12 | "Oysa ki kendin bir katilmişsin Fawley."

1.6K 176 42
                                    

Yarın evde olmıycam bu yüzden bugün atıp kaçıyorum

Bir de okuyorsunuz okuyorsunuz yorum yapmıyorsunuz ayıp oluyor arkadaşlar..

Arctic Monkeys-Do I Wanna Know

Hide some aces up your sleeve?

İyi okumalar



17 Ekim 1976 / Cumartesi

Yerden bir çırpıda kalkan Loren, yanaklarını ıslatan yaşları hızla silerek sinirden seğiren gözlerini karşısındaki dört bedene dikmişti. Az önceki halini gördükleri aklına geldikçe delirecek gibi oluyordu. Onların önünde düştüğü bu durum, rezillikten başka bir şey değildi.

İçindeki utancı göz ardı etmeye çalışarak cüppesinin cebinden çıkardığı asayı, ayaklanmakta olan dört çocuğa doğru hızla çevirdi. Buraya nasıl ve neden geldiklerini bilmiyordu ama niyetlerinin iyi olmadığı belliydi. Arkasına saklandıkları masaya doğru bir kaç adım atarak gözlerini, çoktan ayağa kalkmış olan Potter'ın üzerine dikti. Ona özellikle hiç güvenmiyordu.

"Siz-" dedi sesinin titremesine engel olamayarak. "Siz ne halt ediyorsunuz burada? Ayrıca siz.. siz burayı nasıl buldunuz?" Titrememesi için kalınlaştırmaya çalıştığı sesi, bulunduğu ortamda biraz komik durmuştu. Az önceki rezilliği yetmezmiş gibi bir de sesini kontrol edemiyordu. Bu durumdan kurtulduklarında muhtemelen bir süre yüzlerine bakamayacaktı.

Yerden destek alarak ayağa kalkan Remus, üzerindeki tozları silkelerken pişkince sırıtmıştı. "Etrafına daha dikkatli bakmalısın Fawley."

Kızın James'teki temkinli bakışları, konuşmasıyla Remus'a doğru kayınca, yeşil gözleri çocuğun kucağında tuttuğu deri kitapla buluşmuştu. James'in her an bir şeyler yapabileceğini düşündüğünden bakışlarını hiç ondan ayırmamıştı ve bu durum, Remus'un kucağında tuttuğu kalın kitabı daha yeni farketmesine sebebiyet vermişti.

Eğer o kitabı okudularsa, Loren için ölüm demekti. Sadece Loren için de değil, bütün Fawleyler için aynı şey geçerliydi.

Elinde tuttuğu asayı daha sıkı kavrayarak titremesine engel olamadığı gözlerini Remus'un yüzüne çıkardı. Sirius onun bu tedirginliğini yakalayınca lafa atlamaktan alıkoyamamıştı kendini. Sırf bulanık diye insanları öldüren bir katil olmasına rağmen gelip burada hunharca ağlaması Sirius'u fazlasıyla sinirlendirmişti. Az önce kız ağlarken duyduğu minik çaplı merhametten şuan hiç bir iz yoktu.

Ağzından çıkan alaycı bir 'hah' nidası, sessiz ortamda yankılanarak tekrar kulaklarıyla buluştu. "Bir de bize zorba diyordun." Dedi ve hiç acımadan ekledi. "Oysa ki kendin bir katilmişsin Fawley."

'Oysa ki kendin bir katilmişsin Fawley.' 'Oysa ki kendin bir katilmişsin Fawley.' Loren'ın aklında yankılanan bu cümle, zaten kendinde olmayan kızı daha da beter bir hâle getirmişti. Geriye doğru bir kaç adım sendelerken düşmemek için yanındaki tahta sandalyeye sıkıca tutundu. O kitapta yazana göre katildi evet ama gerçekte de öyle miydi? İçerdeki çığlıkları duymasına rağmen elinden bir şey gelmediğini düşünerek kendini yere atmış, duymamak için kulaklarını tıkamıştı. Koşup birilerini çağırabilirdi ama o yapmamıştı. Yere çökmüş, kulaklarını kapamıştı. Duymamak istemişti o çığlıkları, susmalarını dilemişti. Onlara yardım etmek yerine, onların susup kendisini rahat bırakmalarını istemişti.

Slytherin's Locket | Sirius BlackWhere stories live. Discover now