24 | "Sen seç Black."

1.2K 126 19
                                    

İyi okumalar



3 Kasım 1976 / Salı

Turuncu renkli balkabağı suyundan son yudumunu da almakta olan Loren, boş bardağı masaya bırakarak yanındaki Quiddicht formalı ağabeyine döndü. "İlk maç kiminle?"

"Slytherin." Sabahtan beri sorulan her soruya kısa cevaplar vermekte olan oğlan, bu seferde aynını yaparak yanıtlamıştı küçük kardeşini. Stresliydi, oldukça stresli. Bu okulda son senesi olan bu yılı kupayı kaybederek tamamlamak istemiyordu. Kaptanlık yaptığı süre boyunca iki kupayı da kazandırmıştı ve eğer bu sene, son sene kaybederse bu onun için kesinlikle bir yıkılış olurdu.

Loren, ağabeyinin durumunu çok iyi anlıyordu. Aslında anlamaktan ziyade ona destek olmak istiyordu ama söylediği onca yalandan sonra nasıl hâlâ yanında şen şakrak kalmaya devam edebilecek hiç bilmiyordu. Her zaman da olduğu gibi, sadece bir seferlik dediği yalanın ardı arkası kesilmemişti ve bu durum, Loren'ı daha da tedirgin ediyordu.

Mahcup bakışlarını, Quidditch formalı ağabeyinden çekip önüne baykuş tarafından bırakılan gazeteye iliştiğinde, çoğunluğun Kim Olduğunu Bilirsin Sen hakkında olduğunu görerek derince bir nefes vermişti. Her ne kadar sanki sorunları şu an için çok fazlaymış gibi gözükse de asıl sorun, ailesi iki ayda tamamen değişen kızlarını gördüklerinde başlayacaktı ve Loren, buna kesinlikle hazır değildi.

Kaygılar içinde kaybolurken üzerinde bazı gözler hissederek etrafa kısaca bir göz gezdirdiği sıra, karşılaştığı nadir griler onu yine bir stres boşluğuna düşürmüştü. Uzun saçlı oğlan kafasıyla büyük salonun çıkışını işaret ettiğinde onun ne demek istediğini anlayan Loren kafasını tembel tembel sallayarak onaylamıştı genç adamı.

Sirius, kızdan aldığı onayla oturduğu yerden kalkıp çıkışa doğru yönelirken Loren'da geri kalmayarak oturduğu yerden ayaklanmıştı. Ellerini, stresli bir şekilde önündeki boşluğu inceleyen ağabeyinin omuzlarıyla buluşturduğunda küçük, masum bir tebessüm yerleştirdi yüzüne. "Ben erken ayrılacağım."

Louis'in bakışları, Loren'ın konuşmasıyla başında dikilen kardeşini bulduğunda genç kızın hemen arkasında, büyük salonun girişinden ayrılmadan hemen önce Loren'a bakmayı sürdüren Sirius Black, gözünden kaçmamıştı genç oğlanın. Bir elini, kız kardeşinin omzundaki elinin üzerine koyarken ciddi bir tonla konuştu. "Dikkatli ol Gracy."

Loren, onun bu endişeli haline karşın derin bir nefes verirken, yaklaşarak ıslak bir öpücük kondurdu ağabeyinin yumuşak yanağına. "Olacağım."

Ona herhangi bir cevap hakkı tanımadan arkasını dönüp salondan ayrıldığında duvara yaslanmış onu bekleyen Sirius, salondan ayrılan kızı gördüğünde ona doğru bir kaç adım atmıştı. "Çocuklar anlattı. Louis'in saklı tutmamızı istemesi iyi ama bir yandan da asıl sorun da bu. Hem bir ilişki yaşıyormuş gibi, hem de bunu saklıyormuş gibi davranmamız gerekecek ki bu, yalnızca sevgili olmamızdan kesinlikle daha zor. Ayrıca-"

"Beni niye çağırdın?" Zaten bildiği şeylerin başkaları tarafından tekrar edilmesi açıkçası pek de faydalı değildi Loren için. Bu yüzden hızla lafa atlayarak kesmişti oğlanın sözünü.

Sirius ise, lafının kesilmesinden asla hoşlanmazdı. Gözlerini kapatıp kafasını sinirle iki yana salladıktan sonra, tekrar karşısındaki yeşillere çevirdi kendi grilerini. "Bak, ortak bir amacımız var evet ama işin içine niye başka olaylar katıyorsun ki? Louis'le aranız gayet iyi değil mi? Anlat gitsin işte."

Slytherin's Locket | Sirius BlackWhere stories live. Discover now