Gününe Tutkun

2.8K 259 46
                                    

"Ah..." Evrim kemikli parmaklarıyla yatak başlığına sıkıca tutunurken içinde hissettiği zorlamayla birlikte yeniden gırtlaktan gür bir inilti koyverdi.

Kumralın altın rengine çalan bir teni vardı. Ne esmerlerin canlı ışıltısı ne kendi solgunluğunda bir beyazlık. Altın rengi bir başak gibiydi Yiğit'in teni ve öyle ışıltılıydı ki Evrim kendi soluk,cılız teninin bile onun altın rengi güneşiyle birlikte can bulduğuna inanıyordu.Bu sabah tüm korkularını bir kenara bırakarak yataklarında uyandıklarında ilişkilerinin ve ay dönümlerinin kaçıncısı olduğunu hatırlayarak yorgan altında kıkırdamıştı kendi kendine.

Henüz Yiğit'in alarmına bir saat vardı ve onu uyurken izlemek en güzeli filmi izlemekten bile daha eğlenceliydi. Üstelik Evrim bir filmi kusana kadar izlemeyi iyi bilirdi şayet seviyorsa zibilyon defa tekrar ederdi maraton gecelerinde!

Dokunmaya korkmuyordu.

Evrim ona dokunmaktan en ufak bir korku hissetmiyordu. Oysa yüzünde kezzap atılmakla tehdit edilen, vazo kırığıyla ağzı kesilmek istenen aylarca esir tutulmuş birinin tam da trajik bir biçimde kendi tacizcisine direndiği anlara şahit olmuş olsa da...

Evrim artık Yiğit'e baktığında hiç o geceyi anımsamaz olmuştu.

Oğuz ve duvarları yoktu. Milimetrik hesaplarla örtünen örtülerin camdan arkasına bakamamak korkusu da yoktu.Sadece Yiğit vardı ve ona dokunulan her zerrede güven duyuyordu. Her biri güvenliydi. Korkunun aklının ucundan bile geçmediği "hakkımda ne düşünecek" korkusunu iliklerinde artık hissetmediği bir arzu şelalesiydi.Ancak aptallar "bunun tek dokunuşta" aşk olduğunu sanardı.Bu dokunuşlarla iyileşen yaralardan değildi.

Bu Yiğit'in her tatlı sözünde ve yumuşak bakışında iyileşen artık varlığı hissedilmeyen yaralardandı.

Ve dokundu.

Daha da fazla dokundu Evrim.Onu uyandırmaya kıyamasa da kapalı göz kapaklarına uzun uzun öpücükler kondurarak,koynuna kıvrılarak,üzerinde biraz kendi ağırlığını vererek...

Yiğit'in sabah şapşal bakışlarını seviyordu. Normalde çok sertti,fevriydi. Sinirliydi. Normal bakarken bile kavgaya yer arayan bir hali vardı Yiğit'in belki polis olduğundan içine meslek deformasyonu olarak yerleşmiş olan. Lakin sabah uyandığında öyle şapşal ve sevimli duruyordu ki...

Ta ki Küçük Yiğit uyanana kadar sürüyordu bu şapşal,sevimli haller.

Küçük Yiğit uyandığında Evrim'in çok sevdiği o çakmak çakmak elalar koyuları bürünüyor kahvenin tonlarında usulca seyahate çıkıyordu.Yiğit oğlanın kavisli ince belini sıkıca parmaklarıyla ezerken dolgunluklarına geçirdi ellerini. Parmak izlerinin çıkabileceği şiddette ten lekelerini onun beyazlığına bırakmayı seviyordu. Onun teninde bıraktığı her lekeyi kendi eseri sayıyordu.

"Ah.."diye yineledi Evrim.

Ama sadece inlemekle yetinmek istemiyordu.

"İnlersem,inlersin."diye çocuksu bir kızgınlıkla Yiğit'in adem elmasını dişliyordu.

Yiğit'in ise canına minnetti zira bu onu daha da şevklendirmeye yetiyordu ve adem elmasını dişeyen oğlanın sıcak ağzıyla birlikte içinde daha da sert bir tempo tutunmaya sürüklüyordu.Önceleyin sabah sevişmesinde "nazik ve yumuşak" tuttuğu sevişmeyi,bu ısırıkla birlikte daha hızlı ve daha sert bir tempoya taşımak için yeterliydi.

Oğlan kucağında şiddetle sarsılırken elleri sıkıca yatak başlığına tutunuyor olsa da Yiğit buna da müsade etmemişti. Bileğini sıkıca kavrayıp kendi elleri arasında okşarken çakmak çakmak elalarıyla izlemişti oğlanı.Acıdan kızaran ve laciverde çalan grileriyle puslanan Evrim'in çatık kaşları ve "o" biçimli ağzı nefesini kesiyordu.

Oğlanın dilini kendi ağzının içinde muhafaza etmek istercesine sıkı sıkı çekiştirirken Evrim'in belli belirsiz cılız iniltileri ağzının içinde yankılanıyordu.Evrim karşılık olarak Yiğit'in kumral saç köklerini ensesinden iyice eline dolarken Yiğit de bu savaşı bir sonrası boyutuna çevirmişti.

Evrim'i avuçları arasında kaydırırken parmak ucuyla bastırmıştı hassas olan baş kısmına.

Kısa tırnakları hafifçe baş kısmındaki deliklere temas ettiğinde içinde irilik ve erkekliğindeki hassasiyetle ağlarcasına çığlığı basmıştı Evrim.

"Ştttt."diye fısıldadı Yiğit sertçe oğlanın içine baskı yaparken. "Burası nezih bir apartmanı,cici oğlan."

"Cici mi ?"diye mırıldandı Evrim sertçe yutkunurken.

Yiğit hassaslaşan oğlanın erkekliğini sıkıştırırken Evrim içinde hissettiği can yakıcı darbeyle birlikte Yiğit'in göğsünü uzunca dişlemişti.Evrim içinde hissettiği sıcaklıkla birlikte Yiğit'in eline doğru kendini bırakmıştı.

Ve sabah işe geç kalan Yiğit'in,yerlere dağılan çarşafın,ocakta unutulan yumurtaların akıbetine rağmen kapı ağzında "Son bir öpücük" pazarlığını sürdürmüştü Yiğit.

"Şttt,cici komiserim."diye kıkırdamıştı tavşanlı pijamalarını giyinen oğlan kendisinden bir öpücük için hala işi eken Yiğit'e.

"Hıııı,tavşancık?"

"Fermuarın açık hala."diye mırıldandı Evrim alayla göz süzerken. "Koskoca başkomiserin evcil kobrasını görmelerini istemezsin benden başkasının ,dimi?"

"Hazır fermuarım da açıkken şurada bir posta daha..." Yiğit beklentiyle adımlasa da  Evrim alayla kapıyı yüzüne savurmuştu.

Şimdi sırada üniversite sınavı ve yetenek sınavı için ailesinden "maddi manevi" destek ricasına gitmek gerekliydi.

Yiğit'in duymasını istemiyordu zira muhtemelen annesi ve babasına bırakmadan kendisi ödemek isteyecekti.

Ama Evrim'in bir ailesi vardı. İyisiyle kötüsüyle. Kimsesiz değildi ki.Ve daha iyi biri olmak için çırpınan anne ve babasına bir şans vermeliydi.

"Kendime bir şans verdim."diye fısıldadı Evrim yutkunup. "Kötü bir adamın ilgisi için kendimi aşağılama hatasından döndüm. Bu bile telafi edildi. Anne ve babama şans vermeliyim..."

Ve dolaba bakındı Evrim.

Artık yiyecekler daha az mide bulandırıcı ve kusmak istemeyeceği kadar sevimli geliyordu gözüne.Çünkü akşam olunca Yiğit elleriyle pişirip,tek tek yedirecekti Evrim'e.

"Herkes ikinci bir şansı hak eder."dedi Evrim tereddütle elini kahvaltılıklara atarken.

Üzerinde renkli bir stick kağıtta not yazıyordu.

"Beni ye , Yiğit'ten bile tatlıyım <3" yazılı meyve püreleri  ve soslu ekmekler geceden hazırlanmıştı bile Evrim için. 

"Yiğit.."diye kıkırdadı Evrim meyve püresine heyecanla bakarak.






NadideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin