28. Bölüm

369 69 41
                                    

Kim ailesinin anaerkilliği ve babaerkilliği son zamanlarda sık sık Jeongguk'un aklını meşgul ediyordu. Taehyung'la, muhtemelen gerçek Taehyung'la, daha fazla vakit geçirdikçe kendi ailesinin oğullarının kim olduğuna dair herhangi bir fikri olup olmadığını merak ediyordu. Mesela saçının evde olduğu zamanki halinden -kullanmasına müsaade edilen halinden- daha uzun olmasından hoşlandığını, psikedelik müzik dinlediğini ya da daha da önemlisi, gerçekten aşık olduğunu bilip bilmediklerini. Emin değildi. Birlikte daha fazla vakit geçirdikçe Jeongguk aynı zamanda Taehyung'un ne kadar rahatladığını da görüyordu. Anılarında, bir araya gelmeden önce, Taehyung öyle çok sinirli, gergin ya da stresli bir insan değildi. Ama şimdi ona baktığında gördüğü şey daha önce fark etmediği, rahatladığına dair bir çok belirti görüyordu. Şimdiki Taehyung artık omzunun üzerinden arkasını kontrol etmeden nefes alıyordu.

Bu sefer bir boba tea dükkanında görüşmüşlerdi. Biri yeşil biri mor iki bardak, matcha ve taro, aralarında duruyordu. Böyle buluştukları zamanda Jeongguk onunla konuşulmadığı takdirde konuşmayı başlatan taraf olmama konusunda hep dikkatli davranıyordu. Arkadaş-olmama kuralları henüz sesli olarak dile getirilmese de o hepsini çok iyi biliyordu.

En önemli kural, eğer Jeongguk çiğnerse arkadaşlıklarını daha başlamadan bitirecek olan kural, Jimin'le ilgili her türlü şeyin sınırların dışında olmasıydı. Bazen, eğer yeterince dikkatliyse, araya Jimin'le ilgili bir ima sokabiliyordu ismini söylemediği sürece ve Taehyung iyi bir modda olduğu sürece. İkinci kural ise ikisinin de habersiz bir şekilde, en azından önceden bir mesaj atmadan birbirini iş yerinde ziyaret etmemesiydi. Üçüncü kural, Jeongguk'un kendi kendine koyduğu kural, buluştukları da Taehyung konuşmak isteyene kadar sessiz kalmaktı.

Bazı zamanlar Taehyung çok fazla bir şey söylemiyordu. Ne yemek istediklerine göre seçtikleri bir mekanda menüyü incelerken ya da hızlı lokmalarını çiğnerken ikisi de bir şey söylemiyordu. Görünen o ki, en azından bazen, Taehyung hiç kimseyle hiçbir şey konuşmak istemiyor, yalnızca yanında birinin olmasına ihtiyaç duyuyordu. Jeongguk için anlaması kolay bir durumdu bu, mantığına yatıyordu çünkü o da sık sık böyle hissediyordu. Sessizlik, özellikle ikisinin arasındaki sessizlik artık hediyelerle birlikte gelmiyordu. Ama varlığından huzur duymaya başlamıştı Jeongguk. Ama yine de hala, Taehyung sessizliği kırmayı seçtiğinde, sesi Jeongguk'un rahat bir nefes almasını sağlıyordu.

"Neden bir seks dükkanında çalışıyorsun?"

Taehyung'un sessizliği bitirmek için seçtiği soru buydu. Jeongguk ağzındaki bobayı çiğnedi ve mekandaki diğer müşterilere bakışlarını çevirdi ancak hiçbiri Jeongguk'la zerre kadar ilgilenmiyordu. Tekrar Taehyung'a döndü ancak gözlerinin içine zar zor bakabilmişti gözleri tekrar masaya dönerken.

"Bir seks dükkanı değil."

"...Peki. Neden cinsel kitaplar satan bir yerde çalışıyorsun?"

"Çünkü çalışacak birini arıyorlardı Taehyung. Başka neden olabilir?"

"Ödemelerin düzgün yapılıyor mu?"

"Verdiğim emeğin karşılığını alıp almadığımı mı soruyorsun? Bilmiyorum. Her zaman çalışıyormuşum gibi hissettirmiyor. Bana muhtemelen daha az ödeyebilirdi."

"Hayır, demek istediğim... sana ödemelerini elden falan mı yapıyor?"

"Ah. Evet."

Taehyung hmmladı, çayından bir yudum aldı. "Ben de aynı durumdayım."

"İkinci el mağazasında çalışmayı seviyor musun?"

Taehyung ona garip bir şekilde baktıktan sonra biraz güldü. "Tabii ki sevmiyorum. Ama, biliyorsun, çok seçici olma şansımız yok. Kaybettiğimiz zamanı telafi etmemiz gerekiyor."

Cherub Vice | JINKOOK (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin