Ana Dilim Aşk 2 ❤ 11

34.7K 1.5K 153
                                    


EFSA
Kardeş.
Kardeşlik.

Bir kardeşim olması, onunla aramdaki o güçlü bağ, kendimi bildim bileli en çok istediğim şeydi. Her ne kadar sevdiklerimi paylaşmak konusunda katı olsam da, kardeşlik duygusu belki de beni daha paylaşımcı yapardı.
Fakat hayal ettiğim bağ, bu şekilde oluşmamalıydı. Onca sene... Ayrı geçirilmiş onca zamanın ardından, o bağ oluşur muydu, bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum. İşin içinden çıkamıyordum.Sanki bunca senedir yaşadığım hayat bir yalandan ibaretti. Babam, annem, hatta babaannem...
Hepsi bana yabancıydı. En az o kız kadar....
Bundan sonra babama nasıl güvenecektim? Yüreğim sızım sızımdı. Annemle ilgili bana söylenen ufak tefek anılar, bir yalandan ibaretti. Onun anısının da karalandığını hissediyordum.
Bu kadarını hak etmemiştim.
Sıkıntılı bir nefesle kulaklıklarımı çıkarttım. Müziğin kafamı boşaltması gerekirken beni daha çok düşünceye itmesinden nefret ediyordum. Saatin kaç olduğunu merak ederken kendimi neredeyse bir haftadır kapalı olan telefonuma bakarken buldum. Babamla son konuşmamızdan sonra kendimi odaya kilitlemiştim.Bu da yetmezmiş gibi telefonumu da kapatmıştım. Ne kimseyi görmek, ne kimseyle konuşmak istiyordum. Ferdoş'un ısrarı olmasa yemek bile yemek içimden gelmiyordu. Ben bunca yalanı hazmedemezken, yemekleri nasıl hazmedecektim?

"Efsa"

Kapının ardından gelen sesin kime ait olduğunu biliyordum. Yatağın içine daha çok gömüldüm. Şu sıralar babamla yüz yüze gelmek, en son isteyeceğim şey bile değildi.Kapıyı açamayacağını bilsem de uyuduğumu düşünmesini istiyordum.
Çıt çıkarmadım.
"Efsa uyumadığını biliyorum."
Kapıyı birkaç kez daha tıklattı. Yorganı ağzıma doğru bastırdım. Sanki nefes alışverişimi duyarsa uyanık olduğumu anlayacak gibi hissediyordum. Kapının kolunu zorladı. Açamayacağını anlayınca pes edip bıraktı.
"Atakan sanırım gerçekten uyudu."
"Sorun değil Ertan Amca. Daha sonra tekrar uğrarım."

Doğru mu duymuştum? Atakan'ın sesi miydi o? Yataktan fırlayıp kapıya öyle hızlı yapıştım ki, UsainBolt görse kıskançlıktan çatlardı. Kulağımı soğuk ahşaba dayadım. Odanın önünden uzaklaşan birkaç farklı adım sesi duydum.
Gerçekten buradaydı?
Neden buradaydı?

Kapının kilidini açtım. Kapıyı araladığımda merdivenlerin başında duran ikili bana doğru döndü. Gözlerim insansızlığın acısını çıkarmıyorsa, bu gerçekten Atakan'dı. Garip bir özlem duygusu yüreğime girmeye çalışırken, onunla en son ki konuşmalarımızı kendime hatırlattım. Tamam, şu anda karşımda olması harika hissettiriyordu ama yumuşamamalıydım. Beni göresi gözü olmayan çocuğun, şu an burada ne işi vardı?
"Selam."
"Neden buradasın?"

Böyle bir soru sormamı beklemiyormuş gibi kaşları çatıldı. Göz ucuyla babama baktım. Yorgun gözüküyordu. Sanki bu bir hafta onu en az 7 yıl yaşlandırmıştı. Her güne bir sene... Ama nedense bu durumun sadece benden kaynaklı olduğunu hissetmiyordum. Evet benim etkim büyüktü ama nedense bu konuşmadığımız zaman aralığında bilmediğim bir şeyler daha olmuş gibiydi. Bana ihtiyacı vardı. Bunu tam kalbimin üzerinde hissedebiliyordum. Öyle özlem dolu bakıyordu ki... Bende onu çok özlemiştim ama tüm bu olanları hazmetmeden onunla eskisi gibi olamayacağımın farkındaydım. Tavrımı fark etmesi için hiçbir şey söylemeden gözlerimi üzerinden çektim.
"Seni merak ettim."
Atakan bana doğru gelmeye başladı. Doğru mu duymuştum? Alaycı bir kahkaha dudaklarımdan kaçarken "Sen?" dedim. "Ne zamandan beri beni merak ediyorsun?" Odanın önünde durdu. Onu davet etmeden içeri girmeyeceğini biliyordum. Özel alanıma davet etmek gibi bir niyetimde yoktu.
"Neredeyse bir haftadır telefonun kapalı."
Bunu gerçekten fark etmiş miydi? Yoksa bu bir Rüya hatırlatıcısının etkisi miydi? Babamın bizi dinlediğini görünce "Bize izin verir misiniz?" diye sormak zorunda kaldım. Bir haftadır ilk kez onunla konuşmuştum. Bu bile onu mutlu etmişti. Çökmüş yüz hatlarına yerleşen gülümseme bunu öyle net belli ediyordu ki.
"Tabi kızım."
Babam arkasını dönüp merdivenleri teker teker inmeye başladı. Dik duruşunda bile zorlanıyordu. Kalbim sızım sızım gözden kayboluşunu izledim. Daha sonra da bakışlarımı tekrar Atakan'a çevirdim. "Neden buradasın Atakan?" Sorumu yinelerken kollarımı göğsümün üzerinde bağladım. Beni gerçekten merak ettiğini söylediğindeyse mümkün olduğunca ciddi tavrımı sürdürdüm.
"Babam bir şeyden bahsetti."
O şeyin ne olduğunu çok iyi biliyordum. "Ertan Amca'da doğrulayınca, nasıl olduğunu kendi gözlerimle görmek istedim."

ANA DİLİM AŞKWhere stories live. Discover now