---vote ve yorummm bırakmayıı unutmayııın <3---
Benekligiller.
Ya da iki dalmaçyalı.
Evet kesinlikle birbirlerine hitap şekilleri buydu. Yiğit, Evrim'i bulduğu her köşede sıkıştıra sıkıştıra su çiçeğini kendine de geçirebilerek izin kapmayı beceremişti üç gün içerisinde. Sonuç olarak ikisi de hafif kırgın,ateşli ve benekli bir ikili olarak zaman geçirmişlerdi.
Şimdi benek izleri geçmiş olsa da hala bedenleri hafif kırgın ve yorgundu. Bundan dolayı Yiğit Chef ve Atom içeceklerine abanıyorlardı.
Yiğit kasa kasa meyvenin suyunu çıkararak alternatif bir tıp yaratarak kendilerini ayağa kaldıracak şifalı karışımı bulduğunu iddia etse de şekerleri tavan yapmaktan başka bir etkiye sahip de sayılmazdı. Açıkçası Evrim o kadar çok meyve karışımı içmişti ki uzun süre tatlı görmek ve duymak istemiyordu, çilekten tiksinmişti. Portakal diyince kaçıyordu. Mandalinalar küçük serserilerdi...
Evrim, Yiğit'in bacakları üzerine attığı ayaklarıyla birlikte bir komedi filmini izlemeye dalmışken ağzına attığı turşuyla kıkırdadı.
Evet, Yiğit'in annesi tarafından yollanan kornişon turşularını ekşi ekşi götürüyordu çünkü canı sürekli turşu istiyordu. Hafif acılı bol limonlu sirkeli...Yiğit onun ağzına attığı turşuyla sırıtırken bir komedi filmi bile olsa en alakasız noktalarda çıkan malum sahne çıktığında gözlerini kaçırdı oğlandan.
Ailecek bir film açıldığında normalde yumuşak bir öpüşme sahnesi olup geçebilecek tarzdaki bir film...Ağır seks içerebilirdi. Aynı şey arkadaş ortamında da olabilirdi.Ama Yiğit'in kucağında bacakları olan ve daracık tavşanlı bir şortlayken bu malum sahnenin gerçekleştiği film sahnesinde ekstra bir gerilim söz konusuydu.
O günü hiç var olmamış saydıkları yaprak sarması gününden daha tetikleyici bir etkiydi.
İnleme sesiyle birlikte film sahnesindekiler duvarı delip geçen bir hızla yatak sahnesi çekerken Yiğit elalarını devirip başka noktalara odaklanarak sessizliğe bürünmüş Evrim ise dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini tavana dikmişti.
"Kadının içine acı biber sokuyorlar galiba,ne sahte inledi karı.."diye mırıldandı Yiğit dünyanın en mühim işi gibi tırnaklarına bakınıp tırnak uçlarıyla oynarken.
Oğlanın bembeyaz,sütun gibi...Pürüzsüz ve ince bacakları kucağındayken...
Yiğit yutkunup "komedi" olması gereken sikik filme bir küfür savurdu içinden.
"Boynunu damak arasında ezdiği içindir.."dedi Evrim utançla.
"Ne!"dedi cellalen sesiyle Yiğit kaş çatıp. "Ne?"
"Yani boyun derisi..Emilince uzunca...Ondandır."diye fikir yürüttü Evrim dudak dişleyip.
"Sen nereden biliyorsun bunu?"dedi Yiğit hırsla.
Evrim utançla gözlerini kaçırırken sahte inildeyişleri kulak tırmalayan çifti duymazdan gelerek boğazını temizledi.
"Bazen.."
"Bazen ne !"dedi Yiğit hırsla. "Konuşsana! Bi elli boyun türlü türlü huyunla.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nadide
RomanceEvrim aşk sandığı bir yabancının ellerinde tutsak edildiğinde henüz ufacıktı. Mevsimler gözleri önünde kaybolup giderken değişen tek şey takvim yaprakları değil,sevginin ne anlama geldiği hususundaki algılarıydı. Ve gerçek aşk onu en ihtiyaç duyduğu...
