DANGER *Düzenleniyor*

Danger - Bölüm 16

Bu bölüm düzenlenmiştir. 

Kırmızı elbiseyi almıştık. Ama Zayn'in seçtiği ve ilk giydiğim olan elbiseyi değil. Claire o elbise üzerimdeyken beni baştan ayağı süzmüş, beş saniye, sadece beş saniye içinde kararını vermişti.

O elbise kesinlikle akşam gideceğimiz bir parti için uygun değildi. Öyle söylemişti. Neden diye sorduğum zaman beni pişman etmişti. "Bir zariflik abidesi gibi durmuyor canım. Daha çok 'Hey bu geceki partiden sonra yanımda ki adamla çok fena sevişeceğim.' diye duruyor." dediği zaman yüzümü ateş basmıştı ve adını sertçe söyleyerek onu uyarmıştım. Zayn ise kıkırdamıştı. Elbette onun yüzüne bakmadım.

Elbisenin uygun olmaması için bir diğer neden de bacaklarımın gözükmesiydi. Oluşan çizikleri kapatmak için Claire kısa elbiseleri hep elemişti. Çorap giyebileceğimi söylediğim zaman bana "Modayı katletmene izin veremem Wendy." demişti. Sonrasında bir şeye itiraz etmedim.

Uzun, straplez ve göğüs ya da sırt dekoltesi olmayan, yırtmaçsız ama üzerinde ki desenlerle bunlara kesinlikle ihtiyacı olmadığını gösteren bir elbisede karar kılmıştık. Eh tabi bu açıklamalar hep Claire'ın laflarıydı. Onu tekrarlıyordum.

Alışveriş kısmı bittikten sonra - tabii Claire mağazada kendini kaybettiği için bir saatten fazla kalmıştık- yemek yemiştik. Zayn'e bir ara telefon gelip masada bizi yalnız bıraktığında arkadaşıma "Will'den haber aldın mı?" diye fısıldamıştım.

"Evet. Senin esmer bomba ile yemeğe gittiğin akşam geç saatlerde geldi ve seni bekleyeceğini söyledi ama bir saat olmamıştı ki Matt arayınca hemen gitti."

"Ya sonra? Sonra haber aldın mı?" Sert kahvesinden bir yudum alıp devam etmişti anlatmaya. "Ne zamandı hatırlamıyorum ama sanırım ertesi gün akşam üzeri gibi geldi ve seni sordu."

"Sen ne dedin?" Sarı saçlarını hemen basitçe topuz yaparak "Kahve de hep terletiyor. Nerede kalmıştım? Ah evet, senin Zayn'in yanında olduğunu söyledim tabi ki. Gözlerini nasıl büyüttüğünü görmeliydin. Öyle yapınca yüzü çok komik duruyor." diyerek kahkaha atmış ve ardından devam etmişti. "Matt yüzünden pek ortalara çıkmıyormuş. Patronu mu ne onu arıyormuş ve Matt fırsatını bulduğu anda buradan kaçıp gidecekmiş ama o patronu," kaşığıyla bize servis yaptıkları çikolatalı tatlıdan bir kaşık aldı." Ah tanrım pahalı kıyafetlerden ve erkeklerden sonra en sevdiğim şey bu." Ona devam etmesini söyledikten sonra "Tamam sabırsız kızım. Devam ediyorum." demişti. Claire'ı biraz dürtmeden onun o an birincil hedefi olmayan şeyi yaptıramazdınız.

"Matt kaçacakmış ama patronu o nereye gitse buluyormuş ve bu yüzden çıkmazdaymış. Will dedi ki, Matt'i şehirden çıkarmanın bir yolunu bulur bulmaz senin için gelecekmiş. Ah ne romantik, kalbim eridi." diye dalga geçmişti Claire.

"Matt ile şehirden ayrılmıyor mu yani? Yoksa onu şehir dışında güvenli bir yere bırakıp sonra mı gelecek?" diye sorduğum zaman Claire ters ters bakmıştı. "Sana bunları gelip kendisi de söyleyebilirdi değil mi? Ya da bir şekilde iletişime geçerdi. Sonuçta aranan bir suçlu değil sadece manyağın birisi peşinde. Sanki mafya filmindeymiş gibi davranmaları çok saçma. Kaç yaşında adamlar ama hala ergenler gibi davranıyorlar. Bu yüzden ona gıcığım. Erkek dediğin olgun olmalı. Hem Wendy eğer dediğini yaparsa ve yanına gelirse onunla beraber gidecek misin?" Sorusunu düşünmeme bile fırsat kalmadan Zayn gelmişti ve konuşmamız orada bitmişti.

Sonrasında ise üçümüz beraber biraz yürümüş, Claire, Zayn hakkında bilgi edinmek için kendisi ile konuşurken ben sessiz kalmış, düşünüyordum. Ama zihnim o kadar yorgundu ki bir sonuca varamamıştım.

"Artık gitmem lazım." Topuzunu açmış, sarı saçlarını salmıştı. "Bu güzel gün için çok teşekkür ederim,Ela gözlü. Yemeğe en kısa zamanda geri dönüş yapacağım." diye Zayn'e sırıttığı zaman, Zayn gerek olmadığını bunu karşılık bulmak için yapmadığını söylediğinde Claire'ın gözlerinde Zayn isminin yanına bir artı daha eklendiğini görmüştüm. "Wendy geliyor musun?" diye bana sorduğu zaman ne yapacağımı bilemez halde Zayn'e bakmıştım. Eğer gitmek istersem beni durdurmayacağını belli eden bir ifade vardı yüzünde. Daha bir kaç gündür tanışıyorduk ama bakışlarından, yüz ifadesinden ne hissettiğini, düşündüğünü çoğu zaman çözebiliyordum.