Slytherin's Locket | Sirius Black

29 | "Öyle olsun, Loren."

Artık arada bir böyle gifler koymayı düşünüyorum umarım seversiniz..

İyi okumalar

•
•
•

12 Kasım 1976 / Çarşamba

Ağlamaktan dolayı çatallı çıkmıştı genç kızın sesi. Küçük bir boğaz temizlemesiyle onu hallettiğinde sonunda kıza dönebilen Sirius Black aklına gelen ilk cümleyi kurmuştu ona. "Gerçekten bir katil değilsin, öyle değil mi?"

Kuruyan dudaklarını yalayarak alayla gülen Loren, karşısındaki oğlana doğru bir adım atıp kollarını göğsünde çaprazladı. "Arkadaşının vicdanı rahat etmedi ve gerçekleri öğrenmek içinde seni mi gönderdi? Söyle ona, ne düşünmek istiyorsa onu düşünsün. Umurumda değil."

Oğlanı arkasında bırakıp kulenin kenarlarına doğru ilerlediği sıra Sirius yanlış anlaşılmayı düzeltmek adına hızla girmişti lafa. "Yanılıyorsun. Buraya geldiklerimden haberleri bile yok. Onlar uyurken geldim. Saatin kaç olduğunu biliyor musun sen?"

Saatin kaç olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu genç kızın. Açıkçası ağlarken saat pek de umurunda olmamıştı.

Gökyüzünde parlayan yıldızlardan bakışlarını bir an için bile ayırmazken, oğlana dönme gereği duymadan yanıtladı onu. "Bunu neden yapasın Black? Ayrıca burada olduğumu nereden biliyorsun?"

"Yalnızca tahmin." Köşeye sıkışan Sirius, onu geçiştirmek için çabalasa da Loren Fawley onun geçiştirebileceği kadar aptal biri değildi. "Fazla iyi bir tahmin ama bu buraya neden geldiğini hâlâ açıklamıyor."

Gelmek istedim, ve geldim." Genç kızın yanına doğru ilerleyerek ellerini iskeleye yaslayan Sirius, tıpkı yanındaki kız gibi bakışlarını gökyüzüne çevirerek konuyu değiştirmek adına dudaklarını araladı. "Sirius yıldızının aslında yörüngelerinde dönen iki yıldızdan oluştuğunu biliyor muydun Fawley?"

Ortama sinirli bir gülüş bırakan genç kız, sonunda yıldızlarda olan bakışlarını yanındaki oğlana çevirdiğinde ciddileşmişti. "Benimle burada yıldızlar hakkında konuşmayacaksın herhalde. Öyle değil mi Black?"

Tıpkı Loren gibi tüm ciddiyetiyle ona doğru dönen Sirius Black, gri gözlerini genç kızın yeşillerine kenetleyerek aynı ciddiyetle konuştu. "Eğer sana yıldızları anlatmamı istemiyorsan sen bana anlat Fawley. Bana gerçekleri anlat."

"Neden bu kadar umurunda?"

"Arkadaşımı öldürüp öldürmeyeceğinden emin olmam gerekiyor."

Duyduğu bu cümleyle sinirleri iyice gerilen Loren, arkasını dönerek kuleden ayrılmak için bir adım attığında Sirius onu kolundan yakalayarak gitmesine engel olmuştu. "Tamam, özür dilerim. Sadece ortamı yumuşatmaya çalışmıştım. Ciddi değildim."

Bugün kaçıncı kez sinirden güldüğünü sayamayan Loren, bir kez daha gülüp kolunu Black'in ellerinden sertçe kurtararak ateş saçan gözlerini onun yüzüne çıkarmıştı. "Baya işe yaramış görünüyor."

Gitmek için bir harekette daha bulunduğunda bu sefer onun önüne geçen Sirius, kızın iki kolunu birden sıkıca kavrayarak durdurdu onu. Gerçekten tam bir aptaldı. "Haklısın. Tamam mı? Özür dilerim. Gerçekten. İstediğim tek şey gerçekleri bilmek. Nedenini sorma çünkü ben de bilmiyorum ama söyleyecek tek bir şeyim var. Katil olmanı istemiyorum Fawley. Neden bilmiyorum, ama katil olma ihtimaline en başından beri inanmıyorum."