Chapter Twenty Seven- Slim To None

1K 76 146
                                    

           

Chapter Twenty Seven- Slim To None


Ben Howard- Black Flies





Uyandığımda Newt her zamanki gibi ortalıkta yoktu. Kız kardeşim Kayran'a geldiğinden beri ve o mesajı dinlediğinden beri ortalıkta yoktu.

Kız kardeşimden nefret ediyorum.

İSYAN nedensiz yere benim yerimi doldurmaya çalışıyor. Başından beri bir hiçsem niye elimdekileri almaya çalışıyorlar ki? Elimde hiçbir şey yok. Hiçbir şey.

Artık önemli olmadığıma göre İSYAN'ın isteği üzerine kendimi öldürebilirdim. Beni durdurmayacaklardı zaten. Kayranlılar istedikleri her şeyi yapabilirlerdi ve İSYAN onları durdurmayacaktı. Ben uyurken beni istedikleri şekilde öldürebilirlerdi. Boğarak veya bıçaklayarak. Labirent kapıları kapanmadan hemen önce beni Labirent'in içine atabilirlerdi. İstedikleri her şeyi yapabilirlerdi ve bu İSYAN'ın umurunda olmazdı.

Üzerimi hızla değiştirdim ve saçımı acıtacak derecede sıkı bir örgüyle bağladım. Alby'i bulmam lazım. Ona küpün nerede olduğunu sormam lazım. Tekrar izlemek istiyorum. Derin bir nefes alıp artık gerekli olmadığım ve istenmediğim gerçeğiyle yüzleşmeye çalıştım.

Kahvaltıya gitmeye çaba sarf etmedim bile, herkesin onlarla olacağını biliyordum çünkü. Kardeşlerimle. Dün gece geç saatlere kadar bensiz iyi vakit geçirdiklerine göre kesinlikle birlikte olacaklardı. Acaba hiç beklemedikleri bir anda kaybolup gitsem haberleri olur muydu?

Sonuçta, İSYAN benden bunu istiyor, değil mi? Kendimi öldürmemi? Kendimi bıçaklasam falan çok iyi olur.

Kendi düşüncelerimde boğulmayı istemediğimden dolayı Alby'i aramayı sürdürdüm. Newt'le birlikte bahçelerdeydi.

"Alby, seninle dünkü video mesajı hakkında konuşmak istiyorum. Videoyu tekrar izlemek istiyorum. Ya da o kadınla konuşabilecek miyim denemek istiyorum."

Alby derin bir nefes alıp şakaklarını ovdu. Dün o kadar içtikten sonra tabii ki başın ağrıyordur.

"Zoe, bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum."

"Aslında, boş ver. Zaten tekrar izleyeceğim. Şimdi videonun nerede olduğunu söyler misin? Bilen varsa, ilk sensin. Lidersin sonuçta."

Newt konuşmaya daldı. "Alby'e katılıyorum. Senin için iyi olacağını düşünmü-"

"Neyin benim için iyi olup olmadığına sen karar vermezsin. Buna hakkın yok," diye kestim sözünü.

Alby bu sert çıkışıma çekinerek elini ensesine koydu. "Bu ikiniz arasında sanırım... Ben gideyim."

Yumruklarımı sıktım. "Hayır, bana videonun nerede olduğunu söyleyene kadar hiçbir yere gitmiyorsun."

"Tanrım, harita odasında! Tamam mı? Mutlu musun?"

Hiç zaman kaybetmeden kendimi harita odasına sürdüm. Minho çoktan koşusuna çıkmış. Bir sürü harita masanın üstüne saçılmış, burası haftalardır temizlenmiyor diye bağırıyordu. Ben toplayabilirdim ama yapmasam daha iyi olurdu sanki. Biri onun değerli haritalarına mı dokunmuş? Çıldırırdı.

Masanın diğer köşesinde aradığım şey duruyordu. Kolayca tekrar dinleyebilirdim.

Cihazı uzun bir süre boyunca kurcaladıktan sonra bir şey olmayınca sinirlenip onu masaya vurdum. Ağzıma gelen küfürleri söylerken bir anda ödüm koptu.

"Yapmasana!" diye bağırdı, sert bir kadın sesi. Oydu. Fiona.

"Dün söylediğin şeyleri tekrar söyle. Tekrar duymam lazım."

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin