25 | "Göster onu aptal!"

1.1K 142 53
                                    

İyi okumalar



9 Kasım 1976 / Pazartesi

Önündeki kara büyü kitabını yavaşça kapatan Remus, kahve gözlerini yanındaki üç gençte gezdirerek "Maça geç kalacağız." Dedi yavaşça arkasını yaslanırken. Eğer bu maça geç kalırlarsa James onları çiğ çiğ yerdi.

"O zaman... yarın James'le birlikte devam ederiz." Günlerdir bu kütüphanede araştırma yapmaktan dolayı artan yorgunluğu, sesine de oldukça net yansımıştı Sirius'un. Ne kadar ararlarsa arasınlar ne madalyonla ilgili, ne de onu açmaya yarayacak mühürle ilgili bir şey bulabiliyorlardı. Tek yaptıkları, gereğinden fazla korkunç olan kara büyüleri boş boş okumaktı. Hatta o kadar ki, artık Sirius'un rüyalarına bile girmeye başlamışlardı.

Kahve saçlarını tepede kavuşturmuş olan Loren, önündeki kitabı kapatıp ayaklanırken hâlâ oturmakta olan gençlere kısaca bir göz devirmişti. "Hadisenize. Geç kalacakmışız madem."

Onun bu uyarısıyla biraz da olsa dalgınlıklarını gideren üç genç, tıpkı Loren gibi ayaklanarak çıkışa doğru yönelmiştiler. Hemen peşlerinden ilerleyen Loren, kütüphaneden çıktıklarında arkasındaki kapıyı yavaşça kapatmış ve tıpkı onlar gibi yavaş ve tembel adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Bu madalyon, onları fazlasıyla bitik bir hale getirmişti. Her ne kadar sürekli arayıp bir şey bulamamaktan bıkmış olsalar da ne olursa olsun pes etmiyorlardı.

Loren onların bu madalyon konusunda niye bu kadar dirayetli olduklarını anlayamıyordu bir türlü. Tahmin ettiği gibi, ondan sakladıkları bir şey vardı ve zaten Loren'da sırf bunu öğrenebilmek için tüm bunlara göz yumuyordu. Yoksa o, çoktan araştırmayı bırakır ve yalanların içinde dolandığı bu oyundan bir an önce kurtulurdu ama içindeki merak, tüm bunları baskılıyordu.

Önündeki üçlü, kendi aralarında Gryffindor'un kazanacağına dair sohbetler geçirmeye devam ederken Loren yol boyunca sessiz kalıp onları dinlemekle yetinmişti. Açıkçası ağabeyi karşı tarafın kaptanı olsa da Loren bir Slytherin'di ve elbetteki kendi binasının galip gelmesi onu sevindirirdi, ama bir yandan da ağabeyinin kazanması ve son senesini de bir kupayla taçlandırmasının da onu sevindireceği inkar edilemezdi. Gönlü Slytherin'den yana olsa da, ağabeyinin kazanışı onun için bir yıkılış olmazdı. Aksine daha bile sevinirdi. Açık olmak gerekirse Loren kimi desteklediğine bir türlü karar veremiyordu.

Normalde Loren Fawley, hiç bir Quidditch maçını izlemezdi. Bunun sebebiyse yalnızca maçları izlerken ortaya çıkan fanatik ve vahşi tarafıydı. Bugün buraya gelmesinin tek sebebi, bu maçta ağabeyinin oynamasıydı ve şu an için tek dileği, içindeki o fanatik Loren'ı bastırabilmekti.

"Bayan Fawley."

Arkalarından gelen sesle birlikte o tarafa doğru yavaşça dönerlerken, pelerinini tutarak onlara doğru ilerleyen Mcgonagall'ı gördüklerinde merakla beklemeye başlamışlardı küçük dörtlü. Çünkü bu dörtlü maça ucu ucuna yetişmiş olsalar da Mcgonagall, onların aksine dakik bir insandı. Yani onun maça neredeyse başlamaya yakın gelmesi ve üstüne üstlük Loren'a seslenmesi pek de hayra alamet değildi.

Son seri adımını da atarak gençlerin yanına ulaşan Mcgonagall, derin bir nefes alırken gözlerini kumral kıza sabitlemişti. "Pekala, özet geçeceğim. Fazla vaktimiz yok. Sunuculuğu yapacak olan Bay Lawrens az önce hastane kanadına kaldırıldı ve benim de yeni bir sunucuya ihtiyacım var. Yani Bayan Fawley, benimle geliyorsunuz."

Slytherin's Locket | Sirius BlackWo Geschichten leben. Entdecke jetzt