Chapter Twenty-Arguements

1.8K 102 536
                                    

        Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve bütün hakları secretninjas 'a aittir.

Chapter Twenty-Arguements


Multimedya: Sophie


Uyandığımda Newt odada değildi, yalnızdım.

Geçen gece ne demek istemişti? Söylediği kelimelerin bir anlamı vardı. Neden öyle bir şey demişti ki?

Omuzları dikleştirip biraz zorlamayla tekerlekli sandalyeme tırmandım. Yatağımın köşesine konulmuş katlı kıyafetlere baktım.

Newt.

Benimle konuşmak istemiyordu fakat bu küçük şeyleri yapıyordu. Soluğumu dışarı vererek içinde şarkı sözleri olan bilekliğimi taktım. Konuşmak istemiyordu... Arkadaş olmak istemiyordu. Tamam, ben de bunu eskiden ne kadar yakın olduğumuzun hatırası olarak saklayacaktım. Sehpanın üzerindeki fotoğrafı da katlayıp şarkı sözleriyle birlikte onu da bilekliğimin içine sakladım.

Şarkı sözlerinin yazılı olduğu kâğıt buruşmuştu, bilekliğin altında durmaktan sararmıştı. Bir ara şarkı sözlerini temize çekmeliydim ama yapmak istemiyordum.

Saçlarım gözümün önüne gelmesin diye dağınık bir topuz yaptım. "Yeni gün, yeni Mıntıkalı," diye hatırlatma yaptım kendime.

Kahvaltı için kendimi Çiftlik Evi'nden Tava'nın mutfağına sürdüm.

"Yine karşılaştık demek. Benden uzak duramıyorsun gibi," dedi biri alayla.

Claudie... Onunla daha yeni tanışmama rağmen şimdiden sinirlerime gitmeyi başarmıştı. Bu bir erkek kardeşe gıcık kapmak gibiydi ki bu duygunun ne olduğunu bilmiyordum.

Aslında iyi görünüyordu, bunu tartışmazdım. Belki Newt kadar olamayabilirdi ama bunun nedenini Newt'e karşı hissettiklerime bağlıyorum. 

"Salak çıkıntı, kafan basmıyor mu? Sırtım iyi olsaydı ayağa kalkar ve yüzüne yumruk atardım. Çıkacak morluğu hayal etmeye devam et."

"Ne istiyorsun?" diye sordu Tava, eğilerek. "Yulaf lapası?" Başımla onayladığımda bir kaseye lapa koyup bana uzattı.

Gözlerden uzak bir masada yalnız oturuyordum. Veronica daha uyanmamıştı. Koşucu olmak için yaygara çıkaracaktı, onun işiydi bu. Alby onun elinden işini alamazdı.

Sanrım herkesin farklı beklentileri vardı. Eğer herkes bir iş almaya başlarsa, benim de almam gerekecekti. Bu halimle ancak bir tıpçı olabilirdim.

Eğer bu tekerlekli sandalyede olmasaydım koşucu olmak isteyebilirdim.

İç çekerek omuzlarımı düşürdüm.

Eğer Newt beni dışlamayı bırakmazsa diğerleri de benimle konuşmayı bırakacaklardı. Newt daha uzun süredir onların arkadaşıydı, kesinlikle onun tarafını seçeceklerdi.

Taraflar olmasını istemiyordum.

Sadece Newt'i geri istiyordum, evet şuanda yaşıyordu fakat yaşıyor gibi değildi. O sadece... duruyordu işte. Tepkisizdi.

"Kızgın görünüyorsun," dedi Claudie, önüme otururken. Sinirle yüzüne baktım. "Bana bilmediğim bir şey söyler misin?" dedim.

"Arkadaşın olmaya can atıyorum," diyerek tek kaşını kaldırdı.

"İyi, güzel. Şuanda birinin hayatını kurtardığı için arkadaşları tarafından dışlanan, hiç gerçek arkadaşı olmayan tekerlekli sandalyeye bağlı, yalnız bir kızla oturuyorsun," dedim kafamı eğerek.

Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin