Sorgu Odası

4.2K 400 127
                                    

 Tik tak ,tik tak...

"Siki sübyanlara kalkan bir ibne için fazla suskunsun."diye mırıldandı Yiğit masayı bir kez daha yumruklarken.

Zifiri karanlıkta bir masa,bir lamba. Yiğit'in sesinden titreyen bir lamba. Dört tarafı görünmez camlarla kaplı,dışarıdan görünen lakin dışarının görünmediği.Sandalyede başı yarı baygın savrulan bir insanla...

"Konuşsana lan sikko."diye mırıldandı sinirle dudaklarını ısırıp elalarının çakmak çakmak yanan ateşini herifin suratında gezdiren Yiğit.

"Aa dur."dedi sıkılgan bir nefes verip omzundan Oğuz'u ittirip sandalyeden savururken. "Unuttum senin olayın mesajlaşmak. Bide...Sikin çoluk çocuğa kalkıyordu."

"Avukatımı istiyorum."diye yanıtladı buz gibi bir sesle Oğuz. Yumruk yemekten içeri göçen ve göğeren gözleri hala bir yılanın gövdesine benzeyen yeşildeydi. Kirli sakalları,sarıya kaçan dağınık saçları...

"Yok ya."dedi Yiğit sırıtıp. "Ona da mı kaldıracan sikik ?"

"Avukatımı. İstiyorum."diye bastırdı Oğuz sinirle...

"Oğuz Bey.."dedi Yiğit sesini inceltip. "Sizin bu.."dedi dağ gibi biriken suç dosyalarını adamın yüzüne savuran Yiğit. "Bu dosyalarla ve sabıkayla sizi gelse gelse şeytanın avukatı çıkarır buradan. Düştün elime oğlum..."

Oğuz huzursuzca akli dengesinin yerinde olup olmadığı belirsiz ela gözlü,kumral başkomisere bakındı. Elleri yerinde durmuyor her an bir masa ,sandalye ya da duvar yumrukluyordu. Sesi patlayana kadar bağırıyor ve ya da küfürler savuruyordu. Sorgu başladığından beri oturmamış durmaksızın volta atmıştı.

Canı sıkılan Yiğit yeniden Oğuz'u tekmeleyememenin verdiği siniri sandalyesinden çıkarıp sandalyeye tekme savurdu.

"Uyuşturucu madde bulundurmak ve satmak.."dedi Yiğit sırıtıp. "Temizinden en az beş yıl yersin."

Yiğit bir tekme daha savurdu sandalyeye ve gür bir sesle daha haykırdı. "Fuhuşa teşvik..Bolca para cezası ve bir dört yıl daha yersin bak oradan.."

"Hürriyetten alıkoyma.."diye mırıldandı Yiğit surat ekşitip. "Ne tarz bir  şerefsizsen."

"Temizinden bir beşe sene daha."

"Avukatımı istiyorum."dedi Oğuz saatlerdir dediği gibi.

"Geliyor geliyor bozacının şahidi şıracı."diye mırıldandı Yiğit yutkunup. "Seni bile savunan var ya, naparsın işte."

"Cinsel taciz."diye mırıldandı öfkeden burun delikleri genişleyen Yiğit masaya sert bir tekme savururken. "Tecavüz edecektin dimi lan çocuğa ,piç?"

"Rızası var."dedi Oğuz gözlerini dikip hırsla. "Yalan söylüyor."

"BAK LAN."diye gürledi Yiğit yumruklarını sıkıp kahkaha savururken. "Görmesek inanacaz vay amına koyayim,anlat anlat."

"Rızası vardı."diye mırıldandı Oğuz sıkılı dişleri arasından. "Kendi istiyordu."

"Ben öyle görmedim ama."diye fısıldadı Yiğit kan çanağına dönen elaları ve sinirden sıkarak bembeyaz hale gelmiş yumruklarıyla. "Nereye kaçacağını bilemeyen,korkmuş,dayaktan eli yüzü kanayan ,çıplak olduğu için ağlayan birini gördüm ben."

Oğuz sustu.

"Lan pezevenk sen başkalarını da kaçırdın Evrim ile mi karıştırdın itiraf et ? Bak çıkartırım savcılıktan izni donuna kadar arattırırım karının evini de."diye homurdandı Yiğit. "Anlatacaksın o çocuğa neler yaptığını."

NadideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin