Chapter Twenty Three-Forgiveness And Resentment

1.2K 91 137
                                    

Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve bütün hakları secretninjas 'a aittir.

Chapter Twenty Three-Forgiveness And Resentment

Thomas kulağında kulaklıklarıyla yatağında sırtüstü uzanıyordu, dinleyecek düzgün bir şarkı arıyordu.

Teresa odaya girerken saçlarını sıkı topuzundan kurtardı. "İzin günleri çok güzel," diye soluğunu dışarı verdi, hoşnutça. Teresa, Thomas'ın yattığı ranzaya ilerleyip yatağa tırmandı. Thomas oturma pozisyonuna geçip Teresa'ya yer açtı.

"Ben o kadar da abartmazdım, Teresa. Ava B Grubu ile ilgilenirken A Grubu'yla ilgilenmeleri için Rachel ve Aris'e güvenmek zorundayız." Thomas kafasını salladı.

Teresa, Thomas'ın göğsünü dürtükledi. "Tom, hadi ama. Rachel'a güvenebiliriz, Aris'e de." Thomas pna uzun uzun baktı. "Sen Aris'e güvenebilirsin, ben güvenemem. O partiyi hatırlıyor musun..."

"Thomas, ikimiz de sarhoştuk. Eğer o anlamsız öpücükten tekrar bahsedersen basıp gideceğim buradan."

"Neyse, neyse. O çocuk salak ve ben ona güvenmiyorum." Teresa, Thomas'ın başına sertçe vurdu. "Sus! Başka bir şey konuş. Sıkıntıdan ölüyorum." Thomas mırıldandı: "Işıl'dan ölmekten iyidir."

Evet, bugün planımı uygulayacağım gün. Newt'in beni anlamasını sağlayacağım. En yakın arkadaşımı geri kazanacağım.

Gözlerimle Kayran'ı taradım, sarı saçlı bir oğlanı aradım. Kayran'a en son Issy geldi, bu da demek oluyor ki yarın Kelly gelecek. Bugün Issy'le birlikte büyük bir kutu yolladılar. Odaya gidince kutuyu açtım. İstediğim şey gelmişti, bir gitar.

Şimdi ise gergin bir şekilde alarmın çalmasını bekliyorum. Kutu'ya bakarken ellerimi birbirine sürttüm. Peki ya istediğimi yapmazlarsa?

Kafam o kadar doluydu ki arkamdaki ayak seslerini duymadım. "İyi misin," diye sordu Claudie. "Evet."

"Neyi bekliyorsun?"

"Görürsün," diyerek gülümsedim.

"Ne yapacağını merak ediyorum," demesiyle beraber alarmın sesi duyuldu.

Herkes işini gücünü bırakıp Kutu'nun etrafında toplaştı. Tekerlekli sandalyemi ileri doğru sürdüm. "Herkes sakin olabilir mi? Bunu ben rica ettim, paniklemeye gerek yok. Söylemek istediğim birkaç şey var. Ben bazılarınızı gerçekten üzdüğümü fark ettim, bilmiyorum, sadece bunun için özür dilemek istedim. Bir şarkı yazdım ve dinlemenizi rica ediyorum." Gözümün ucuyla Newt'e baktım ama o gözlerini bu sefer kaçırmadı. Gitarda birkaç tele vurunca kaşları çatıldı. Bunu yapabileceğimi biliyordum. Nerede ve kimden öğrendiğimi hatırlamasam da gitar çalabildiğimi biliyordum.

Ezbere bildiğim iki şarkı dışında, bütün gece beyin fırtınası yaparak yepyeni bir şarkı yazdım.

"Trapped in this place,

Surrounded by the maze,

Waiting for a new day,

Maybe we'll all be just a bit better,

Just a bit happier."

Susup birkaç telle oynadıktan sonra şarkının sonraki kısmına geçtim. Kayranlıların farklı bakışları altında şarkıya devam ettim.

"If you ain't scared,

You ain't human," Alby bu kısımda gülümsedi.

"There's no control,

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Where stories live. Discover now