Ne aitim, ne sahip...

2.1K 251 178
                                    

"Şşş. Sessiz ol."

"Merak etme, kolay kolay uyanmaz. Onu tanıyorum."

Belki de yeterince tanımıyordu.

Aslında bunu ciddi bir şekilde düşünmeliydim. Chanyeol ile aramda bir bağ olduğunu inkar edemezdim ama beni gerçekten tanıyor muydu?

Birkaç saat soluksuz uyumuş sonrasında ise odanın kapısının önünden gelen fısıldaşmalar yüzünden uyanmıştım.

Seslerden biri Chanyeol'e aitti. Diğerini ise ilk kez duyuyordum. Yolculuk bedenime fazlasıyla ağır gelmişti bu yüzden uyumaya devam etmek istiyordum ancak merakıma yenik düşmüş ve konuşmalarına kulak kabartmak zorunda kalmıştım.

Chanyeol uykumun ağır olduğunu söylemişti. Aslında bunun tam tersiydi.

Eskiden, sürüye bağlıyken algılarım fazlasıyla güçlüydü. Rüzgar esse uyanırdım ancak zehirler ve panzehirlerin etkisindeyken uyku benim için yarı ölümdü. Hiçbir şey duymaz, hissetmezdim. Çoğu zaman beni sarsarak ya da başımdan aşağı bir kova soğuk su dökerek uyandırırlardı. Uyandıktan sonra bile kendime gelmem bazen saatlerimi alırdı.

Şimdi ise tek yaşayan, sürüsü olmayan bir kurt olduğumdan deyim yerindeyse tek gözüm açık, her an tetikte uyuyordum. Tabii ki Chanyeol bunu bilmiyordu. Hayır, belki de beni yeterince iyi tanımıyordu.

Peki ya ben? Ben Chanyeol'u ne kadar tanıyordum?

"Chanyeol, bunu alfadan saklayamayız." Tanımadığım ses konuştuğunda uykumdan yavaş yavaş kopuyordum.

"Alfa öğrenirse Sehun'u zorlar biliyorsun. Gitmesine asla izin vermez." Chanyeol konuştuğunda kalbime bir korku tohumu ekilmişti. Büyüyüp bir sarmaşığa döneceğini ve beni boğmaya başlayacağını biliyordum. Hep böyle olurdu.

"Biz söylemesek bile Suho söyler. Ne kadar inançlı olduğunu biliyorsun."

İçimdeki korku tohumu filizlenmeye başladığında Chanyeol tekrar konuşmaya başladı. "Hayır. İstemediği hiçbir şeye zorlamak istemiyorum onu. Bak kalmak isterse kalır zaten. Lütfen alfa Jongin'e söylemeyelim."

Neyi söyleyeceklerdi? Beni burada zorla tutmak isteyecek değillerdi, değil mi? Kafamda yüzlerce soru oluştuğunda yattığım yerden kalkmak ve her an odaya girme ihtimallerine karşı uyuyor numarası yapmaya devam etmek arasında kararsız kalmıştım.

"Suho'yu ikna edemezsin Chanyeol. Sehun'u gördüğü anda söyleyecek. Hem bana kalırsa doğru olan da bu."

Tanrım! Suho kimdi ve burada ne halt dönüyordu?

"Chanyeol, seni anlıyorum ama geleceğimizi inşa ettiğimizi unutmamalısın. İnan bana ileride çok mutlu olacağız."

Sonunda Chanyeol ikna olmuş olmalı ki bir süre sessiz kaldılar ve yabancı ses tekrar konuştu.

"Geldiler. Aşağı iniyorum, sen de Sehun'u uyandır ve yemeğe getir."

Kimin geldiğini bilmiyordum ve algılarımı tamamen açmaya çalışsam da ne bir ses duymuştum ne de farklı bir koku almıştım. Sürüsüz olmanın dezavantajları bir bir yüzüme vururken uyuyor numarasına devam ettim.

Chanyeol odaya girdi ve adımı seslendikten sonra koluma dokundu. Bütün oyunculuğumu kullanarak uykudan yeni uyanmış gibi yapıp uyuşuk bir şekilde doğrulmuştum.

"Yolculuk seni çok yormuş olmalı." Kolumu okşadığında yüzünde şefkatli bir gülümseme vardı.

"Uyuduğum iyi oldu biraz kendime geldim." Gözlerimi ovuşturarak söylediğimde beni banyoya sürükleyip yüzümü yıkamamı bekledi.

Flirt With Death ~ Sekai Where stories live. Discover now