Chapter Eight-Just Us

2.6K 163 145
                                    

Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve bütün hakları secretninjas 'a aittir.

"Suyu kontrol edin. Sayaç dolu mu?" Kahverengi saçlı bir kadın masasındaki mikrofona konuşurken gri gözleri parladı.

"Tamamen dolu. Erzaklar bugün yollanacak, yiyecekler stoklandı." Genç adam kelimelerini söylerken kendini biraz kastı.

"Güzel. Kamera 9'u kontrol edin, mutfak bölümü lütfen. Hepinizin görevimizi bildiğinizden eminim." diye cevapladı kadın.

Beyaz platformundan indi, seri bir şekilde çalışan ve emirleri beyaz tabletlere yazan, yaklaşık yetmiş işçiye baktı.

Her bir işçinin bir işi olması, bir yerde bulunması, bir şeyleri kontrol etmesi zor gözüküyordu.

"Tava'nın kamerasını mı istiyorsunuz?" dedi yaşlı bir kadın, siyah saçlarının arasındaki gri teller göze batıyordu.

"Evet, görüntüyü yaklaştırın. Ters bir şeyler olmadığından emin olun," diye emretti kadın. "Bitirdikten sonra ara verin. Beş dakika içerisinde geri gelin. Her an her şey olabilir."

Kadın yavaşça kafasını salladı, beyaz dönen sandalyesini çevirerek işine döndü. Tüm oda beyazdı, o kadar beyazdı ki tavanla yeri ayırt edemezdiniz. Görebileceğiniz şeyler sadece işçiler, gümüş masalar ve tabletlerdi.

Önlerindeki duvara yansıyan da, birkaç kameradan çekilen Kayran'ın bölgelerinin görüntüleriydi.

Kadın zahmetsizce masaların önünde yürüdü, sağa sola emirler verdi. Bir işçinin önünde aniden durdu.

"Denek A5'in kamerasını ekrana al. Şimdi." Parmaklarını şıklattı. "Ses istiyorum."

İşçi birkaç düğmeye bastı ve sonra, sanki sihirle gelmiş gibi, görüntü beyaz duvarda belirdi.

"Ne biliyor musun, Newt?"

"Ne?"

"Tamamen haklısın."

"Görüntüyü değiştir!" diye bağırdı kadın, ellerini çırparken. "Kamera 15'i al. Kamera 5'i Denek A5'e yaklaştır, diğerini de kıza!"

İki işçi, hızla dediğini yaparken diğer ikisi de beyin haritalarını getirdiler.

"Organlar güvende!" diye bağırdı birisi. "Sıra dışı bir şey yok!"

"Kalp atışları hızlanıyor." dedi diğeri.

Kahverengi saçlı kadın durdu, kaşları çatılmıştı. Şaşkın bakışlarıyla yüz hatları ezilmişti.

"Böyle bir gelişme planlanmamıştı!" diye çığırdı. "Neler oluyor?"

Bilim adamlarından bazıları ellerine diğer kâğıtları aldılar, kalp atışları ve düşünceler için.

"Bir şeyin belli belirsiz kontrolden çıktığına inanıyorum. Bununla çalışabilmemize rağmen, ne olduğuna bak." İşçilerinden biri kolunu tuttu.

Gözleri biraz yumuşadı, kendisine bakan adama baktı.

"Leo, bana bir kahve getir," dedi şakaklarını ovarken.

Adam güldü. "Fiona, biliyorsun, hayır diyemiyorum."

Kadın sırıttı. "Tabi ki de."

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Where stories live. Discover now