklarımız büyülü bir şekilde hareket ettiği sırada onun yanaklarında, ensesinde ve kuzguni saçlarında geziyordu. Alt dudağımı ısırıp benim hafifçe inlememe neden olduğu sırada saçlarının arasında olan sol elim sertçe saç tellerini kavrayıp çektiğinde benden daha yüksek bir sesle inledi. Ve bu onu her şeyimle istediğimi bana hatırlattı. Tabii bu harika anlar bir gök gürültüsü ile mahvoldu. Kalbim hem korktuğum için hem de Zayn yüzünden deli gibi atarken o üzerimden çekilmiş ve bana nefes almak için bir ortam sağlamıştı. "Bu korkunu yenmen gerekiyor." dediği zaman gözlerimi devirdim. "Gök gürültüsü fobimi nasıl yenebilirim? Deli gibi yağmur yağarken ve gök şiddetle gürlerken dışarı çıkarak mı?" Sırıtması ile çenemi tutmadığım için kendime lanet ettim. "Aklından bile geçirme." diye tehdit ettim ama beni kucağına aldığı gibi odadan dışarı çıktı.

DANGER *Düzenleniyor*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin