Danger - Bölüm 30

25.7K 745 64
                                    

Bölümü yazdım ve hemen yayınlıyorum. Söz verdiğim gibi haftada bir gelecek. Neyse iyi okumalaaar. Lütfen yorum yapııın. Xx

Mathilda ve Louis'nin birbirleri ile olan bitmez tükenmez kavgalarını büyük bir sırıtma ile izlemeye devam ediyordum. Louis'nin acımasız sulu şakalarına karşı, Mathilda seçtiği iğneliyici kelimeler ile bağırarak düşmanına atakta bulunuyordu. Louis koşarak ondan kaçmaya başladığı zaman son gördüğüm şey Mathilda'nın uçuşan açık kahve saçları olmuştu. 

Üzerimde ki nereden geldiğini bilmediğim halsizliğimi atmak için biraz uyumaya karar vermiştim ama uyku davetime cevap vermiyordu. Bitkindim ama uyuyamıyordum. Ya da en azından tek başıma uyuyamıyordum. İtalya'dan döndüğümüzden beri Zayn'in sıcak kolları -her ne kadar bunu kabullenmek istemesemde- yeni huzur kapım olmuştu. Göz kapaklarımda ki ağırlık baskı uygularken, yavaşça koltuktan kalktım ve Zayn'in odasına gitmek için merdivenlere yöneldim. Hala babasının evinde kalıyorduk. İlk başta bu durumdan şikayetçi olsam da, etrafta insanların olması güzel bir duyguydu. 

Ağır adımlarla ikinci kata ulaştığımda Nick'in nişanlısı Ellie'yi büyük ahşap masada tek başına otururken buldum. Krem rengi masa örtüsünün üzerinde duran kataloğa odaklanmıştı. Uyumaya çalışma işini sonraya erteleyerek, onun yanına ilerledim. Benim geldiğimi farkettiğinde, gülümseyerek büyük kahve gözlerini bana odakladı. "Wendy, seni tekrar görmek güzel." Bitkin gülümsememin, onun ki kadar içten olduğunu umarak yanındaki sandalyeye yorgun bedenimi bıraktım. "Merhaba Ellie." Boğazımdaki ağrının verdiği acıya rağmen konuşmak işkencenin hafif türlerinden biriydi. "Nasıl hissediyorsun?" Berbat hissetmem sanırım dış görünüşüme de yansımıştı. "Daha iyi hissettiğim günler olmuştu." diyerek dirseklerimi masaya yasladım ve yüzümü soğuk ellerimin içine aldım. "İstersen sana sıcak bir şeyler yapabilirim. Ne istersin? Çorba? Bitki çayı?" Benimle böyle alakadar olması ifadesiz yüzüme sıcak bir tebessüm yerleşmesine neden olurken, aklıma Claire'ın ben hasta olduğumda  telaş yaptığı görüntüler geldi. Claire'ın sarı saçları ve yeşil gözlerini anımsayınca arkadaşımı bir kez daha nasıl özlediğimi hatırladım. "Hayır, teşekkür ederim. Canım bir şeyler istemiyor." Yorgun gülümsemem yavaşça kaybolurken, Ellie hala bana bakıyordu. "Zayn'in geldiği zaman seni hasta görmek isteyeceğini pek sanmıyorum." Üstümde ki hırkayı çekiştirirek üşüyen bedenimi sıcak tutmaya çalışıyordum. Zayn, babası ile, evet doğru duydunuz babası ile bir kaç kağıt işini halletmeye gitmişti. Dün geceden beri evde ben, Ellie, Louis ve Mathilda kalıyordu. Dorian ve Nick ise anneleri ile bir şirket toplantısına katılmak için şehir dışına çıkmışlardı. "Bilirsin, şey... Zayn üzüldüğünde-" Kolumu bükerek başımı masanın üzerine yatırdım ve Ellie'nin söylemeye çekindiği sözleri, onun yerine ben tamamladım. "Biliyorum, normal insanların aksine üzüntüsünü sinirlenerek çıkartıyor." diyerek dudak büzdüm. Maliklerin her biri ayrı ve garip karakterlere sahipti. Ted, takıntılı ve kardeşinden nefret eden ama bir o kadar da şevkatli bir babaydı. Dorian, çapkın görünütüsüne rağmen Claire ile konuşmaktan çekiniyordu. Zayn'in anne babası ise işkolik ebeveynlerdi ama her haftasonu sıcak ülkelere tatile gitmekten geri kalmıyorlardı. Zayn, Zayn ise sevdiği kızı zorla yanına tutsak edecek kadar gözü kararmış bir aşıktı. Ve ailede ki hiçbir üye bu durumun garipliğini yaşamıyordu. Sanırım ailede ki tek normal kişiler, dört ay sonra evlenecek olan Nick ve Ellie idi. Şu an karşımda duran katalogta ise gelinlik modelleri yer alıyordu. Onun adına mutluydum. İtalyadan döndüğümüz akşam, Nick herkesin bahçeye gelmesini söylemiş ve ardından tek dizinin üstüne çöktükten sonra bir kaç aşk dolu sözcükten sonra Ellie'yi mutluluk gözyaşlarına boğacak evlilik teklifini aylar sonra tekrarlamıştı. Onları tebrik eden alkışlarımızı bitirdiğimiz zaman, Mathilda nedime olduğu zaman neler yapacağını anlatan listeyi çoktan bize sunmaya başlamıştı. Diğer yandan ise Zayn'in o geceki bakışlarının rahatsızlığını hala üzerimde hissediyordum. Gözlerinde ki çözemediğim duygular kafamın karışmasına yeterliydi. Kahve gözlerinde ki yoğun karanlık ve tutku beni tedirgin etmeye yetiyordu. 

DANGER *Düzenleniyor*Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon