Özel Bölüm 2

841 71 73
                                    

Jongin eşini kucağına alıp yeşil topraklara doğru uçtu. Öncesinde sarayı ayağa kaldırıp çocuklarını sürüye emanet etmişlerdi. Perdeyi geçip söğüde vardığında planladıkları şekilde elinden geldiğince eşine destek oldu Jongin. Zaten Sehun artık deneyimliydi.

İkizlerden ilk doğan bir oğlan oldu. Owen'ın mavi gözleri öyle garipti ki aslında dehşet verici güzelliği hakkında konuşmaları gerekirken hiçkimse ağzını açamamıştı. Bu çocuğun da bazı güçleri olduğunu düşündüler. Bir felakete sebep olmadan önce Jongin oğlunu Key'in ellerine verdi. Fakat Key dakikalarca arasa dahi çocukta hiçbir şey bulamadı.

Ardından bir bebek daha doğdu. O ana dek Sehun en garip kızının İris ya da Nixie olduğunu düşünüyordu. Fakat bu kız bambaşkaydı. Tüm dikkati Owen'dan çekecek ve iki toprağın tüm bilginlerini ayağına dizecek kadar farklıydı.

Bu kızın alnında iki küçük çıkıntı vardı. Boynuzu andırıyorlardı. Fakat birinin ucu mavi-beyaz parlarken diğerinin ucu bir mum alevi gibiydi. Dahası bu renkler ve farklılıkları bebeğin gözlerinde de yer bulmuştu.

Sehun parmak uçlarıyla kızının alnına dokundu. Hemen sonrasında gözyaşlarına boğulmuştu. "Canı acıyor mudur?" Sorusu Jongin'i mahvetti. Jongin yaklaşıp kızını kendi kucağına aldı. Alnını öperken acısını almaya çalıştı. Fakat bir şey hissedemedi. "Bir şey hissetmiyorum. Acıtmıyor sanırım. Hem bak ağlamıyor da." Jongin eşini rahatlatmak için söyledi. Gerçekten de bebek rahatsız görünmüyordu.

Onlar kızları için endişe ededursun bu sırada etraftan fısıldaşmalar yükseliyordu. Biri tutamadı kendini. Bağırdı. "Doğurduğun en şeytani şey bu! Yaşaması kim bilir nice felakete sebep olacak!" Jongin bunu söyleyen kişiye baktı. Yaşlı periyi bilgili biri diye çağırmışlardı oysa.

Alfa kızını göğsüne bastırıp hırladı. Aynı anda kanatları da iki yana açılmıştı. Jongin öfkeyle titriyor kızına zarar verebilecek herkesi öldürmek için saldırmaya hazır bekliyordu. "Kimse yavrularıma dokunmayı aklının ucundan bile geçirmesin!" Sehun dişlerinin arasından konuştuğunda herkes bir adım geriye gitmişti. Fakat yaşlı kadın ve hemen yanındaki bir adam oldukları yerde duruyordu.

Adam söze girdi. "Bize çok güzel çocuklar verdiniz. Sky, Axel, Caelia, Alessi, Cyrus, hatta Nora..." Bir an için durakladı ve Key'in kucağında çoktan uykuya dalmış olan bebeğe baktı. "ve Owen... Hepsi zararsız, iyi evlatlar. Fakat bu çocuk... boynuzları var! Görülmedik bir şey bu! Şeytanın ta kendisi gibi!"

Jongin isimleri sayılmayan çocukları yüzünden daha da öfkelendi. Bu yüzden evlatlarının hepsinin harika olduğundan emin olarak eksikleri saydı sıkılı dişlerinin ardından. "Nixie, İris..." kucağındaki kızına baktı ve alnını öptü onun tekrar. "Nell." dedi. Adını o an koymuştu. Işık saçan, parlak kişi anlamında. Zaman geçtikçe Owen'ın ona Nelly demesiyle adı herkes tarafından Nelly olarak anılacak olsa da onlar konuşmayı sökene dek ismi Nell oldu.

Jongin sözlerine devam etti. "Hiçbiri canavar değil. Şeytanı arıyorsan, yıllardır buradayım, karşında." Adamın gözlerine bakarken artık kontrol etmekte usta olduğu gözlerinin simsiyah olmasına izin verdi. Damarları kabardıkça kabarıyordu. Nell'i tutması için Wendy'e verdi. Çünkü kendisini savaşmaya hazırlamıştı.

Karşılarına dikildi o iki boşboğazın. "Çocuklarıma dokunmayı düşünmeyin bile. Yoksa-" Jongin kanatlarından ve ellerinden düşen alevlere aldırmadan duruyordu karşılarında. Fakat gözdağıydı bu. Sehun da Jongin de birbirlerinin topraklarında suç işlememeye özen gösteriyordu. Çünkü ufak bir kıvılcım tüm düzenlerini mahvetmeye yeterdi.

"Yoksa ne? Perilere savaş mı açacaksınız? Hoş, daha önce yapmadığınız şey değil." Kadının konuşmasıyla nefesinin kesilmesi bir oldu. Söğüdün dalları hem kadının hem de adamın boğazına dolanmıştı. Sehun yatağında dinlenirken üşüdüğü için sarındığı örtülerin altından ellerini çıkarmış ve onlara doğru uzatmıştı. Gözleri alev alev yanıyordu.

Flirt With Death ~ Sekai Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt