Bölüm 4

346 30 8
                                    


Aradan birkaç gün geçmişti. Başta Kentaro olmak üzere pek çok kişinin düşmanca bakışlarını üzerinde hissediyordu Bokuto. Ama umursamıyordu. O günden sonra kimse bir şey söylememişti. Keiji'ye yok gibi davranıyorlardı. O da bu tutumdan üzerine düşeni almıştı. Ama rahattı böyle.

O gün öğlen yemeğinden sonra sınıfa geldiğinde sunum yapmak için yanında getirdiği tabletini bulamadı. Bir yerde mi unuttum acaba diye düşünüyordu. Sıranın altına, çantasının diğer gözlerine baktı. Yoktu. Biri çirkin bir şaka mı yapıyordu acaba tam da sunum yapacağı gün.

Hoca geldiğinde iyice strese girmişti.

"Evet Bokuto sunumunu yapabilirisin" dedi hocası derse başladıktan sonra

"Şey efendim ben ah-" ensesini kaşıdı. "Bir sonraki ders yapabilir miyim?"

"Neden hazırlanmadın?"

"Hayır hazırlandım, sadece şey tabletimi unutmuşum sanırım. Çok üzgünüm. Umarım bir şans daha verebilirsiniz."

"Peki." hocası pek hoşlanmamıştı durumdan. "Ama geç kaldığın için düşük puan üzerinden değerlendireceğim."

"Tabii hocam, özür dilerim tekrar." yerine oturdu. Gerçekten unutmuş olabilir miydi acaba? Yanında Keiji'nin sıkıntılı bir ifadeyle ona baktığını gördü. Üzülmüştü belli ki böyle mahcup olmasına.

Son dersten sonra arkadaşının çantasını toplarken birden duraksadığını fark etti. Kıpkırmızı olmuştu. Elleri titremişti hafifçe. Hızlıca çantasını kapatırken Kentaro yanına geldi.

"Bak seen!" dedi çantasını alıp çekti.

"Bırak" dedi Keiji. Bo onu hiç böyle öfkeli görmemişti.

"Bırakmam. Burada büyük bir suç var değil mi?" şeytani şekilde kıkırdadı.

Bokuto anlamamıştı.

"Geçen gün bu küçük alçak çocuğa söylediklerim yüzünden bana saldırdın. Ama sanırım biraz safsın sen de" dedi Kentaro ona dönüp.

"Bırak dedim çantamı." Keiji bağırdı tekrar. Kıpkırmızıydı hala, çok öfkeli görünüyordu.

"Ne oldu niye bu kadar korktun ki?"

"Korkmadım, bırak dedim."

"Bırakır mısın Keiji'nin çantasını?"

"Al sana vereyim bir içine göz at olur mu? Aradığın şey orada olabilir." çantayı Bokuto'nun kucağına fırlattı ve bir kahkaha attı.

O sırada Keiji gözyaşlarını tutamamış koşarak sınıftan çıkmıştı.

"Sen ne saçmalıyorsun?" dedi Bokuto ona. "Bak sizden bir şey istemiyoruz ikimiz de. Artık rahat bırakın onu. Yani bu zorbalık, bu saçmalıklar... Neden uğraşıyorsunuz ki?"

"Dediğim gibi biz ibnelerden hoşlanmıyoruz. Hırsızlardan da."

"Saçmalama ne hırsızlığı?" o sırada fermuarı açık çantanın içinde tabletini gördü.

"Anladın mı?" dedi Kentaro.

Bokuto şok olmuş şekilde çantaya bakıyordu. Asla yapmazdı arkadaşı böyle bir şey, ondan bir bardak kahve almaya bile çekinirdi. Hırsızlık yapacak son kişiydi o.

"Sen iğrençsin."

"Dur dostum ben mi iğrencim?"

"Sen ona iğrenç bir iftira atıyorsun. Yeter artık uğraşma Keiji'yle NE YAPTI SANA O? BÖYLE ÇİRKİN BİR İFTİRA ATACAK KADAR NE YAPTI?"

Heaven in Your ArmsWhere stories live. Discover now