Chapter Seventeen-At Last

1.6K 104 66
                                    

        Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve bütün hakları secretninjas 'a aittir.

Çevirmen:

Yeni bölüm yayımlamayalı yaklaşık yirmi gün oldu. Ve benim kesinlikle geçerli bir bahanem yok. Geçen hafta dört günlüğüne bir tatile çıktım ve döndüğümde hiç yeni bölüm çevirme isteğim yoktu. Yeni kitaplar okumak, yeni dizilere başlamak, bir sürü film izlemek istiyordum. Biraz zor bir süreçti. Ki yeni dizilere başlayamadım, bir sürü film izleyemedim. Hiçbir şey yapmaya isteğim yoktu. Çeviri yapmaya çalıştım, ama iki paragraf sonra tıkandım kaldım. Baktım olmuyor, ara vermeye karar verdim. Ne zaman çeviri isteği gelirse oturup çevirecektim ama isteğin gelmesi biraz uzun sürdü. Ben de oturup tüm bölümü dün çevirdim. Normalde bölümleri birkaç günde çeviririm, sayfa sayısına göre günlere ayırırım. Ama sizi nasıl daha az bekletebilirim diye düşündüm.

Hızlı yazdığım için hata olabilir. Anlam kaymaları, anlamsız cümleler falan olabilir.

Bölüm sonunda bir çevirmen notu daha var. Bölüm sonunda görüşürüz.

Claudie, psikoloji dalında araştırmalar yapan Claude Bernard'ın ardından isimlendirildi.

Jonas, Fiona'ya yürürken elindeki soluk beyaz kâğıda baktı. Zoe'den bir mektuptu. Onun Zoe'si.

Onun en yakın arkadaşı.

Kimse önemsemezken onun önemsediği kız.

Aceleyle kafasını salladı, "Kes şunu, Jonas," diye kendini azarladı.

Jonas, Fiona'ya ulaştığında Fiona kafasını kaldırıp ona can sıkıcı bir gülümseme gönderdi. Jonas ona mektubu uzattı ve Fiona okudu, yüzünden belirgin bir mutsuzluk ifadesi geçti.

"Çok güzel," diyerek kafasıyla onayladı. "Gerektiği yere ulaştığından emin olacağım."

"Fiona..." diye başladı Jonas. "Denek A5 iyi olacak mı? Bir sorunu var mı?"

Fiona çekinerek elindeki mektuba baktı. "Mıntıkalılar'ın isteklerine göre gidebiliriz de, gitmeyebiliriz de, Jonas. Zoe geri gitmek istiyor ve eğer giderse yardımcıları da gitmek isteyecek. Eğer onlar Kayran'a giderlerse herkes gitmek isteyecek."

"Kayran ve Mıntıka birleşecek mi demek istiyorsun?"

Fiona kafasını salladı. "Denek A5'i daha fazla dengede tutamıyorum. Beyin şablonlarını kontrol edip uyuşuk hissetmesini sağlıyorum. Depresyonda. Onu depresyondan çıkarmalıyız ve bunun tek yolu onu geri getirmek. O nasıl?"

Jonas'ın cevabı alçak sesle homurdanmak oldu. "Durumu Denek A5'inkiyle aynı. Perişan. Çıldırıyor ve ne yapacağı belli değil, bu şablonlarının üzerinde etki bırakıyor."

"O zaman başka şansımız yok, değil mi? Denek A5 önemli bir denek ve kız da öyle. Onları depresyona bırakırsak öleceğimizi garanti edebilirsin."

"Yap o zaman, Fiona. Bunun icabına bak."

"Jonas, onu bu karışıklığa sen soktun. Gitmesi için zorlayıp durdun, şimdi orada ve sen ne yaptığını daha yeni fark ediyorsun!" diye çıkıştı Fiona.

"Ama kalbinde büyük bir payım vardı!"

"Jonas, bu ONUN hakkında değil! Bu şey İSYAN hakkında," diye gürlerken işaret parmağıyla Jonas'ı göğsünden kışkırttı. "Bu yüzden, bunu atlatmak için davranışlarını toparlamanı öneriyorum." 

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin