Chapter Two- The Box

3.2K 233 36
                                    

        Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve bütün hakları secretninjas 'a aittir.

(Zoe' nin bakış açışı)

Uyandığımda, başımda beni uyandıran bir Newt yoktu. Uyku tulumundan çıktım ve pis tişörtüme baktım. Çok lekeliydi, burada tek kız ben olduğum için kız kıyafetleri yoktu ve günlerdir aynı tişört ve şortu giyiyordum.

Soluk yüzümle Tava'nın mutfağına yürüdüm.

"Uh, çaylak. Bir sorun mu var?" diye sırıttı karşımda duran Minho.

"Hiç kıyafetim yok ve bunlar da tam bir lüle yığını gibi gözüküyorlar."

"Onları yıkayabilirsin?"

"Sizin bir sürü temiz kıyafetleriniz var ama."

Güldü. "İsteklerimizi yazdığımızda sana haber vereceğim."

"Bu hiç hijyenik değil." diye homurdandım.

"Yıkanabilirsin." dedi.

"Ne? Bu kadar erkek etraftayken mi? Hiç düşünmüyorum."

Ekmeğimi ve suyumu aldıktan sonra Minho' nun yanına oturdum.

Newt bize katıldı, birazcık delirmiş gibi gözüküyordu. Dağınık saçları bir pusuladaki her yönü gösteriyordu.

"Uh... Newt... Saçlarını düzeltmelisin." dedim kaşlarımı kaldırırken.

"... Bayağı." diye tamamladı Minho. Newt elini saçlarına götürdü ve dağınık tutamları sağ tarafa yatırmaya çalıştı. Beceremedi.

Gözlerimi devirdim. "Öyle değil, çıkıntı." Elimi suya daldırıp birbirine girmiş sarı saçlarını parmaklarımla açtım, dağınık tutamları suyla sağa yatırdım. Bir an elim yumuşak saçında öylece kaldı ama sonra kendimi toparlayıp elimi çektim.

"Teşekkürler." dedi basitçe.

Onlar yemeklerini yerlerken bende elimdeki ekmeğin yarısını yiyip bıraktım.

"Fare gibisin," dedi Minho. "Hiç doğru dürüst yedin mi?"

"...Bazen. Arada sırada. Sadece çok meşgulüm."

Newt kaşlarını kaldırdı. "Doğru dürüst yemek yemelisin."

Gözlerimi devirdim.

"Sizinle konuşmak iyiydi ama şimdi gitmeliyim." Ayağa kalkarken gözümün önündeki kızıl saçlarımı arkama attım.

"Nereye?" diye sordu Newt kafasını eğerken.

"Ölü Kafalar'a. Güzel bir yer."

"Ölülerle dolu bir yerin güzel olduğunu mu düşünüyorsun?" diye güldü Minho.

"Hayır, gökyüzüne bakmayı seviyorum." dedim.

"Görüşürüz." dedi Newt.

"Çaylak." diye ekledi Minho.

... Üç hafta sonra...

"Günaydın." dedim ağacın altındaki yerimi alırken. Burası buluşma noktamız haline gelmişti, yemek yemeden önce konuştuktan sonra ikisi de işlerine dönüyorlardı. Bu da Kayran hakkında daha çok meraklanmama sebep oluyordu. Deneme haftamın yakında olması gerekiyordu ama Newt'ten hiçbir şey duymamıştım. Ne de onunla konuşmuştum.

"Bugün yeni çaylak gelecek." dedi Newt rastgele.

"Biliyorum, her ay yeni çaylak gelir." Kaşlarımı kaldırdım.

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Où les histoires vivent. Découvrez maintenant