2 | "Demiştim Potter."

2.4K 230 50
                                    

Olaylara direkt başladım çünkü aklımda o kadar fazla şey var ki yavaş yavaş gidersem ohoo

Ama zaten uzun uzun anlatmak bence sıkıcı olaylar hızlı ilerledikçe daha akıcı olacağını düşünüyorum canlarım

Miley Cyrus-Mothers's Daughter

Oh my God, she got the power

Oh look at her, she got the power

İyi okumalar



6 Ekim 1976 / Salı

Genç kız, bıkkınlıkla nefes vererek yanındaki oğlanın omzuna yasladı ona ağır gelen kafasını. Yürürken bunu yapması pek rahat değildi ama o kadar uykusu vardı ki, kafasını taşıyacak gücü kendinde bulamıyordu.

Dün gece saat 4'e kadar Mcgonagall'ın ona sırf Lily Evans'a bulanık dedi diye verdiği cezayı yetiştirmeye çalışmıştı. Ayrıca Mcgonagall, yalnızca ceza vermekle kalmamış Slytherin'den 30 puan kırmayı da ihmal etmemişti. Loren artık onun Slytherin'den nefret ettiğine adı gibi emindi.

Gözleri kapalı bir şekilde ilerlemeye devam ederken düşmemesi için ona yön veren Regulus, bir kolunu kızın omzuna atarken "Loren" diye mırıldandı. Loren, yaslandığı omuza biraz daha sokulurken Regulus gibi mırıldanarak "Efendim." Demişti ama o kadar sessiz söylemişti ki, çocuğun bunu duyduğundan bile emin değildi.

İksir sınıfının bulunduğu köşeyi dönerlerken, kızı dikkatlice çeviren Regulus bu hallerine gülmeden edememişti. Bakışları, kolunun altındaki gözleri kapalı kızı bulduğunda gülümsemesini bastırarak ilgiyle sordu. "İyi olduğuna emin misin? Birazdan yıkılacakmış gibi duruyorsun."

Elindeki kitapları zar zor taşıyan Loren, derince bir nefes alarak sitemle yanıtladı endişeli arkadaşını. "Çünkü yıkılacağım Regulus. Merlin aşkına 150 santimlik bir özür parşömenini nasıl bir günde yetiştirebilirim?"

Onun bu sitem dolu cümleleri hemen yanında ilerleyen Regulus'u güldürünce, Loren'da kendini tutamamış ve istemsizce gülümsemişti. Aradan geçen bir ay kadar kısa bir süreye rağmen, birbirlerine oldukça bağlanmışlardı. Yeni tanışmış gibi değil de, uzun zamandır tanışıyorlarmış gibi hissediyorlardı ikisi de. Belki de birbirlerine çok benzediklerinden dolayı ikisi de birbirinde kendini görüyordu ve bu yüzden de birbirlerine alışmaları pek zor olmamıştı. Açıkçası nasıl olduğu genç kızın umurunda değildi, umurunda olan tek şey Regulus'u gerçekten sevdiğiydi.

Çocuğun koluna sert olmayacak bir şekilde vurarken: "Gülme." Dedi sahte bir sinirle. Ağzına hayali bir fermuar çeken Regulus, gülümsemesini dindirmeye çalışsa da pek başarılı olamamıştı.

İkiside yüzlerindeki gülümsemeyle iksir sınıfına girdiklerinde aralarında başka bir diyalog yaşanmamıştı. Zaten Loren'ın pek konuşacak gücü yoktu ve Regulus'ta bunun oldukça farkındaydı. Genç kızın şuan için isteği, yeşil nevresimli yumuşak yatağında yorganına sarılarak uyumaktı.

Gözleri hâlâ kapalı bir şekilde Regulus'un omzuna yaslı dururken, etraftakilerin de onlar gibi sessizleştiğini farketmişti Loren. Profesör Slughorn gelmiş olmalıydı ama Loren'ın bunu pek umursadığı söylenemezdi. Zira kendisi şu an ayakta uyumakla meşguldü. Sağ ayağındaki yükünü sol ayağına vererek Regulus'un omzunda kendi için daha rahat bir pozisyon buldu.

Slytherin's Locket | Sirius BlackWhere stories live. Discover now