Chapter Four- Nick-names

3.1K 227 274
                                    

        Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve bütün hakları secretninjas 'a aittir.

Bir ağacın altındaki masanın üstüne ayaklarımı sarkıtarak oturdum. Georgia. Mıntıka'da onunla geçirdiğim zamanlar aklımdan fotoğraflar ve videolar halinde geçiyordu. Ardı ardına.

Birilerinin yanıma oturduğunu anlayınca kafamı kaldırdım. Alby, Newt ve Minho. Bir tafara Newt, bir tarafa Minho ve tam önüme de Alby.

"Hâlâ arkadaşın için mi üzgünsün? Mezarcılar-" diye başladı Alby.

"Biliyorum." dedim kısık sesimle. "Ben iyiyim. Gerçekten. Liderler devam etmek zorundalar. Devam edin."

Alby kafasını salladı. "Liderler de incinebiliyor."

"Çocuklar korkuyor çünkü liderler herkesi bir arada tutan kişiler." diye belirttim. Cevap vermedi ama pankekini ağzına götürdü.

"Düşünüyordumda..." Minho konuşmaya başladı.

"Şok edici, hiçbir zaman şu çıkıntı beynini kullanıyormuş gibi görünmüyorsun." diye Minho'yla alay ettim. Newt buna gülerken, Alby pankekini yutarken boğuluyordu.

"Bize nasıl bir Izdırap Veren öldürüldüğünü öğretmeni istiyoruz." diye hatırlattı.

"Bu konu illa ki açılacaktı, değil mi? Şimdi mi?" diye sordum.

"Şimdi değil, yakın bir zamanda. Yarın belki?"

"Ne bu acele?" Sırıttım.

"Her bir gün, buradan nasıl çıkacağımızı bilmediğimiz bir gündür. Izdırap Verenlerin içinde bir şey olmalı. Her gün sayılıyor." diye homurdandı Newt. Yüzüne bakmaya çalıştım ama benimle göz teması kurmak istemediğini belli ederek kafasını çevirdi. Ona soru sorduğumda cevap veriyor ama sadece ikimiz olduğumuzda beni görmezden geliyordu.

"Tamam, yarın." dedim düz bir sesle.

Minho bir şey söylemek için ağzını açtı ama onu böldüm.

"Zack!" diye bağırıp çocuğu yanımıza çağırdım. Zack sırıtarak bu tarafa doğru geldi.

"Selam, Zoe." Sırıtışı büyüdü. Diğerleri sessizdi.

"Çocuklar, bu Zack. Zack, bunlar Minho ve Newt. Alby'i tanıyorsun." Konuşurken Minho ve Newt'i gösterdim.

"Bizimle oturmak ister misin?" diye sordum. Biraz düşündükten sonra cevap verdi.

"H-hayır, teşekkürler. Gidiyorum şimdi." dedi aceleyle.

"Oh, tamam." Nefesimi dışarı verdim. "Yapacak bir şey yoksa beni bul." Kafasını salladıktan sonra elini sallayarak uzaklaştı. Ben de yemeğimi didiklemeye devam ettim.

"Sen hiç doğru dürüst yemek yemez misin?" diyerek kaşlarını çattı Minho.

"A-aslında-" Kızıl saçlarımı gözlerimin önünden çektim.

Kendi pankeklerinden birini aldı ve kolumu tuttu.

"Ağzını aç." diye emretti.

"Hayıııır." Diye karşı çıktım.

"Aç!" diye gürledi resmen.

"Ne-" Soru sormak için ağzımı açtığımda elindeki pankeki ağzıma tıktı.

Salak gibi gülmeye başladığımda ağzımdaki pankek yüzünden boğuluyordum. Pankeki çiğneyip yuttuğumda Minho'ya dilimi çıkarttım.

"Al!" Kolunu ittim. "Bitirdim işte!"

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Where stories live. Discover now