Ateşini çoktan yaktım.

1.4K 169 170
                                    

Medyayı söylediğim yerde açarsanız daha çok keyif alırsınız. Önden açıp sonra yok uyarmadın da yok bilmem ne de diye vik vik ağlamayın. He yok ben ille de baştan açacam diyenler pişman olduğunda bunu ağlayarak günlüğüne yazabilir skdkdlldldldks

***

Kalbim aşina olmadığı bir duygunun esiri olmuştu. Bu duygu ne okuduğum kitaplara ne de zamanında ölümün kıyısında gezen ruhumun azabına benzemiyordu. Atlamak için eğildiğim pencere pervazına sıkıca sarılmış parmaklarıma yabancıydı. Başını geriye çevirdiğinde cesedimle karşılaşmış ruhum bile tanımıyordu bu garip hissi. En beterlerini yaşamış karman çorman olmamış mıydım? Daha fazla ne olabilir ki diye düşünürken nasıl da kolayca alt üst oluyordum öyle!

Neydi bu his? Bilmiyorum. Canım yanıyor sadece. Öyle çok yanıyor ki gözlerimden akan yaşlar ruhumu parçalıyor.

Bir şeyler öğrenme hevesiyle peşine düştüğüm her gerçek canımı daha çok acıtıyor, yerine yeni sorular bırakıyordu. Neden bunları yaşamak zorundayım diye isyan etmek istiyorum. Neden normal bir hayatım yok diye ağlayıp sızlanmak istiyorum. Fakat derdimi kime anlatsam bilmiyorum. Kime hesap soracağımı kime kin tutmam gerektiğini bilmiyorum. Koca evrende bir karınca gibiyim fakat kimse beni görmezden gelemiyor. Hayal bile edemeyeceğim şeyler hep benim başıma geliyor.

Artık biliyorum tabii. Bir karınca olarak bile huzurla yaşamak mümkün değil. Sizi ezmek, yaralamak ve kanatmak için tepenizde nöbet tutanlar var çünkü. Bir karınca olarak kendi ağırlığınızın yüzlerce kat fazlasını taşıyabileceğiniz kulaktan kulağa yayılmış bir efsane ve nöbettekiler de bunun doğruluğunu ölçmek ister gibi sırtınıza yeni yükler bırakıyor.

Elimdeki aynayı nereye koyduğumu bilmiyordum. Belli ki Jongin bana sarılmadan önce almıştı elimden. Ama bu sefer onun sarılışı bile yetmiyordu nefes almama. Babamın bu mektuba sığdıramadığı kim bilir daha neler vardı ve ölümü... bunu düşünmek bile istemiyordum.

"Babamın kim olduğunu bilmek beni mutlu eder sanmıştım." Sesimde bir yaşam belirtisi yoktu ve bu beni bile ürpertmişti. Jongin çenemi tutup ona bakmamı sağladı. Gözyaşlarım yüzünden bulanık görsem de yüzündeki zoraki gülümseme tam da karşımdaydı.

"Mutlu olmalısın. Baban onurlu bir adammış ve dahası, son nefesinde dahi  düşünecek kadar da seviyormuş seni. Hem bir sürü şey öğrenmiş olduk. Kendini harap ettin yeterince." Evet bir çok şey öğrenmiştik ve belli ki yüzündeki zoraki gülümsemenin sebebi de buydu. Kapı hakkındakilere takılmıştı kafası.

"Sehun'un babası kurt, annesi peri olduğuna göre, Sehun da melez oluyor değil mi?" Yixing araya girdiğinde Suho başını iki yana salladı. "Öyle olsa bile Sehun'un peri geni taşıyıp taşımadığını bilemeyiz."

"Gen taşıyıp taşımaması önemli değil. Kapıya, yani yeşil topraklara geçebilme sebebi buymuş işte. Belki de melezler bilerek zarar vermediler ona. Sehun'u tanımış olabilirler, kokusundan mesela?" Baekhyun kendi fikrini öne attığında Kyungsoo da onaylamıştı onu. "Haklı olabilir. Ne de olsa annen onların halkından. Neyse ki bunları annene sorabilme şansımız var. Sonuçta hala hayatta değil mi?" Son sözünü Jongin'e bakarak söylediğinde Jongin hemen vermişti cevabını. "Hayatta olduğunu söylemedim. Yaşamıyor." Çatık kaşlarına bakıp iç çektim. "Ama onunla konuştun. Ölü de değil, değil mi?"

Jongin bakışlarını kaçırdı. Ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. Çünkü annemin durumundan kendisi de emin değildi.

"Benim asıl şaşırdığım babanın elini kolunu sallaya sallaya diğer boyuta geçmesi. Yani adam ormanda yürürken bilmeden her gün diğer tarafa geçmiş. Ordu komutanıymış fakat kapıyı bulmuş olsa da bunu kimseyle paylaşmadı ya da paylaşmaya vakti olmadı. Yine de bu, ölümsüz topraklarda ormanda yürüyen herkesin farkında olarak ya da olmayarak diğer tarafa geçebileceği anlamına geliyor." Jongdae Jongin'in de o an düşündüğüne emin olduğum şeyleri dile getirdiğinde, Jongin sadece omuz silkti.

Flirt With Death ~ Sekai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin