Işıklara Doğru

4.6K 412 329
                                    

Karanlığın içinde
Sessizliğin dibinde
Kalbim can çekişiyor
Gözlerinin önünde
Zavallı kelimeler
Kırılıyor sesimde
Bir çocuğun kaderi
Ellerinin içinde

Yorgunca ıslak saçlarıyla bakındı kendine.

Kapatıcı bir fondöten çirkin berelerini örtse de.Fırtına grilerindeki ölü ruhunun bakışlarını ve yok olan öz benliğinin feryadını gizleyemiyordu. Ne tebessüm edebiliyordu ne de yalanda da olsa gülebiliyordu.

Her şeyi sandığı güzellikten eser kalmamıştı. Sağlıksız ve yetersiz beslenmekten,yediği çoğu şeyi geri çıkarmaktan bir deri bir kemik kalmış kontrolsüzce eriyip giden vücudu ne yaparsa yapsın enkazdan başka şekle yakışmıyordu. Kemikli kollarındaki yara bereler, parmak izleri, kemer izleri...

Hıçkırıp üzerine bir eşofman ve kazak geçirdi soğukta ayakları üşüyen ve karıncalanan ıslak saçlı oğlan.

Taze havayı ciğerine solumanın özgürlüğünden esir ciğerleri yırtılana dek ağlamak istiyordu. Başını nerelere vuracağını bilmiyordu kalbinin hiç bir şey bilmez aksak ve noksan hallerini de alıp nereye götüreceğini bilmiyordu. Hatalarla ve enkazlarla dolu bir beden gibiydi bedeni, bir valiz gibi taşıyordu Oğuz. Canı isterse alıyordu canı istemezse fırlatıp atıyordu Nadide ve kıymetli biricik sanat eserini.

Hatta ilk başlarda bedenine vurmuyordu elleri,Nadide eseri kusurlanmasın diye. Ama gözleri zamanla bu nadide eserini bir gereksiz oyuncak ve gönül eğlencesi haline getirirken oyuncağını arada bir yerlere fırlatmaktan da zevk almıyor değildi.

Yutkundu ve salonda kendisini bekleyen Oğuz'a adımladı.

Lakin..

Korkuyla geri çekildi yerinden.

Masanın üzerinde kredi kartı, toz beyaz un gibi bir şeyler serpiliydi. Kredi kartı yardımıyla bölüyordu Oğuz. Paylıyordu kendince.

"O ...o ne ?"diye mırıldandı Evrim korkuyla.

"Uyuşturucu ?"dedi Oğuz alayla oğlanı süzüp.

"Sen.. Hani bırakmıştın.."

Küçük bir detaydı aslında. Oğuz bu konuda asla yalan söylememişti. Gençlik ve üniversite zamanlarında epeyce kullandığını ama tedavi olduğunu ve ...Hiç bir zaman kullanmayacağının garantisini de vermişti Evrim'e.

Gençlikte yaptığı hatalar için o zaman Oğuz'u yargılayacak hali yoktu ve üstelik tedavi gördüğünü , bıraktığını da söylemişti..

"Hani bırakmıştın ?"dedi Evrim burnunu çekip acıyla inlerken. "Hani senin uyuşturucun benim aşkımdı ?"

"Arada tek tük alıyorum.."dedi Oğuz kızaran gözleriyle masaya uzanıp burnundan derin bir nefes çekmek üzere diğer burnunun deliğini tıkarken.

"Ama.."

"Sakinleştiriyor ve gevşetiyor.."dedi Oğuz sırıtıp. "Sana getirdim aslında güzelim,eşlik edersin beraber ..."

"BEN ASLA KULLANMAM."dedi Evrim korkuyla geri çekilirken.

"Neden anneciğin mi kızar?"dedi Oğuz alayla.

"Oğuz.."

"Tek nefes çek..Sonra yatağa gidelim. Sen de seveceksin..."dedi Oğuz eliyle işaret edip. "Tüm dertler uçup gidiyor, mutluluktan ve hazdan başka bir şey değil. Hem seksi bin kat daha hoş hale..."

"Ben...Hastayım."dedi Evrim olumsuz anlamda kafa sallayıp.

"Uyumam lazım."

Oğuz alayla göz devirip tuttu beyaz ince kemikli bilekleri ve sertçe oğlanı kendine çekti kucağına doğru. "Evrim,yeter."

NadideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin