Epilog: Bloom Oyssey 2

229 25 6
                                    


sönen yıldızlara içmek

"Etkilendim," dedi Seokjin, favori müşterisi Haemin'in zarar görmüş saçlarını hafifçe kökünden çekerken. Çekti ve çekti. Haemin'in başı boynunun gevşek hali sebebiyle her defasında yuvarlandı da yuvarlandı. "Gerçekten etkilendim. Haemin, neyi bu kadar etkileyici bulduğumu bilmek ister misin?"

"Bunu gerçekten neden bana sorma zahmetine girdiğini anlamıyorum," dedi Haemin. Mahçuptu, oyuncu bir şekilde. Ergenliğinden beri saçlarına Seokjin bakıyordu ve yaptığı bu şey yüzünden bir nutuk yiyeceğini biliyordu.

Bir zamanlar doğal kıvırcıktı saçı. Bir süre boyunca, bu onun midesini bulandıran bir şeydi. Saçının kabarışı ve kıvrılışından, ailesindeki diğer herkesten, okulundaki diğer herkesten öylesine farklı olmasından nefret ediyordu. İdeal olduğunu düşündüğü şeyi istiyordu: İpeksi pürüzsüz düz saç ve buna sahip olmak için yapması gerekeni yapmıştı, düzleştirerek ya da fön çekerek saçını hizaya sokmuştu.

Saçını yaptırmak için salona ilk kez geldiğinde Seokjin çıkmak üzereydi. Ancak bir ayağı kapıdan dışarı adım atarken kulak misafiri olmuştu Haemin'in çalışana kıvırcık saçından temelli olarak kurtulması için ne gerekiyorsa yapılmasını istediğini söyleyişine. Onu doğduğu günden beri tanıyor falan olmayan Seokjin içeri geri dönmüş ve Haemin'in sanki başından beri arkadaşlarmış gibi hissetmesine neden olan tanıdık ve azarlar ses tonu ile sormuştu.

"Bu dünyada senin o güzel dalgalardan kurtulmanı istemene neden olacak ne gelmiş olabilir başına?"

O zamanlar on altı yaşında olan Haemin, belirsiz ve kendine acır bir tonda bir cevap mırıldanmıştı. "İğrençler."

Ve ardından Seokjin, o zamanlar tamamen yabancı bir insandan ibaret olan kişi, Haemin'in oturduğu koltuğa doğru ilerlemiş ve onu etrafında çevirmişti aynadaki yansımasını görebilmesi için. "Beyninde aslında olmayan şeyleri görmene neden olacak bir parazit mi var? Çünkü eğer bunun iğrenç olduğunu düşünüyorsan, korkarım senin moda anlayışın için hiçbir ümit yok."

İlk tanışmalarının bu şekilde olmasıyla birlikte, Haemin Seokjin ile her karşılaşmalarının sevgi dolu bir ders, nutuk şeklinde geçeceğini hızlıca kavramıştı. Kızgın nutuklar vardı. Hakaret boyutuna varan nutuklar vardı. Seokjin'den duyduğu ise yalnızca sevgi dolu olanlardı, onu kızdırıyor, şakalarla azarlıyordu ve bunu yapmasındaki tek amaç Haemin'in kendini biraz bile olsa daha sevmesini sağlamaktı. Eğer, ne zaman olursa olsun, ağzından öz-nefret ya da benzeri bir şey kaçsa, Seokjin gözlerini anime gibi kocaman yapar, sanki tam duyamamış gibi eğilir ve "az önce duyduğum şey öz-değersizleştirme değildi umarım." derdi.

Bugün bir nutuk daha dinleyecekti.

Çünkü saçını mahvetmişti ve Seokjin bunun öylece geçip gitmesine izin vermeyecekti.

Seokjin sandalyesinin etrafında adımladı. Haemin'in bakışları etrafında yürüyen adamla aynadaki yansıması arasında gidip geliyor, zaman zaman da Seokjin'in masasındaki ürünlere bakıyordu.

Haemin'in saçlarının salondaki başka biri tarafından yapıldığı birçok zaman olmuştu, Seokjin'in büyükannesini ziyaret etmek ya da tatil için şehir dışında olduğu zamanlar gibi, ve onlar hep mükemmel bir iş çıkarmıştı. Hepsi saçını beslemiş ve Haemin bunun işin tanımında olması gerektiğini anlamaya başlamıştı: iyileştirici sevgi dolu bir dokunuş. Ama yine de favorisi Seokjin'di. Bu kısmen Seokjin'in uzun zamandır kendini sevmesi için attığı ilk adım olmasından kaynaklanıyordu ve diğer kısım ise Seokjin'in salonda kendine ait olan kısmı daha samimi, daha sıcak bulmasıydı.

Cherub Vice | JINKOOK (Çeviri)Where stories live. Discover now