25. Bölüm

394 67 158
                                    


puzzle parçaları

Herkesin bir tarzı var gibiydi.

Hyunjoo çoğunlukla over-size oduncu gömleği ve ona yakışan kahverengi kargo pantolonlar giyiyordu. Geriye atılıp sımsıkı toplanmış uzun saçıyla birlikte dış görünüşü, ilk tanıştıkları günden beri Jeongguk'a bir şey söylüyordu. Mesela onun pratik bir insan olduğunu. Rahatlığı, basitliği sevdiğini ve dikkat çekmekten hoşlanmadığını.

Seokjin de kısmen böyleydi. Rahat olmayı seviyor ve evde pijama ve sabahlıkla dolaşıyor, hatta genelde o şekilde posta kutusuna gidiyordu. Aksesuar anlamında basitliği seviyordu. Kulağına taktığı basit taş küpeler kristaldi -bazen gri, bazen rose gold- ya da gümüş küpe takıyordu. Ancak Seokjin hayatın kendisinden daha büyüktü ve bunun farkındaydı. Eğer hayattan daha büyükseniz, dikkat çekerdiniz.

Aecha, Scoops üniformasının içinde değilken, kemerleri ve choker kolyeleri ve tüm piercinglerini takmayı seviyordu. Sağ kulağında altı, sol kulağında üç, sol kaşının üzerinde iki ve dudağının üzerinde bir tane. Eğer Jeongguk onu biraz tanıyorsa fazlası vardı, ancak güncel olarak kullandıkları belli ki ona yeterli geliyordu. Cesur ve dürüst olmayı seviyordu, küstah gerçeği. Ve punk rock seviyordu.

Jeongguk Jimin'le ilgili, ondan pek hoşlanmadığı gerçeği hariç, hiçbir şey bilmiyordu. İlk tanıştıklarında dikkatini çeken şey Jimin'in takıları olmuştu. Şekilsiz, zümrüt yeşili bir kristal boynundaki zincirde asılıydı. Göğsünün tam ortasına denk geliyordu ve o Hyunjoo için kolileri bırakırken hareket ettikçe sallanıyordu. Giydiği hırkalar arkasından dalgalanıyor ve giriş ve çıkışlarını daha bir dramatik hale getiriyordu. Son olarak yandan ayrılmış ve her zaman hafif dalgalı bir şekilde savrulan saçı onun havasına bir şeyler daha ekliyordu.

Jimin'in görünüşü karakteriyle ilgili ne söylüyordu? Eğer Taehyung'u tanımasaydı dış görünüşü Jeongguk'a ne söylerdi?

Jeongguk şimdi bunu yapmaya çalışıyordu. Jimin'i tanımaya ve Taehyung'u bilmiyormuş gibi davranmaya. İkiliyi Sacked'tan çıktığında görmüştü. Planı işten sonra Taehyung'la görüşmekti sadece. Ne zaman ya da Sacked'ta mı yoksa başka bir yerde mi görüşeceklerini bilmiyordu. Bu bilgilerin bir önemi yoktu çünkü işten çıktığında Taehyung caddenin karşısındaydı. Eğer Jimin orada olmasaydı Jeongguk bisikleti ona doğru sürerken el sallardı.

Ama bekledi, aniden içeri dönüp Hyunjoo'ya mesaiye kalmak istediğini söyleme isteği belirmişti içinde.

Ancak hareket edemedi. Taehyung ve Jimin'in kaldırımda yan yana duruşunu -ikisinin arasında küçük bir köpek vardı ve tasmasının ipi Jimin'in elindeydi ikili derin bir konuşmaya dalmışken- aynı anda iki yerde olmak gibiydi. Uzunca bir süre boyunca Raimi'nin içinde bulunduğu dünya ile topluluğun içinde bulunduğu dünya arasında inanılmaz büyük mesafeler olan iki farklı gezegen gibi gelmişti. Jimin bir şeydi, Taehyung başka bir şey. İkisi birbirinden farklı görünüyordu. Bu, Jeongguk'un kendi içsel sorgulamaları dışında onları ilk kez birlikte görüşüydü. Ve bir şekilde, şimdi onlara bakınca, onları birbirinden ayrı ve tek başına düşünmek imkansız gibiydi.

Görünüş olarak birbirlerine sanki iki puzzle parçası gibi uyuyorlardı. Adeta birbirleri için yaratılmış gibi.

Öylece izlerken zaman çok hızlı geçmiş ve ikili birbirine veda etmişti yumuşacık bir sesle, başlarını birbirlerine yaslarken. Taehyung eğilip köpeği sevdi ve sonrasında Jimin'e dönüp başının tepesini öpünce Jeongguk bakışlarını kaçırdı. Durgunlaşmıştı. Nasıl böyle bir şeyi kaçırabilirdi?

Cherub Vice | JINKOOK (Çeviri)Where stories live. Discover now