22 | "Siz artık ölüsünüz ahmaklar!"

1.4K 162 14
                                    

İyi okumalar



31 Ekim 1976 / Cumartesi

Avucunun içinde döndürüp durduğu gümüş madalyonu üzerine yattığı siyah yastığın altına koyan Loren, kenara bıraktığı cüppesini alarak yattığı yatakta yavaşça doğruldu. Yalnızca tik tak seslerinin duyulduğu boş kütüphanede, bakışları o sesin sahibi olan saate çevrilmişti. Neyse ki daha yetişebilmek için yeterli zamanı vardı.

Az önce almış olduğu cüppesini üzerine geçirirken ayaklarını yataktan sarkıtarak yavaşça ayaklandı. Masanın üzerine yığılmış türlü türlü kitapları gördüğünde bıkkınca bir nefes bıraktı ortama.

Sirius, James ve Peter üçlüsü, konuşmalarının ertesi günü yine bir belaya bulaşarak ceza almışlar ve dolayısıyla da madalyonu bulma işini sonraya ertelemek zorunda kalmışlardı. Aradan geçen bu beş gün boyunca da Loren durmamış, kendi başına araştırmalar yapmıştı ama bir sonuca ulaştığı söylenemezdi doğrusu. Tek bulduğu şey, madalyonun ne kadar denerse denesin açılmadığı olmuştu.

Bunu Çapulculara söylediğinde onlardan aldığı ilk tepki "O madalyon açılıyor muydu?" olunca, kimlerle işe bulaştığını sorgulamadan edememişti genç kız. Diğerlerini anlayabilirdi belki ama Remus bile bu olaya fazlasıyla şaşırmış görünüyordu. Açıkçası bu Loren'ı da oldukça şaşırtmıştı. Bu madalyon kim bilir ne zamandır ellerindeydi ve açılıp açılmadığını daha yeni öğrenmeleri fazlasıyla tuhaftı. Ya gereğinden fazla aptallardı, ya da yine bir şeyler çeviriyorlardı. Loren'ın tercihi tabii ki de ilkinden yanaydı.

Geçen hafta ağabeyiyle Hogsmeade'den aldıkları mavi paketli hediyeyi eline alarak kütüphanenin dışına doğru tembel tembel adımladı. Kedi Tablosu, tenha bir koridorda bulunduğundan dolayı kütüphaneden çıkarken etrafını kontrol etme gereği duymamıştı ama yasak saati çoktan geçmişti. Bu yüzden olabildiğince dikkatli ilerlemesi gerekiyordu.

Bu partiye gelmeyi ne kadar reddetse de ne ağabeyi, ne de diğerleri ısrarı bırakmamış, Tom'da gelmezse ona fazlasıyla kırılacağını belirttiğinden onların bu doğum günü davetini mecburen kabul etmişti.

Onlarca Gryffindor'lu arasında olmak, isteyeceği son şey bile değildi. Aslında onlarla bir sorunu yoktu ama onların aralarında dolaşan bir Slytherin isteyeceklerini de hiç sanmıyordu.

Adımlarını Gryffindor binasının olduğu tarafa yönlendirerek boş koridorlarda dikkatle ilerlemeye devam etti. Bir kez daha cezaya kalmayı kesinlikle hiç istemezdi.

Sessiz adımlarla son köşeyi de döndüğünde, onu Şişman Kadın'ın önünde bekleyen ağabeyini görerek genişçe gülümsedi. Ona, küçük bir el hareketiyle daha hızlı olmasını söyleyen çocuğa itaat ederek seri adımlarıyla aralarındaki mesafeyi kısa bir sürede kapamıştı.

Arkasına geçerek ellerini omzuna yerleştiren ağabeyine, omzunun üzerinden bakarak mırıldandı Loren. "Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum Reggie."

Onu tuttuğu omuzlarından Şişman Kadın'ın önüne doğru kibarca ittiren Louis, dediklerini umursamayarak kızın yanağına sulu bir öpücük kondurmuş ve sessizce kapıyı açan şifreyi söylemişti. "Ördek Gagası."

Küçük bir gürültüyle açılan kapıdan geçmesi için kızı yönlendirirken, kulağına doğru eğilerek konuştu genç adam. "Geldin ve geri dönüşü yok. Çabuk alışsanız iyi olur Bayan Fawley."

Slytherin's Locket | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin