Bu hikayenin orjinal dili İngilizcedir ve bütün hakları secretninjas 'a aittir.
"Uyansana salak!" diye bağırdı bir ses.
"Bayanlara azıcık saygın varsa uyumama izin verirsin." diye mızmızlandım, uyku tulumunun içinde dönerken.
Birkaç gülüş duyunca gözlerimi tamamen açtım ve doğruldum.
"Çoğu zaman yemek yemek için seni bekliyoruz, bugün Koşucularla yiyeceksin." dedi Minho gülerek.
Kızararak uyku tulumundan çıktım. Bu kadar çok kişi olduğunu fark etmemiştim. Adım atmaya çalışırken ayağım uyku tulumuna takıldı ve popomun üstüne düştüm.
Minho güldü ve elini uzattı, elini tutup ayağı kalktım.
"Tamam, hazır mısın?" diye sordu. Kıyafetlerime baktım, Newt'in tişörtü ve dizlerimin üstüne kadar sıvanmış yeni bir pantolon giyiyordum.
"Bir dakika." dedim.
Bileğimdeki Newt'in bilekliklerinden birini çıkardım. Saçımı örgü yaptıktan sonra ucuna fiyonk yaptığım bilekliği geçirdim. Bu, saçımı tutmak için yeterliydi.
Arkadaşlık belirteci.
Ben de ona bana ait olan bir şey vermeliydim. Minho'ya, Alby'e ve Zack'e de.
"Hey, Newt. O senin-" Minho'nun sözü kesildi. "Of!"
"Üzgünüm, ayağını görmedim." dedi Newt, her zaman yaptığı gibi parmaklarını dudaklarında gezdirerek.
Hm, dikkatli bir insanımdır. Herkes hakkında farklı şeyler öğrenebilecek miyim diye merak ediyordum. Boş zamanlarımda yapabileceğim bir şey gibi değildi.
"Tamam mısın? Saçınla sorunun ne ki?" diye inledi Newt.
"Evet, hazırım. Saçım önüme gelmesin diye. Hadi gidelim." dedim.
Hepimiz Tava'nın mutfağına yürüdük. Bize bakon ve yumurta servis etti.
"Ooo, bakon." diye cıvıldadı Minho. "Sonunda, Tava. Sonunda!"
Bu sefer başka bir masadaydık, her zaman oturduğumuzdakinde değil. Yemeğimi didiklemeye başladım. Bir tane yumurta yedikten sonra dolu tabağımı önümden ittim.
"Yine seni yedirmemi mi istiyorsun?" diye sordu Minho, tüm Koşucular konuşmayı kesti.
Kapıların açılma sesi geldiğinde konuştum.
"Aç değilim."
"Enerjiye ihtiyacın var." dedi.
"Hatırladığıma göre gayet iyiyim." diye söylendim.
"Senin neyin var? Neden hiç yemek yemiyorsun?" diye karşı çıktı.
"Yemek yiyorum."
"Haha, şaka yapıyorsun, değil mi?" diye güldü soğukça.
Ayağa kalktım. "Kapılar'ın orada bekleyeceğim." Kapılar'a doğru yürümeye başladım.
"Bu biraz kötü gitti." diyen Newt'in Minho'yla konuştuğunu gördüm. Adımlarımı hızlandırdım, sinirliydim. Çarptığım bedeni görmedim. Kafamı sinirle kaldırdım ve çarptığım kişiye baktım.
"Yine karşılaştık." dedi sırıtan Gally.
"Her zaman çirkin bir yüzle karşılaşmıyorsun. Unutmak zor." diye söylendim.
![](https://img.wattpad.com/cover/34582478-288-k189476.jpg)
YOU ARE READING
Mystery Girl ( THE MAZE RUNNER FANFIC) [Turkish Translation]
FanfictionOnun adı Zoe. O labirentin ilerisindeki Mıntıka'dan atılgan bir kız. O tesadüfen Kayran' a geliyor ama yanlışlarına teşekkürler, onların bedellerini ödeyecek. Bazı yeni bağlarla yüzleşmek zorunda, biri kardeşi gibi ve biri de kalbinin hızını değişti...