Çağrı

3.2K 251 154
                                    

     Sevgili Sehun;
  Sana yazdığım üçüncü çağrı bu. Diğer ikisini yüzündeki bıkkın ifadeyle okuyup, elindeki şarap kadehinle şöminende yanışlarını izlediğini, bu kağıdın da sonunun öyle olacağını biliyorum. Yine de geçmişimizin hatırına, sürüye katılmayı düşünmüyorsan bile, beni görmeye gel. Alfa Jongin ile tanıştığında önyargılarından kurtulup sürüye bizzat kendin dahil olmak isteyeceğine eminim Hun. Lütfen bir şans ver, alfaya, sürüye, kendine ve en çok da bana.
  Sana ihtiyacım var kuzen. Bu kadarını borçlusun bana.

     Özlemle, Park Chanyeol.

Elimdeki kadehden bir yudum daha aldım. Chanyeol'un beni bu kadar iyi tanımasından nefret ediyordum.

Parmaklarım mektubun en alt köşesindeki adresin üzerinde dolaştı.

...Eltz Kalesi. /Almanya

Kağıttaki adres kısmını yırtıp geri kalan kısmı şömineye attım. Yanışını izlerken elimdeki kadehi bitirmiş ve bir valiz hazırlamaya başlamıştım.

Bıkmadan usanmadan yazmaya devam edeceğini biliyordum. Yalan olmasın, ben de biraz merak ediyordum durumunu. Görüşmeyeli yıllar olmuştu ancak bana yazmayı hiç bırakmamıştı. Başta ben de ona cevap niteliğinde kısa mektuplar yazıyordum ancak bir süre sonra bunu yapmayı bırakmıştım. Tek başıma yaşamaya çalışmış ve bir şekilde buna alışmıştım. Finlandiya'da küçük de olsa bir dairem vardı ve çalışmadığım zamanlarda şöminemin başında keyif yapabiliyordum. Aldığım para tek başına yaşayan ve pahalı zevkleri olmayan biri olduğumdan bana yetiyor hatta seneler boyu çalışmam sayesinde banka hesabımda birikim yapabilecek kadar avantaj sağlıyordu.

Chanyeol ise, mektuplarından öğrendiğim kadarıyla benim tam aksimdi. Katılabileceği sağlam bir sürü arayışına çıkmıştı ve bunun için de ülke ülke gezmiş, gittiği her yerden bana yazmayı da unutmamıştı.

Yaklaşık bir ay önce Almanya'da olduğunu ve aradığı şeyi bulduğunu söylemişti. Israrla beni çağırıyor, sürüye katılmamı istiyordu.

Evet gidecektim, çünkü beni görmeden vazgeçmeyeceğini biliyordum. Ancak sonra evime dönecek ve normal bir insan gibi hayatıma devam edecektim.

Yaşadığım onca şeyden sonra kendime bir söz vermiştim. Kesinlikle bir alfanın boyunduruğu altına girmeyecektim. Asla bir sürüye bağlanmayacak, kendimi kullandırmayacaktım.

Artık sadece kendim için yaşayacaktım.

Bu yüzden Güney Kore'den ayrılıp dünyanın öbür ucuna kaçmıştım. Kimse beni bulamasın, ayağıma dolanmasın diye.

Ben herkesten vazgeçmiş, herkes de benden umudunu kesmişti. Ancak Chanyeol hiç bıkmamış, usanmamıştı. İşte sırf bu yüzden gidecek ve iyi olduğunu görüp geri dönecektim.

Sabah ilk iş çalıştığım şirkete gidip uzun bir tatil için izin aldım. Seneler olmuştu ve ilk kez izin istiyordum bu yüzden üstelemediler ve hızlıca yola çıktım.

Uzun bir deniz yolculuğu boyunca dudaklarım hiç aralanmamış, günlerce tek kelime etmeden seyahat etmiştim. Hava çok soğuktu bu yüzden diğer yolcular gibi odamdan çıkıp da bir kez olsun denize bakmamıştım.

Bir gece sesler yükseldi ve iki kişi çok büyük bir kavga etti. Birinin diğerini denize attığını çenesi hiç kapanmayan bir bunaktan öğrenmiştim. Tek dileğim şu gemiden bir an önce inmekken, yolculuğumun son günü ilk defa biri benimle konuşmaya geldi.

Flirt With Death ~ Sekai Where stories live. Discover now