16 | "Beni hatırladın mı?"

1.5K 165 28
                                    

Yorum yaparsanız çok makbule geçer canlarım teşekkürler

İyi okumalar



21 Ekim 1976 / Çarşamba

Profesör Slughorn; kelliğe doğru giden seyrek saçlarını kaşıyarak masada kalan son iksiri de kucağındaki küçük kasaya yerleştirmişti. Etrafa kısaca bir göz atıp işinin bittiğine kanaat getirince, temizlediği raflara çeşitli iksirleri dizmekte olan genç kıza çevirdi bayık bakışlarını. "Benim Dumbledore'a bazı raporlar vermem gerekiyor Bayan Fawley."

Onun bu sessiz ve kasvetli ortamda ansızın konuşması; işine odaklanmış olan Loren'ın yerinde korkuyla sıçramasına sebep olmuş, elinde kalan son iksir de onun bu sıçramasıyla sertçe yeri boylamıştı. Genç kızın kırık parçalarda olan bakışları hızla Slughorn'a çevrildiğinde, adam burun kemerini sıkarak kafasını sabır dilercesine iki yana salladı. "Görünüşe göre bugün burada her zamankinden biraz daha fazla duracaksınız Bayan Fawley."

Loren daha adamın neden bahsettiğini bile anlayamamışken, Slughorn arkasındaki dolaptan aldığı kitabı ve pelerininin cebinden çıkardığı anahtarı ahşap masaya bırakarak bıkkın bakışlarını tekrar genç kıza çevirmişti. "Bu kitabın içinde düşürdüğünüz Güç İksiri'nin tarifi var. İksirleri dizmeyi ve karışımı doğru şekilde hazırlamayı bitirdiğinizde kapıyı kilitleyerek odadan ayrılabilisiniz. Ben Profesör Dumbledore'un odasında olacağım. İşiniz bitince anahtarı oraya getirirsiniz. İyi çalışmalar."

Loren'a itiraz hakkı bile tanımadan odadan ayrıldığında genç kızın tek yapabildiği şey adamın arkasından şaşkınca bakmak olmuştu. Onun neden doğru şekilde kelimesini vurguladığını çok iyi biliyordu Loren. Bugün tam üç kez denemesine rağmen bu iksiri doğru şekilde yapamamıştı ve şimdi de Slughorn ona bu iksiri doğru şekilde yapmadan buradan ayrılamayacağını söylüyordu. Yani normalde düşürdüğü son iksiri de rafa yerleştirerek buradan ayrılacak olan Loren, artık saatlerce iksiri yapmaya çalışacak ve doğru şekilde yapmadan da buradan ayrılmayacaktı.

Omuzları bıkkınlıkla çökerken yerdeki karmaşaya bakarak derince bir iç çekmişti. İlk olarak ondan kurtulması gerekiyordu.

Sıraların üzerine bıraktığı cüppesinin cebinden asasını çıkararak yerdeki kırık parçaları küçük bir 'aklapakla' büyüsüyle temizledi. Daha sonraysa Slughorn'un masaya bıraktığı eski kitabı almış, içinde yazan malzemeleri bulunduğu bu küçük odada didik didik aramaya başlamıştı.

Gerekli olan malzemelerin hepsini bulduğunda sırayla masaya yerleştirerek kitapta yazan talimatları uygulamak için siyah kazanın başına geçmişti. Umarım bu sefer başarır ve burdan olabildiğince çabuk ayrılırdı.

-

Kaçıncı deneyişiydi? Yedi? On? On altı? Kaçıncı deneyişiydi bilmiyordu ama ulaştığı sonuç hep aynıydı. Saydam yeşil olmak yerin kusmuk şekli alan bir bulamaç.

Önündeki iğrenç maddeye yüzünü buruşturarak bakarken elindeki kepçeyi sertçe masaya bırakmıştı. Ne kadar denerse denesin olmuyordu. Neyi yanlış yaptığını da bilmiyor, kitapta yazanların aynısını yapsa da sonuç bir türlü doğru olmuyordu. İki gündür sorunsuz bir şekilde yalnızca rafları silip iksirleri diziyordu ve son gün, buradan nihayet kurtulacağı son gün başına böyle bir sorun çıkıyordu.

Slytherin's Locket | Sirius BlackWhere stories live. Discover now