Danger - Bölüm 44

13.2K 620 59
                                    

Elimde tuttuğum dosyaları önümde ki masaya sessizce bıraktım. Kaptana sırıtarak bir tepki vermesini bekledim. "İstediğin araştırmayı yaptım Kaptan." Yaşlı bakışlarını benden ayırıp önümde ki kağıt yığınına verdi. "Herkesi araştırdın mı prenses?" Başımı sallayarak sorusuna cevap verdim. Michael'ın bilgilerinin durduğu kağıdı eline alıp kaşlarını çatarak incelemeye başladı. Sabırlı bir şekilde onun bir şeyler söylemesini beklerken etrafımı inceledim.

Hastaların ortak toplandığı salonda çok fazla kişi yoktu. Zaten ben ve kaptan köşede ki masada oturuyorduk ve pek fazla kişinin ilgisini çektiğimiz söylenemezdi. Tehlike seviyesi en düşük hastaların olduğu katta oturduğumuz için gayet rahat hissediyordum. Kaptan dikkatli bir şekilde kağıtları incelerken bende yine kendi düşünce ormanımda gezmeye başladım. Mart ayının ortalarına geliyorduk ve hava ısınmaya başlamıştı. Ellie ve Nick'in düğünlerine ise bir aydan az bir süre kalmıştı. Claire ve müstakbel gelin beni zorla elbise almak için provalara sürüklüyordu. Bazen bu eğlenceli oluyordu ama bazı zamanlar ise sıkıntıdan patlayacak gibi oluyordum. Aslında alışveriş yapmayı severdim fakat Claire ve Ellie fazla abartıyorlardı.

"Bu adamın hiçbir açık noktası yok. Yaptığı işleri de çok iyi kamufüle ediyor. Yani onu hapse atmak imkansız ki zaten bunu başarsak bile dışarıda ki adamları onun yerine işlerini hallederler." Kaptanın dediklerini dinledikten sonra içimde ki sıkıntı büyümüştü. Benden Michael'ın ve bağlantılarının bulunduğu bilgileri isteyince nedenini sormuştum ve kendisinin eski bir avukat olduğunu söyleyip belki ondan kurtulmak için bir şeyler yapabileceğini anlatınca biraz umutlanmıştım. Ama bu umut şişirdikten sonra elinden kaçan bir balon gibi bir anda sönmüştü. "Bu bilgileri nereden bulduğunu bana söylemedin Prenses. Başının belaya girmesini istemem." Hafifçe tebessüm ederek ellerimi beyaz masanın üzerinde birleştirdim. "Merak etmeyin Kaptan. Zayn'in kardeşi Nick bana bunları bulmam da yardım etti. Bu konularda kendine has yöntemleri var. Güvendeyim." Yaşlı adam gülerek arkasına yaslandı. Masanın üstündeki kağıtları düzenlerken Kaptan "Bana hala sevgililer gününde ne yaşadığını anlatmadın." diyerek yüzümden gülümsememi anında sildi. 

Ben o gece yaşadıklarımı hafızamdan tamamen silmek isterken, Kaptan bana tekrar hatırlatmıştı ve bu yüzden ona biraz kızgındım.

"Bu konu hakkında konuşmak istediğimi sanmıyorum." diyerek geriye plastik sandalyeye yaslandım.

"Haftalardır bana yalancı gülümsemeni satıyorsun Prenses. Zayn'de seni almaya geldiği zaman ikinizin arasında ki gerginliği kapıdan bile hissedebiliyorum. Ayrıca o çocukta eskisi kadar mutlu gözükmüyor. Belli ki bunu tek başına çözemeyeceksin. Hadi anlat bakalım. Kaptan dinlemede."

Derin bir nefes alırken dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Yaşadığım o günü unutmak ve zihnimin arkasında ki tozlu raflarda çürümeye bırakmayı istiyordum ama Kaptan inatla o günü ortaya çıkarmak istiyordu. "Başka zamana erteleme şansım yok mu?" diyerek masumca karşımda oturan yaşlı adama baktım. Ciddi bir tavırla başını iki yana salladığında tuttuğum nefesimi bırakarak başka çarem olmadığı gerçeğini kabullendim. Kaptanın gözlerine baktığımda yaşadığım anılar yavaş yavaş canlanmaya başlamıştı.

14 Şubat, Sevgililer Günü

Zayn elimi tutarken acele ile eve gitmek için yürüyordu. Hızına ayak uydurmaya çalışıyordum ama onun heyecanına kapılmıştım ve ayaklarım birbirine dolanıyordu. Ve düşmemek için büyük bir çaba harcıyordum. 

"Zayn böyle acele ile nereye gittiğimizi söyler misin?" diye hafifçe bağırdım. Şiddetini artıran yağmurun sesi benim sesimi bastırıyordu. Üzerime giydiğim kırmızı uzun ceketin omuzları ıslanmıştı ve kaldırımda hafif tempoda koştuğumuz için bileklerim ıslanıyordu.  Uzun çizmelerimi giydiğim için kendimi tebrik ederken beremi arabada bıraktığım için pişman olmuştum. Saçlarımın tepesi ıslanmıştı ve her ne kadar faydası olmadığını bildiğim halde boşta olan elimi siper ediyordum. "Bana nereye gittiğimizi söyler misin?" Son bir çaba ile Zayn'den cevap vermesini bekledim ama temposunu arttırarak koşmaya devam etti. Tabii benide sürükleyerek. 

DANGER *Düzenleniyor*Where stories live. Discover now