Danger - Bölüm 27

25.8K 750 63
                                    

İstek üzerine bu bölüme şarkı ve gif ekledim. Bir göz atın. İyi okumalaaarr.

_______

"Eğer sana şimdi izin verseydim, yani gitmene, özgür olsaydın,  kalırmıydın yoksa hemen beni terk mi ederdin?"  Bir kaç hafta önce Wendy'e söylenen bu cümle, genç kızın zihninde yankılanıyordu. Karşısında duran iki polis memuruna göz gezdirdikten sonra hareketsiz bir şekilde duran Zayn'e baktı. Yüzünde ki endişeyi bu defa anlaması uzun sürmemişti.  Zayn ise ne yapacağını bilemez halde ilk defa çaresizdi. Eli kolu bağlanmış, ne yapacağını kestiremiyordu. Sevdiği kızı bu zaman kadar korumuş, yanında tutmayı başarmıştı. Ama şimdi onu kaybetmek üzere olabilirdi. Tatlı Wendy'si bir anda ondan kopabilirdi. Ve Zayn buna engel olamazdı. 

"Wendy, uzun zaman oldu kardeşim." Peter kız kardeşine uzun uzun baktıktan sonra gülümsemesi soldu. "Bir hafta içinde ne kadar kilo vermişsin. Seni ilk gördüğüm zaman daha iyiydin." diyerek Wendy'e doğru yürüdü ve ona sıkıca sarıldı. Genç kız abisine karşılık vermedi. Bedeni hala şaşkınlığın etkisindeydi. Geri bir adım atarak abisinin yüzüne baktı. Hala ne tepki vereceğini bilemiyordu. "Zayn Malik ile konuşmak için buradayız." Arkalarında duran polisin sesi ile ortamda ki sessizlik bozulmuştu.  "Pekala Mathilda biz içeri gidiyoruz." Nick gitmemek için direten Mathilda'yı kucağına alarak nişanlısı ile odadan çıktı. "Ama Zayn olmadan gitmek istemiyorum!" Mathilda'nın uzaklaşan sesi, tamamen kaybolduğunda Zayn bir adım atarak öne çıktı. "Zayn Malik benim. Ne hakkında konuşmak istiyorsunuz?" Ses tonunda en ufak bir duygu kırıntısı yoktu. Gözleri sürekli Wendy'nin üzerindeydi. Onun ağzından çıkacak kelimeleri beklemekteydi. Normalde Wendy'nin hareketlerinden ne düşündüğünü, nasıl hissettiğini anlardı ama şu an Wendy'nin ruh halide onun kadar karışıktı. "Memur bey siz onunla görüşürken, ben de kız kardeşimle konuşmak istiyorum." Wendy'nin cevap vermesine fırsat vermeden kolundan tutarak onu kapısı açık odaya yönlendirdi Peter. Zayn bir an için onların peşinden gitmek için harekete geçmişti ki önüne geçen polis memuru yüzünden hareketi yarıda kesilmişti. Tek çaresi eli kolu bağlı bir şekilde onları izlemekti. Kendi rızası olmadan Wendy'i yanından ayırmazken, şimdi elinde olmadan sevdiği kız ondan uzaklaşıyordu. Ve bunu durduramıyordu bile. 

Zayn zihninde bunlarla savaş verirken, Wendy abisinin ne diyeceğini bekliyordu. "Beni almaya mı geldin?" Nasıl konuşabildiğine şaşırarak, abisinin kahve gözlerine bakmaya devam etti. Acaba annem ona benziyor mu? Acaba onun gözleri de Peter'ın ki gibi kahve rengi mi? Bana baktığında gözlerinde sevgi mi olurdu? bunları düşünürken abisi  dikkatle kardeşine bakıyordu. "Bunu istiyor musun? Seni buradan götürmemi?" Bu sorunun cevabını kendiside bilmiyordu. Eğer bundan bir hafta önce aynı sorular kendisine sorulsaydı hiç düşünmeden evet cevabını verirdi. Ama bir hafta içinde değişmişti. Beni ne değiştirdi?  Derin bir nefes alarak kendi kendine düşünmeyi bıraktı ve gözlerini odada gezdirdi. Oda tıpkı evin geri kalanı gibi sade ve klasik bir zevkle dizayn edilmişti. Köşede koyu kırmızı iki koltuk ve ortalarında antika sehpa vardı. Geri kalan kısmında ise kitaplıkta kitaplar diziliydi. Gözleri ile odayı biraz daha taradıktan sonra açık kapıdan gözüken Zayn'in endişe dolu gözlerine kitlendi. Onu bırakabilir  miydi? Tıpkı daha önce yaptığı gibi. Bunu yapabilir miydi? 
Arkasına bile bakmadan onu terk edebilir miydi? Nefesinin daraldığını hissettiği sırada Zayn'in görüş açısından çıktı ve kırmızı koltuklardan birine oturarak sakinleşmeye çalıştı. Abisinin yaklaştığını hissettiği sırada gözyaşlarının biriktiği, buğulu bakışlarıyla onu izledi. Peter kız kardeşinin önüne diz çöküp ellerini kendi ellerinin arasına aldı.

"Wendy," diyerek düşük bir ses tonu ile konuşmaya başladı. "Eğer seni götürmemi istiyorsan, bunu bana söylemen yeterli. Ama böyle bir şeyi yapmak istemiyorsan, seni zorlayamam. Biyolojik olarak abin olabilirim. Ama inan bana hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Ne en sevdiğin yemeği, ne de favori rengini. Bu yüzden kendimde seni alıp götürme hakkını görmüyorum. Bu karar tamamen sana kalmış bir şey. Reşit birisin ve kendi kararlarını kendin verecek bir yaştasın." diyerek kardeşine güvence verdi. Peter'ın sözleri ile Wendy birazcık sakinleşmişti.  Ne de olsa kan bağları bulunuyordu ve onu tanımasa bile Wendy'i rahatlatıyordu. "Sen neden buradasın peki?" Wendy yorgun gözlerle abisine baktı. Madem benim için gelmedi, o halde burada ne işi olabilir? Yine kendi düşüncelerinde boğulurken, Peter çaprazında bulunan koltuğa oturdu ve geriye yaslandı. Sehpanın üzerinde duran viski şişesinden bir miktar kristal bardağa boşalttı ve sanki kendi eviymiş gibi rahatça oturmasına devam etti. "Sen de ister misin? Kafanı dağıtmana yardımcı olur." diyerek kardeşine viski bardağı uzattı. Wendy başını iki yana salladı ve geriye yaslandı. "Neden burada olduğuma gelirsek," Kristal bardaktan büyük bir yudum alarak, yakan sıvının midesine kadar yol almasını hissetti. "Zayn evimi yaktığı için suç duyurusunda bulundum." Wendy şaşkın bir ifade ile abisini izlerken, o konuşmasına devam etti. "Dayım ile birlikte büyükbabamın eski evinde kalıyoruz. Yakılan evde yüklü bür miktar paramız var ama o da evin geri kalanı gibi kül oldu." Yüzünde oluşan karartıdan bu paranın onları için büyük önemi olduğunu anlamıştı Wendy. Ve nedense içinde bu konuya dair en ufak bir acıma duygusu yoktu ve bu halinden memnundu.

DANGER *Düzenleniyor*حيث تعيش القصص. اكتشف الآن