3 | "Bana öyle seslenme!"

2.1K 197 21
                                    

Lana Del Rey-Blue Jeans

Said you had to leave to start your life over

I was like: "no please" stay here

İyi okumalar♡



6 Ekim 1976 / Salı

Merdivenleri inmeyi bitirdiğinde, koridorun sonunda gördüğü beden duraksamasına sebep olmuştu genç kızın. Yanındaki arkadaşlarıyla gülüşerek onun olduğu tarafa doğru ilerleyen genç adam, Loren'ı her zaman olduğu gibi büyük bir telaşa sürüklemişti.

Genç kız bir ay boyunca ondan kaçıp durmuş, olabildiğince uzak kalmaya çalışmıştı ama bu kaçışlar ne yazık ki onunla karşılaşmaması için yeterli olamamıştı. Sanki Merlin, bunu bilerek yapıyormuş gibi onları sürekli bir araya getiriyordu ve genç kız, bundan fazlasıyla nefret ediyordu. Çünkü onu görünce şu an da olduğu gibi ne yapacağını bilemiyor, olduğu yere âdeta çivileniyordu.

Bakışları, ona doğru ilerleyen oğlandan bir an bile ayrılmazken sonunda oğlanın da gözleri genç kızı bulmuş ve her zaman olduğu gibi yüzündeki gülümseme yerini donuk bakışlara bırakmıştı.

O da kaçıyordu kızdan. Konuşmaları gerektiğini gayet iyi biliyordu ama ne diyeceğini, ne yapacağını, onu nasıl yanına alacağını hiç bilmiyordu. Küçğk kardeşini orada bırakmak istemiyordu. Onun karanlıkta kalmasını istemiyordu. Kardeşinin karanlıkta kaybolmasından çok korkuyordu.

Bakışlarını genç kızdan bir an bile ayırmadan, yanındakilere bir kaç şey söyleyerek ona doğru ilerlemeye başladığında rahatsızca yerinde kıpırdanmıştı Loren. Kaçmak istemişti. Bir aydır yaptığı gibi kaçmak istemişti ama bu konuşmayı nasıl olsa bir gün yapacaklarını da biliyordu. O yüzden bugün yapıp kurtulmak ikisi içinde en iyisiydi.

Derin bir nefes alarak ona doğru ilerlemekte olan çocuğa bakmaya devam ederken ailesinin o sözleriyle dolmuştu kafasının içi. "Onunla konuşmayacaksın Grace." Demişti annesi. "Kafanı karıştırmasına izin vermeyeceksin." "Onunla konuşman yasak." "Ondan uzak duracaksın." "O artık senin ağabeyin değil."

Annesinin ve babasının tembihli sözleri, aklının her bir köşesine tek tek çarparken çocuk çoktan karşısına dikilmişti bile. Boyu kızdan fazlasıyla uzun olduğundan dolayı, kafasını kaldırarak bakmak zorunda kalmıştı Loren ona. Son gördüğünden beri epey uzamıştı. Açık kahve, sarıya çalan saçları; yeşil, hafif çekik gözleri; biçimli burnu ve kiraz rengi dudaklarıyla kızın neredeyse tıpatıp aynısıydı. 'Görünüşümüz aynı olabilir ama sonumuz asla aynı olmayacak.' diye geçirmişti kız içinden.

İkisi de birbirine öylece bakmaya devam ederken bu sessiz ve gergin ortamı kimsenin bozmaya niyeti yok gibiydi sanki. Ellerini cebine yerleştiren oğlan; sonunda bu huzursuz ortamdan sıkılmış olacak ki biçimli dudaklarını aralayarak aradaki bu gerici sessizliği bozdu. "Nasılsın?"

Kız, öylesine bir soru olduğunu düşündü bu sorunun ama çocuk için hiç de öyle değildi. Bir yıldır onu görmüyordu ve ne yaptığı hakkında da hiçbir fikri yoktu. En çok da bu belirsizlik korkutuyordu zaten çocuğu. Ne kadar değiştiğini, ona orada neler anlatıldığını hiç bilmiyordu. Bir zamanlar o da tıpkı şu an karşısında duran kız gibiydi. Her anlatılana inanır, her dediklerine itaat eterdi.

Ona bie an önce her şeyi anlatmak, fikrinin saçmalığından bahsederek onu yanına çekmek istiyordu genç adam ama öyle bir şey yapmaya kalkıştığı anda kızın onu dinlemeden uzaklaşacağını da gayet iyi biliyordu. Bu yüzden de bu yola asla başvurmayacaktı. Üstündeki gerginliği atmak için derince bir nefes vererek, kızdan gelecek olan cevabı beklemeye başladı.

Slytherin's Locket | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin