Ölümle flörtleşmek tehlikelidir, sevgilim.

1.9K 198 267
                                    

Sehun;

Boğulan bir kişinin can simidine sarılışı gibiydi beni tutan kolları. Öyle sıkı sarılmıştı ki şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemeyip donakalmıştım. Zaten fazlasıyla yorgundum ve onu itecek gücüm de yoktu. Fakat benim aksime Jongin onu benden ayırmaya çalışıyordu ve bu boş çabaya karşılık kendisi daha da sıkı sarılıyordu.

"Ölmek istemiyorum!" Boynumda hissettiğim ıslaklıkla sonunda aklımı toparlayıp sözlerine kulak verdiğimde şimdi kalbimi de sıkıca sarmış eller vardı. Bu cümle bana öyle tanıdıktı ki anılarım zihnime kayalara vuran hırçın dalgalar gibi çarpmıştı.

Ben de böyle söylemiştim. Böyle yalvarmıştım Jongin'e. Geriye bakıp da kendi cesedimi gördüğümde ölümün tesellisini azrailimin kollarında aramıştım. Bununla yüzleşmek o kadar zordu ki o zaman başımın altından akıp dalgalara karışan kanlar şimdi de başımdan ayak tabanlarıma doğru çekilmiş, tansiyonum yerle bir olurken sarsılıp düşmemek için bana sıkıca sarılan bedene tutunmuştum.

Kim olduğunu, ne yaşadığını bilmesem de onu teselli etmek istiyordum. Vicdanım çoktan onu koruma içgüdüsüyle dolup taşmıştı. Jongin ise daha acımasızdı. Belki de bana zarar vermesinden korkuyordu ve onu benden ayırmaya kararlıydı. Avuçlarında yaktığı ateşi gördüğümde bundan emin oldum. Onu yakmayı göze almıştı.

"Jongin yapma dur!" Bir elimi ona doğru uzattığımda kaşları çatıldı. Ama yine de durdu.

"Sakin ol. Güvendesin. Beni bırak da konuşalım." Kendimden beklemeyeceğim şekilde sakin ve güven verici bir tonla konuştuğumda hala boynumda ağlamakta olan beden biraz olsun sakinleşti. Titremeleri azalana dek bekledim ve benden kendi isteğiyle ayrılana dek onu itmedim. Yavaşça aramıza biraz mesafe bıraktığında hala yerde oturuyorduk. Siyah saçlarına ve sıska bedenine baktım. Çok zayıf ve yorgun duruyordu.

Gözyaşlarını silip gözlerime içli içli baktı. "Kimsin sen?" Jongin alfa tonuyla sorduğunda omuzları gerilmişti ve küçük bir çocuk gibi bana yaklaşarak yanıma saklanmıştı. "Onu korkutuyorsun Jongin." Uyarıma karşılık Jongin daha da sinirlendi. "Bana sarıldığı için onu tehdit eden sendin şimdi ise sana sarıldığı için bütün tavrın değişti!" Bana sitem ettiğinde istemsizce benim de kaşlarım çatılmıştı. Haksız sayılmazdı ama çok dar düşünüyordu. "Tavrım değişti çünkü ölümden korkuyor ve dikkatli bakarsan o sadece genç bir çocuk!"

"Kavga etmenin sırası mı şimdi? Bugün başımıza neler geldiğinin farkında mısınız siz?" Suho bağırarak söylediğinde bir süreliğine salon sessizliğe bürünmüştü. Ardından Minseok da ensesini ovalayıp koltukları işaret etti. "Toplayın kendinizi. Doğru dürüst konuşalım."

Jongin sinirle oraya doğru adımladığında kendi koltuğuna oturmuş ve elleriyle yüzünü kapatmıştı. Ardından ben de yerimden zorlukla kalkmış ve beni gölgem gibi takip eden çocukla birlikte ikili koltuğa oturmuştum. Herkes yerini aldığında çocuk elimi sıkıca tuttu. Gözleri dolu doluydu. "Azrailim ben. Çek elini yoksa gerçekten alırım canını." Jongin'in sesini duyduğunda hemen aramıza mesafe koymuştu ve artık daha çok korktuğu da bir gerçekti.

"Beni tanıyor gibi davranıyorsun? Kimsin sen? Kaç yaşındasın?" Bütün dikkatimi ona verdiğimde zorlukla yutkunup başını salladı. "Taemin. 19 yaşındayım. Seni arıyordum. Kokun sayesinde kolayca bulacağımı söylemişti. Sürüden ayrılmışsın. Her yerde aradım senelerce ama bulamadım."

"Neden arıyordun beni? Kokumdan bahseden kimdi?" Heyecanla sorduğumda dudak büzdü. "Bilge. Sürüye döndüğü zaman bir kutuyla geldi. Onun ormanın içinde aniden belirdiğini gördüğümde peşini bırakmadım. O zamanlar çok küçüktüm ve merakımın başıma neler açabileceğini ikimiz de bilmiyorduk. İşe yarayabileceğimi düşünüp bana her şeyi anlattı. Sürümüzde önemli ve korunması gereken biri olduğunu söyledi. Kim olduğunu söylemedi ama çok uzaklardan sırf o özel kişi için döndüğünü ve çok az vaktinin olduğunu söyledi. Getirdiklerini birlikte sakladık. Alfa Taejin onun dönmesini istemiyordu. Bir şeylerin peşinde olduğunu da öğrenince konuşmaması için dilini kesmiş. Vakti dolmadan önce elime geçen tek bir mektubu vardı. Onda da özel kişiyi bulmam gerektiği yazıyordu." Aynı sürüden olduğumuzu söylüyordu ama küçük olduğu için onu tanımıyordum. Zaten çok sosyal biri de değildim ama artık bilgenin benim için elinden geleni yaptığını biliyordum.

Flirt With Death ~ Sekai Where stories live. Discover now