7 | "Bu eğlenceli olacak."

1.9K 194 44
                                    

1k olduk oy verin ayol

The Neighbourhood-Cry Baby

I think I try too hard

How I look, what I do, what I'm sayin'

I spend too much time explainin' myself

I hope there's some time to change it

İyi okumalar



15 Ekim 1976 / Perşembe

Sirius; gri gözlerini dikmiş tabloyu incelemeye devam ederken diğerleri de yanına gelerek tıpkı onun gibi uzun, büyük tabloyu incelemeye başlamışlardı. Karşılarında duran kedinin zümrüt yeşili keskin gözleri; siyah, asil tüyleri tıpatıp bir Fawley'i andırıyordu. Fawleleri tanımıyor olsa bile, bu kediye yine de Fawley diyeceğini düşündü Sirius.

Dört Çapulcu da en ince ayrıntısına kadar tabloyu incelemeye devam ederken James, herkesin aklından geçen düşünceyi dile getirmişti. "Sizce de Fawleylere çok benzemiyor mu?"

Kedinin üzerindeki siyah takım; Sirius'a peronda, Loren'ın yanında gördüğü uzun boylu adamı hatırlatmıştı. Onu gördüğü an adamın Thomas Fawley olduğunu direkt anlamıştı. Black Malikânesi'nde onlardan çokça bahsedilirdi. Babası Orion sürekli onların önüne geçememekten yakınır, onlarla ilgili iyi bir haber duyduğunda sinirleri tepesine çıkardı. İşte bu yüzden Louis Fawley'nin aileden atıldığı haberini aldığında evi âdeta bir şenlik ortamı kaplamış, Orion o gün Sirius'a bile hiç kızmamıştı. Ki bu bir ilkti. Orion eğer saat başı Sirius'a kızmazsa rahat edemiyor, o gece uyku uyuyamıyordu. Artık bu bir rutin hâline gelmişti onlar için.

Yani kısacası Fawleylerin itibarını zedeleyecek herhangi bir olay, Orion için altın yumurta değerindeydi. Onlarla yatıp onlarla kalkıyordu. Sirius; Thomas Fawley'nin bunları umursadığını hiç sanmıyordu ama Orion, Fawleyleri tamamiyle bir takıntı haline getirmişti. Louis Fawley'nin bir kanıbozuk çıkmasının Blackleri 1-0 öne geçirdiğini iddia ediyor, bu liderliği sürdürmeleri gerektiğini söyleyip duruyordu. İşte tam da bu yüzden eğer Sirius, Louis Fawley gibi evden ayrılmaya kalkarsa sonucunun ne doğuracağını kendisi bile kestiremiyordu.

Ama bunun, genç adam için bir engel olduğu da pek söylenemezdi.

Daldığı bu olumsuz düşüncelerden kurtularak, kaşları çatık bir şekilde tabloyu inceleyen kahve saçlı arkadaşına döndü Sirius. Bunları düşünmenin ne yeri, ne de zamanıydı. Şuan önünde duran asil tablo babasının entrikalarından daha çok ilgisini çekiyordu. "Şimdi kanımı nereye damlatmam gerekiyor?" Dedi solunda dikilen arkadaşına.

Remus, artık ezbere bildiği portreyi incelemeyi bırakarak yanıtladı arkadaşını. "Sol elindeki kol düğmesine."

Sirius; sol elinin işaret parmağına asası yardımıyla bir delik açmaya çalışırken, içeride işe yarar bir şey bulabilmeyi umut ediyordu. Neticede bütün bunlara boşu boşuna katlanmak istemezdi.

Tuttuğu asayı biraz daha bastırmasıyla parmağından çıkan küçük kan damlası yüzünde çarpık bir gülümseme oluşturmuş, elini kol düğmesine bastırmak için uzatırken "Bu eğlenceli olacak." Diye mırıldanmıştı kendi kendine.

Beyaz kol düğmesinin üzerinde oluşan kan lekesi emilerek yok olmaya başladığıda merakla tabloyu incelemeye başladı dört Çapulcu.

Lâkin yaklaşık bir dakika boyunca beklemelerine rağmen, hiç bir şey olmamıştı. "Bu ne şimdi?" Dedi sinirle James.

Slytherin's Locket | Sirius BlackМесто, где живут истории. Откройте их для себя