Chapter Twenty Eight- Troubled

921 71 46
                                    

Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve tüm hakları @secretninjas'a aittir.

Chapter Twenty Eight- Troubled


Gözlerim açıldığında Newt'i yanımda oturmuş, kafasını örtüye gömmüş olarak buldum. Claudie, köşede bir sandalyedeydi. Kafası göğsüne düşmüş, uyuyordu.

Kimseyi uyandırmadan yataktan çıkmaya çalıştım fakat başaramadım. Hareket ettiğim anda Newt uyandı ve ağlamaktan şişip kırmızılaşmış gözlerini kırpıştırarak gülümsedi. "Uyanmışsın. Birkaç gündür uyuyordun."

Cevap vermeden kafamı tekrar yastığa koydum ve örtüyle kafamı kapattım. Labirentin içinde kendimi bıçakladıktan sonra sokulduğumu ve acı içinde kıvranışımı hatırlıyordum. Karnım acıyor ve sırtım rahatsız hissettiriyor.

Labirent'ten çıkarılışımı ve Newt'in bağırışlarını bulanıkça hatırlıyordum.

Diğer tarafıma döndüğümde şifonyerin üstünde bir bardak su gördüm. Titreyen elimle suyu alıp içmeye çalıştım.

Jeff, yarı uykulu bir şekilde odaya girdi. "Canım çıktı," dedi. "ama seni kurtarabildik. Kendini fazla zorlamamalısın. Eğer biriyle konuşmak istersen-"

"İntihar etmeye çalışmanın yanlış bir şey olduğunu biliyorum ama bunun için biriyle konuşmama gerek yok." Örtümü hafifçe kaldırıp sargılı karnıma baktım.

"Sargıları istediğin zaman çıkarabilirsin. Sen uyurken dikişleri hallettik."

"Değişimdeyken mi yaptınız? Zor olmadı mı?" Sırtımı dikleştirip ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Önümdeki tekerlekli sandalyeye düşecek gibi oldum.

"Neyse ki çok hareket etmedin," dedi Jeff.

Ellerimi saçlarımdan geçirdiğimde saçlarım beklemediğim bir şekilde yumuşaktı, taranmış gibiydi. Üstüme bakınca benim olmayan bir tişörtü giydiğimi ve üzerimde kanlı hiçbir şeyin olmadığını fark ettim.

Göğsüme derin bir soluk alıp Jeff'e teşekkür etmek ister gibi baktım. Sonuçta ben istememiş olsam da beni hayatta tutabilmek için çok uğraşmıştı.


Minho beni bulduğunda sırtındaki çantayı düzeltti. Birazdan koşuya çıkması gerekiyordu. Eğilerek dikişlerime baskı uygulamadan bana sarıldı. Başımı omzuna koyduğumda rahat hissediyorum. Minho yakın bir arkadaş, bundan eminim. Ne kadar umursamaz görünse de ondan her şey için bir özür dilemeliyim.

"İyi olduğuna sevindim." Uzaklaşıp omuzlarımdan tutarak gözlerime baktı. "Newt'le konuştun mu?"

"Hayır."

"Konuşsan iyi olur. Hiç iyi değildi çünkü."

Kendimi suçlu hissediyordum. "Sonra konuşurum. Peki, Kelly'yi gördün mü?"

"Sanrım Zack'le. Sen yokken sürekli birliktelerdi."

Minho bana veda edip koşusuna gitti.

Bu uzaklıktan Gally ile konuşan kız kardeşimi görebiliyordum.

"Zoe..." Yukarı baktığımda Sophie'yi görüyorum.

"Sophie, şimdi seninle uğraşacak vaktim yok."

"Bekle. Seni rahatsız eden inşaatçılarla konuştuğumu söylemek istedim. Bir daha sana rahatsızlık vermeyecekler. Ben de sana bir daha rahatsızlık vermeyeceğim."

"O zaman... teşekkür ederim?" Samimi bir şekilde teşekkür ettiğim belli olsun diye hafifçe gülümsedim.

"Bence gidip Newt'le konuşmalısın."

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin