30 | "Sihir Bakanlığı'nda."

854 77 18
                                    

Sahipli Mühür tamamen benim hayal gücümden çıkmıştır.

İyi okumalar



13 Kasım 1976 / Perşembe

Sessizliğin hakim olduğu yuvarlak masada önündeki kitabı gerçekten okuyan tek kişi Loren idi. Diğerleri ise sabah Sirius'un anlattıklarından sonra James'in özür dilemesinde karar kılmışlar, şu an ise özürü bir an önce dilemesi için ona toplu bir baskı uyguluyorlardı. Daha doğrusu bunu yalnızca Remus yapıyordu. Sirius, dün olanlardan sonra arkadaşından fazlasıyla çekiniyor, Peter'sa.. bildiğimiz Peter'lıklarını yapıyordu işte. Çok fazla konulara karışmayan yalnızca verilen kararları onaylayan Peter.

"Yapacağım tamam. Aynı yeri dürtüp durma çürüyecek."

James Potter, masanın altından bacağına parmağını batırmakta olan arkadaşına sitemlendiğinde Remus onu takmamış ve kafasıyla hemen karşılarındaki kızı işaret etmişti. Yuvarlak gözlüklerinin ardından havaya sabır dilercesine bir bakış atarak dikkat çekmek adına boğazını temizledi genç oğlan. Sonunda önündeki kitaptan bakışlarını ayırabilen Loren, ona dönerek gelecek olan cümleyi beklemeye başlamıştı yalnızca.

"Ben...Ben..." kızda olan bakışları yanındaki arkadaşına kaydığında sesini kısarak sordu ama sesini kısması pek bir işe yaramamıştı zaten. "O anlattıklarının doğru olduğunu nereden biliyoruz? Ya yalan söylüyorsa?"

Fısıldayan arkadaşının az önce dürtmüş durduğu bacağına sert bir yumruk geçiren Remus, onun acıyla inlemesini göz ardı ederek derince bir nefes aldı. "Bak Çatalak. Bunları konuştuk biz, değil mi? Sabah bunları detaylıca konuştuk ve onun bir katil olmaması hepimize mantıklı geldi. Şimdi ya özür dilersin ya da seni burada tutmaya devam eder ve antrenmana geciktiğin için Louis Fawley'den azar yemeni sağlarım. Yalnızca 10 saniyen var."

"Tamam. Tamam. Dileyeceğim tamam. Fawley?" Dedi ona doğru dönerek James. "Bilmeden seni yargıladığım için özür dilerim. Oldu mu? Şimdi gidiyorum."

Loren'ın ona bir cevap vermesini beklemeden oturduğu yerden ayaklanan Quidditch formalı çocuk, antrenmanına yetişmek için kapıya doğru adımladığında Peter'ın seslenişi onu durdurmuştu. "Bekle, ben de seninle çıkacağım."

Meraklı dört çift göz onu bulurken sandalyeye astığı çantayı omuzlarına geçiren Peter, bu bakışları farketse de herhangi bir açıklama yapmayarak James'in yanına doğru hızla adımlamıştı. Ondan bir cevap gelmeyeceğini anlayan Sirius, kaşlarını çatarak sordu ona. "Sen nereye gidiyorsun Kılkuyruk? Daha incelememiz gereken milyonlarca kitap var. Bizden sakladığın bir şeyler mi var senin?"

"Be-ben..." kapıdan ayrılmak üzere olan Peter, kendine yöneltilen soruya ne cevap vereceğini düşünerek saçlarını kaşıdı sertçe. "Yalnızca notlarım sizinki kadar yüksek değil. Öylece oturup burada araştırma yapamam. Çalışmam gerekiyor. Neden sürekli arkanızdan iş çevirdiğimi düşünüyorsunuz?"

Yaşadığı panikle gereksiz yükseliş yaşayan sesi, odadaki diğer dört genci bir hayli şaşırtmıştı. Ne yaptığının sonradan farkına varan sarışın çocuk, kekeleyerek toparlamaya çalıştı durumu. "Yalnızca sınavlar var ve stresliyim. Kusura bakmayın. Benim sizin aksinize çalışmam gerek."

Aralarındaki bu garip durumu bozmak için günün başından bu yana ilk defa ağzını aralayan Loren, dün gece düşündüğü fikri söylemenin en doğru zamanı olduğunu hissederek boğazını temizledi. Peter'a sabitlenen dikkatler onu bulduğunda Peter ve James'in de oturması için, az önce kalktıkları yeri işaret etti eliyle.

Slytherin's Locket | Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin