Ana Dilim Aşk 1 ❤ 22

90.4K 3.4K 405
                                    


EFLAL

Matkapla kafatasımı deliyorlarmış gibi bir hisle kendime geldim, ama gözlerimi açamıyordum. Kendimi zorladım ve nihayet göz kapaklarımı yapıştıkları yerden ayırdım. Görüşümü netleştirmek için kirpiklerimi kırpıştırırken odamda olmadığımı fark ettim. Benim banyoda ne işim vardı? Elimi boynuma bastırarak yattığım yerden doğrulmaya çalışırken yastığımın bacaklardan oluştuğunu fark ettim. Mert sırtını küvete dayamış, oturur vaziyette uyuya kalmıştı. Hissettiğimden daha da kötü gözüküyordu. Doğrulmamla kolumun üzerindeki eli yana düştü, hafifçe başını kıpırdattı ve uykusuna kaldığı yerden devam etti.
Midemin içinde aktif bir yanardağ vardı ve ateşi boğazıma kadar yükseliyordu. Ağzımdaki iğrenç tatla suratım buruşurken gece neler olduğunu düşünmeye çalıştım. Balodan sonra İron'a gitmiştik ve ben ilk kez ağzıma içki koymuştum. Oraya kadar her şeyi hatırlıyorum ama sonrası tam bir muamma. Biraz daha beynimi zorladım. Aklıma Mert'le birlikte olduğumu söylediğim geldiğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bunu gerçekten söylemiş olamazdım değil mi? Daha sonra Mert'in sarışın bir kızla öpüşmesi, benim ağlarken Atakan'a sarılmam, Mert ve Atakan'ın kavgası ve sonra tekrar kulübe dönüp eğlenmeye devam etmemiz. Hayal meyal hatırladığım şeyler kalbimin deli gibi çarpmasına neden olurken neden burada olduğumuzu düşündüm ama hiçbir şey hatırlayamıyordum.
Lavaboya tutunarak kendimi yukarı çektim. İki büklüm yatmaktan her yanım tutulmuştu. Lavabonun üzerindeki aynaya baktığımda çığlık atmamak için kendimi zor tuttum.
Zombi gibiydim.
Rimelim gözümün etrafını panda gibi siyaha boyamış, yanaklarımdan aşağı inen siyah bir yol yaratmıştı. Ağzımın çevresine ruj bulamış ve saçlarım karmakarışık bir vaziyetteydi. Hala üzerimde akşamki kıyafetim vardı. Etrafıma baktığımda Mert'in bornoz ve battaniyelerle çevrelendiğini gördüm. Sanki benim için bir yatak oluşturmaya çalışmıştı.
Musluğu açıp su istediğim sıcaklığa gelene kadar elimi altında tuttum. Yüzümdeki makyajı artıklarını temizlerken yerden bir inleme sesi geldi. Mert acı çeker gibi yüzünü buruşturdu ve duruşunu düzeltmeye çalıştı. Elini beline bastırırken hala gözleri kapalıydı. Yavaşça gözlerini aralarken ilk olarak az önce yattığım yere baktı ve panikle gözleri aralandı.
''Eflal''
Hızlı bir şekilde ayağa kalkmaya çalışırken ''Sakin ol,'' dedim ve suyu kapattım. Sesim boğuklaşmıştı, boğazım açıyordu. Büyük ihtimal akşam o gürültüde kendimi duyurmak için fazla bağırmıştım. Gözünü ovuştururken ''İyi misin?'' diye sordu.
''İyiyim sanırım, emin değilim ama duş alırsam daha iyi hissedeceğimi biliyorum.''
Yanaklarımı ellerinin arasına alıp gözlerimin altında kalmış olan rimeli baş parmağıyla silerken ''Tamam'' dedi. Şu andaki uyku mahmuru hali onu öpmek istememe neden olurken ''Neden burada yattık?'' diye sordum. O aşık olunası gülümsemesi yüzüne yerleşirken ''Sabaha kadar midendeki her şeyle tanışmaktan yatağa gidecek fırsatımız olmadı.'' dedi. Yüzüm buruşurken ''İğrenç'' dedim. ''Bütün gece kustum ve sende başımda mı bekledin.''''Hadi yıkan, bende şu üzerimdekilerden kurtulayım.'' deyince başımı tamam anlamında salladım.
Mert'in banyodan çıkmasıyla üzerimdekileri çıkardım. Eşyalarımı ve yerdeki şeyleri kirliye atarken kapı tıklatıldı. Telaşla ''Dolu'' diye bağırdıktan sonra battaniyelerden birini üzerime tutarken ''Benim'' dedi. ''Mert'' diyerek kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı aralamamla içeri sadece bir bornoz girerken ''Seninkini yere atmak zorunda kalmıştım, benimkini kullan. Yeni yıkandı.'' dedi. Yeni yıkanmasa kullanmayacağımı mı düşünüyordu. Kıyamam bir de içeri bakmamak için koridora doğru konuşuyor. Gülmemek için dudağımı dişlerken bornozu elime alıp ''Teşekkür ederim.'' dedim. Mert kapıyı kapatınca kilidi çevirdim.
Sıcak bir banyoyla kendime geldikten sonra Mert'in bornozuna sarıldım ve banyodan çıktım. O sırada ''Oo'' diye bir ses yükselince başımı gözlerini ovuşturan Eren'e çevirdi. ''Banyomuzu kullanıma açtınız mı Eflal Hanım'' dediğinde utançla başımı öne eğdim. Mert ''Eren'' diyerek uyarıcı bir şekilde seslenince ''Ne Eren!'' dedi salona bakarak. ''Geçeden beri saksıya işeyen sen değilsin.'' dediğinde yüzüm buruşurken ''İğrençsin!'' dedim ve koluna bir tane patlattım. Elimin acısını geçirmek için sallarken Eren kahkaha attı ve burnumu sıktı. Banyoya girip kapıyı kapatırken ''Sahi geceden beri elimi de yıkamamıştım.'' Deyince ''Eren!'' diye bağırdım. Banyoya doğru yürürken kahkaha atıp yüzüme kapıyı kapattı. Kapıya vurarak ''Pislik!'' diye bağırırken Mert bu seferde uyaran bir şekilde bana seslendi. Banyonun kapısından uzaklaşsam da sanki Eren görebilirmiş gibi nefretle bakmaya devam ettim.
''Şaka yapıyor sadece.''
''Biliyorum ama yine de sabah sabah midemi kaldırmasına gerek yok!''
''Hala kusabileceğine inanıyorsun yani?'' dediğinde aynı bakışları salona oturan Doğu'ya çevirirken ellerini af diler gibi kaldırdı. ''Tamam, şaka yaptım.'' deyip Mert'e bakarken ''Alkolün böyle etkilerinin olduğunu duymuştum. Asabiyet'' diye devam etti. Ayaklarımı yere vura vura Doğu'nun üzerine doğru yürürken ''Seni öldürürüm!'' diye bağırdım. Oturduğu yerden kalkıp benden kaçmaya başladı. Ufak evimizde kısa bir kovalanbaç oynadıktan sonra Mert'in gülümsediğini gördüm.
''Çok mu komik!'' diyerek onun üzerine yürürken Hayal görüş alanıma girdi. Esneyerek gözlerini ovuşturuyordu. Ben o makyajla zombi olurken, o nasıl perilere benziyordu. Hoş, o içmemişti. Yani benim aklım yerindeyken içmemişti. Belli ki eve geldiğinde de makyajını temizleyerek yatmıştı. Ah! Bir daha o lanet tadı ağzıma falan koymayacağım!
İşaret diliyle ''Herkese günaydın'' dedikten sonra bakışlarını bana çevirdi. ''İyi misin?'' diye sorunca başımı evet anlamında salladım. ''Hasta olacaksın, üzerini giysene.''
''Tamam'' diyerek odaya yürüdüm. Eren'in banyodan çıkmasıyla duraksadım. Yüzündeki alaycı ifade sinirimi daha çok bozarken başımı sert bir biçimde çevirip yürümeye başladım. Kahkahasını duymazdan gelerek odaya girdim. Bugün tatil olduğu için ev kıyafetlerimi üzerime geçirdim, gerçi tatil olmasa da okula gitmezdim. O sırada gözüm duvardaki saate takıldı. Resmen öğlen olmuştu.
Karnımın acıktığını hissederken odadan çıktım. Salondaki hararetli konuşma kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Koşar adım bizimkilerin yanlarına gittim. Hayal'in hareketlerini son anda yakalarken ''Kim, neye ısrar etti?'' diye sordum. Bakışlar bana çevrildiğinde erkeklerin hoşuna gitmeyen bir şey konuştuklarını anladım. Hayal de bana dönerken ''Ne oluyor?'' diye sordum. Ayağa kalkıp yanıma geldi ve telefonunu uzattı. Açık olan mesajı okudum.

Gönderen: Arel
Hafta sonu Ertan Amca hepimizi yemeğe çağırıyor. Neden olduğunu bilmiyorum ama Efsa çok ısrar etti. Sanırım balonun topluma kazandırma kısmı için sizi daha yakından tanımak istiyor.


Kaşlarım çatılırken bizimkilere baktım. ''Gidecek miyiz?'' diye sorduğumda Eren ''Hayır!'' diyerek koltuğa yaslanırken Doğu ''Benim için fark etmez.'' dedi. Mert'e baktığımda düşünceli hali gözümden kaçmazken ''Mert,'' dedim. Bakışlarını bana çevirdiğinde ''Gidecek miyiz?'' diye sorumu yineledim. Eren ''Tabi ki gitmeyeceğiz.'' diyerek Mert'ten destek almaya çalışırken ''Bilmiyorum.'' dedi.
''Ne demek bilmiyorum abi ya!''
''Bilmiyorum Eren. O adamı ne kadar gözüm tutmasa da topluma kazandırma olayı kafamı karıştırıyor.''
Eren sinirle öne eğilirken ''Allah aşkına Mert, topluma kazandırmak ne demek ya?'' deyince ''Eren'' diye uyardım. ''Gitmek istemiyorsan tamam ama olayı başka yerlere çekme. O anlamda demediklerini biliyorsun.''
Hayal'e döndüm. Canının sıkıldığı belliydi. ''Gitmek istiyor musun?'' diye dudaklarımı kıpırdattım. Eren'i kontrol ettikten sonra başını evet anlamında salladı. Derin bir nefes aldım. Eren sinirle ayağa kalkıp odanın içinde volta atmaya başladı. Neden bu kadar tepki verdiğini anlayamıyordum. Ertan Bey kötü birine benzemiyordu, tamam kızı şeytana bile pabucunu ters giydirirdi ama o adam farklıydı. Babacan bir hali vardı. Öte yandan acaba Areller de gelecek diye mi bu kadar sinirlenmişti? Atakan falan. Tekrar tatsızlık çıkar diye mi düşünüyordu. Yine de böyle bir şeyi kaçıramazdık. O adam ünlü bir iş adamıydı ve bu bizim için bir fırsattı, hayallerimize belki de bu şekilde biraz daha yaklaşacaktık.
''O zaman oylamaya sunalım. Kabul mü?''
Herkes bana dönerken ''Gitmek isteyenler el kaldırsın'' dedim. Hayal elini kaldırınca bende ona eşlik ederek elimi kaldırdım. Gözlerimi erkeklerde dolaştırdım. Kıpırdama olmayınca ''Gitmek istemeyenler el kaldırsın'' dedim. Eren sert bir şekilde elini havaya kaldırdı. Mert ve Doğu önce Eren'e sonra birbirlerine baktı. Doğu ''E, ben de oyumu Eren'den yana kullanayım. Elbet bildiği bir şey vardır.'' diyerek elini havaya kaldırdı. İkiye iki bir şekilde salonun ortasında ellerimiz havada beklerken Mert'e döndük. Son kararı o verecekti. Hepimizin yüzünde gözlerini gezdirdikten sonra derin bir nefes aldı ve elini havaya kaldırdı.

ANA DİLİM AŞKWhere stories live. Discover now