Mışıl

3.8K 417 106
                                    

----------------------VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN------------

Oğlan öyle derinlemesine bir uykunun kollarındaydı ki Yiğit onu belinden kavrayıp kucakladığında bile aralamamıştı gözlerini.

Evrim hala uykudayken Yiğit tarafından kucaklanıp odasına doğru götürülürken Yiğit sinirle çattı kaşlarını. Market poşetleri bile oğlandan daha ağırdı. Oğlan o kadar zayıftı ki içi boş bir poşet gibiydi. Ve sırtı şimdi avuçları arasındayken kemiğinin batışını daha iyi hissedebiliyordu Yiğit.

Ve kesinlikle söylemek mümkündü ki bir yoğurt kovası ve iki şişe süt dolu market poşetini taşımak bile elde daha fazla "ağırlık" hissi yaratırdı. Oğlanın ağırlığı tamamen tüyden ibaretti.

Yiğit onu yatağa uzandırıp üstünü örterken odadan çıkmak üzere adımladı sonrasında. Gözleri sıkıca kapalı olan oğlanın kolları ve bacakları kendi kucağına doğru çekilirken cenin hale geldi. Top gibi kendini yuvarlayıp sersemce gözlerini aralarken istemsizce sıkıldı küçük yumrukları.

"Evrim ?"diye duraksadı kapının kenarında Yiğit.

Evrim hoşnutsuz bir mırıltıyla birlikte ellerini yeniden yumruk yapıp sıkarken dudaklarını birbirine bastırıp ekşitti yüzünü.

"Evrim ?" Yiğit oğlanın ayak ucuna oturup mırıldanırken fırtına grisi gözler huzursuzca dikildi elalara.

"Yiğit Abi.."diye fısıldadı Evrim telaşla. "K-Korkuyorum."

"Neden?"dedi Yiğit merakla.

Evdeydi ve yalnız da değildi üstelik. Yani kendi evinde yaşadığı derin yalnızlığı pay biçecek olursak daha kalabalıktı şimdi. Duvarlarla bir başına kaderine terk edilmiş değildi. Üstelik manyak pedofilinin sapkın karısı her an adamlarını kapısına yığamazdı da...

Yiğit o ihtimali aklına aldıkça onu evde tek bırakıp giden ebeveynlerini çiftliğine davet etmek ve etmemek arasında gelip gidiyordu.

"Y-Yalnızlıktan.."diye fısıldadı Evrim korkuyla dudaklarını ısırırken. "Ya burayı da bulursa onun karısı ? Benim yüzümden başın belaya girer ve soruşturm.."

Yiğit tüy kadar hafif oğlanı yeniden kucaklayıp aldığında Evrim panikle Yiğit'in boynuna sarıldı sıkıca. Düşmekten korktuğu için Yiğit'in göğsüne sinerken elaların dikkatle kendini izlemesiyle yutkundu.

"N-Nereye?"

"Yalnızlıktan korkmuyor muydun?"diye mırıldandı Yiğit oğlanı kendi odasına götürürken. "Birlikte uyuruz işte."diye.

Evrim telaşla Yiğit'e bakınırken Yiğit ise kaygısızca odanın kapısını aralayıp çift kişilik yatağa uzandırdı ince belli oğlanı. Kendisi yatağın çaprazındaki koltuğa doğru ilerlerken. "E hadi.Uykuya devam et.."

"Benim yüzümden..Koltukta.."dedi Evrim hüzünle. "Koltukta mı uyuyacaksın Yiğit Abi?"

"Oğlum..."dedi Yiğit burun kıvırıp. "Bizim bi öğrenci evi vardı akademideyken. Çin işkencesi çivili yatakları bildin mi ? O bile kuş tüyü kalır. Bi ranza vardı ev sahibinden kalma. Rayları götümüze batıyordu. Orada uyumuş adamım bana kor mu ? Birini dövmek yerine o ranzaya yatırırdım şahsen...Ölsen de bitse diye yalvaracağın tarz bir işkence."

Evrim uykudan kapanan gözleriyle kıkırdarken. "Yanımda uyu?"diye mırıldandı merakla. 

"Onu da kuzenlerle denedik."dedi Yiğit göz devirip. "Annem yer yatağı seriyordu yazlığa gidince. Ayaklı başı yatıyorduk...Ayağımı sokuyorum tepe tepe milletin ağzına. Uçar tekme atarım ağzına.."

NadideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin