Part 2 - Bölüm 12

158 10 8
                                    


Bokuto erkenden uyanmıştı. Sevgilisi kendi yatağında huzurla uyuyordu. Kei bilse de o varken sürekli beraber uyumayı doğru bulmamıştı nedense. Sonra gözleri karşıdaki yatakta uyuyan arkadaşına takıldı. Gözlüklerini çıkarmıştı, rahat uyumuştu belli ki kulaklıkları takılı değildi. Tanışalı iki aydan biraz fazla olmuştu, sadece buydu kısacık bir zamandı ama garip bir bağ hissediyordu. Belki onun bu özel durumu etkilemişti onu ama kalbinde küçük bir çarpma oluyordu onu gördükçe, buna engel olamıyordu.

Sevgilisine baktı tekrar. Ona olan aşkında sevgisinde hiçbir fark yoktu, her gün ona daha çok aşık oluyor, güzelliğine olduğu kişiye, ona olan sevgisine hayran kalıyordu. Ama içindeki küçük sese kulaklarını kapatamıyordu. Tsukki çok güzel değil mi? diyordu ses sık sık. Yardıma ihtiyacı var, sorunları var bu yüzden böyle hissediyorum dedi kendi kendine. İnsan aynı anda iki kişiyi sevemezdi. Hem daha yeni tanıştığı birine karşı ne sevgisi dedi, böyle şeyler zaman alır. Ama alır mıydı gerçekten bilmiyordu. Keiji'ye hemen aşık olmuştu pek de zaman almamıştı. Gördüğü anda kalbinin ritmi değişmişti. Tsukki'de öyle bir şey olmadı. Demek ki gerçekten ona karşı duygularım arkadaşça. İçini çekti, ona baktıkça kalbi garip hareketler yapıyordu işte, ama görmezden gelmeye çalıştı.

"Tatlım?" Keiji fısıldadı "Günaydın"

"Günaydın" dedi ona. Onun hayat ışığı Keiji'ydi işte. Tüm güzelliği, sevimliliğiyle karşısındaydı. Gereksiz şeylere bulaşma, onu üzecek tek bir şey bile yapma.

Kalkıp sevgilisine sarıldı "Güzel sevgilim benim" dedi öptükten sonra.

"Erken mi uyandın Bo?"

"Az önce" öptü tekrar, sonra hazırlanmak için kalktı.

Dersler sırasında sorun yaşamıyorlardı. Kimse onlara bulaşmamıştı bir süredir. Kentaro da Hiro da ufak tefek sataşmalar dışında bir şey yapmıyorlardı. Belli ki müdür ciddi şekilde uyarmıştı onları. Sunumlarını yaptıkları zaman bile normalde yapacağını düşündükleri hiçbir şey yapmamışlardı. Belki de bütün hocaları bilgilendirmişti müdür.

Öğle yemeği saatinde eşyalarını kilitleyip çıktılar. Kei onlara bunu her yaptıklarında meraklı gözlerle bakmış ama nedenini sormamıştı. Bokuto onun bakışlarını fark ediyordu ama sevgilisinin bu konunun açılmasından rahatsız olacağını düşünüp yorum yapmıyordu.

"Bo hadi" dedi Keiji.

"Geldim" arkalarından yetişti.

Yemekte konuyu Keiji açtı. "Kei biz sana neden eşyalarımızı topladığımızı anlatmadık değil mi?"

"Hayır."

Keiji olanları sakince anlatırken Bokuto öfkesini kontrol etmeye çalışıyordu. O günü düşündükçe sinirleniyordu, ateş çıkıyordu gözlerinden.

"Seni nasıl üzmüşlerdi." dedi içini çekerek.

"Çok aptallar" dedi Kei de.

"Boş verin, düşünmeye değmezler." diye mırıldandı Keiji.

Bokuto geçen sene yaşanan diğer şeyleri de kısaca anlatmıştı Kei'ye.

Kei gözlerini kısmış onlara bakıyordu "biraz araştıracağım" diye mırıldandı

"Hmm? Ne dedin?"

"Yok bir şey" gülümsedi hafifçe. Bokuto kalbindeki sıkışmayı tekrar hissetti.

Kei akşam bilgisayarının başına geçti, arayabileceği her yeri aramış ama onlara karşı bir koz bulamamıştı. Canı sıkılmış bir şekilde bilgisayarı kapadığında ona bakan iki çift meraklı göz gördü.

Heaven in Your ArmsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin